Evvelsi gün Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile günübirlik Şırnak gezisine katıldım.
Dün sabah da, ana teması uyuşturucuyla mücadele olan kahvaltılı buluşmada İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu dinledim.
Bu yazının konusu, Şırnak izlenimleri ve her iki bakandan dinlediklerimiz olacak.
Dün sabah buluşmamızda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, uyuşturucuyla mücadele konusunda uzun bir sunum yaptı.
Uyuşturucu baronlarına, çetelere karşı nasıl bir mücadele verildiğini anlattı.
945 çete çökertilmiş şimdiye kadar.
Malum, bir ara bonzai diye bir bela vardı.
Yürek parçalayan görüntülerle karşılaşıyorduk.
Gencecik insanlar, yol kenarlarında, parklarda zombi gibi yığılmış halde görülüyorlardı.
Soylu, verilen mücadele sayesinde böyle görüntülerin artık yaşanmadığını hatırlattı.
Ama yeni bir baş belasından söz etti.
Metamfetamin isimli yeni tür bir uyuşturucunun bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yaygınlaşmaya başladığını söyledi.
2016’dan bu yana Türkiye’de yapılan operasyonlarda yakalanan metamfetamin oranında 22 kat artış olmuş.
Bu uyuşturucu madde, iç kanamaya, solunum yollarında sorunlara, dişlerde çürümeye, psikolojik bozukluklara yol açıyormuş.
Devletin ilgili birimleri uyuşturucuyla mücadele konusunda büyük gayret içindeler.
Ama bu sadece devlet imkânlarının kullanılmasıyla yürütülebilecek bir mücadele değil.
Ailelerin, annelerin devrede olması önem taşıyor.
Bakan Soylu, bu kampanyanın önemini anlatırken, uyuşturucuya yönelen çocukların erken safhada, ikinci ya da üçüncü kullanımda fark edilmeleri halinde geri döndürülebildiğinden söz etti.
Gerçekten önemli uyarılar bunlar.
Soylu’nun Canan Kaftancıoğlu ile ilgili Yargıtay’ın verdiği karara ilişkin söyledikleri de gündem belirleyecek nitelikte idi.
Aktaralım:
Başlığı böyle atınca, devamını da aklıma ilk geldiği haliyle getirmem lazım:
“Şırnak’ta roket seslerinin yerini raket sesleri aldı.”
Önceki gün Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun davetiyle İstanbul ve Ankara’dan bir uçak dolusu gazeteciyle Şırnak’a gittik.
Niçin?
9 ülkeden 81 sporcunun katıldığı Uluslararası Cudi Cup Tenis Turnuvası’nı yerinde izlemek için.
40 yıldır terörle anılan coğrafyalarda böyle bir etkinliği izlemek üzere bulunmamız başlı başına haber değeri taşıyor zaten.
Uzun yıllar PKK’nın eğitim kamplarının bulunduğu Cudi Dağı, etkili bir mücadele sonunda terörden arındırıldı.
Bu durumun sağladığı güvenlik ortamında işte bu türden sportif etkinlikler yapılabiliyor.
Sadece Türkiye’den değil, başka başka ülkelerden de sporcular, güvenlik endişesi taşımadan buralara gelebiliyorlar.
Bakan Kasapoğlu tam da bu hususlara dikkat çeken bir konuşma yaptı:
2003 yılında Irak tezkeresinin gündemde olduğu dönemde Cizre ve Silopi üzerinden Habur sınır kapısına kadar gidip haberler yapmıştım.
Cizre üzerinden Silopi’ye giden yol delik deşikti.
Yarım metrelik çukurlar vardı yol ortasında.
Bu son gördüğümde ise çehresinin büyük ölçüde değiştiğini fark ettim.
Hem yolların, hem de şehrin çehresi değişmiş.
2015’te şehrin ortasında yaşanan terör olaylarından sonra PKK önce yerleşim yerlerinden, sonra da Şırnak’ın ve diğer bölgelerin dağlarından uzaklaştırıldı.
Terör nedeniyle yıkılan evler, devlet eliyle yeniden inşa edildi.
Normalleşme iklimi sürdükçe, tenis turnuvası gibi ancak normal zamanlarda ve mekânlarda yapılabilecek türden faaliyetler mümkün hale geliyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.