“Ketebe Yayınları” ve Türkiye’nin büyük yürüyüşü: Biz aslında ne yapıyoruz!

04:006/03/2018, Salı
G: 6/03/2018, Salı
İbrahim Karagül

Türkiye yeni bir kuruluşun temellerini atıyor. Anadolu yüzyıllara dayanan siyasi genetiğini harekete geçirip, bir kez daha tarih yükselişi başlatıyor. Dünyanın güç haritasının dağıldığı, merkez ülkelerin gerilediği, yeni yıldız ülkelerin öne çıktığı bir küresel konjonktürde büyük tezlerle, büyük iddialarla öne çıkıyor.Bugünleri; Selçuklu’nun büyümesi nasılsa öyle görmeliyiz. Osmanlı’nın yükselişi nasılsa öyle görmeliyiz. Bir tarih geçişi olduğu kadar bir devletler sürekliliği, olgunlaşması, büyümesi

Türkiye yeni bir kuruluşun temellerini atıyor. Anadolu yüzyıllara dayanan siyasi genetiğini harekete geçirip, bir kez daha tarih yükselişi başlatıyor. Dünyanın güç haritasının dağıldığı, merkez ülkelerin gerilediği, yeni yıldız ülkelerin öne çıktığı bir küresel konjonktürde büyük tezlerle, büyük iddialarla öne çıkıyor.


Bugünleri; Selçuklu’nun büyümesi nasılsa öyle görmeliyiz. Osmanlı’nın yükselişi nasılsa öyle görmeliyiz. Bir tarih geçişi olduğu kadar bir devletler sürekliliği, olgunlaşması, büyümesi olarak algılamalıyız. Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük yükseliş tarihinin bugünlerde yazıldığını not etmeliyiz

Bu yüzden bugünkü nesil bir kurucu nesildir bu tarih yükselişini başlatan kuşaktır, kendimizi öyle görmeliyiz. Biz görmesek de, içinde bulunduğumuz bölgesel karmaşa içinde algılayamasak da yarının tarihçileri bunu böyle yazacak, bilmeliyiz.

Anadolu’nun ötesi: Biz bu coğrafya kimliğini neden inşa ediyoruz!

Siyaset, kendi liderliği ile, kadrolarıyla, bir büyük millet ve devletler geleneği ile güçlü adımlar atıyor, yol ve çığır açıyor. Hem coğrafyamızı paramparça etmeye çalışan o küresel istila dalgasına direniyor hem de bir coğrafya inşa etmeye çalışıyor. Ülkemizde ilk kez çok güçlü bir milli devlet aklı kök salıyor.

Vesayet dönemleri kapatıldı, 20. Yüzyıl parantezi kapatıldı, Anadolu sınırlarının çok ötelerine varan bir yeni siyasi söylem ve duruş merkezileşiyor. Bu haliyle, dışarıdan ve içeriden büyük saldırılara direnirken aynı zamanda kendi ilgi haritamızı şekillendirmeye çalışıyoruz, Anadolu’nun ötelerine ulaşmaya çalışıyoruz, onlarla yakınlaşmaya çalışıyoruz, bir coğrafya kimliği oluşturmaya çalışıyoruz.

Entelektüel seferberlik lazım: Medyamız ilk kez milli eksende

Siyasi akıl bize öncülük ediyor. Ama bu büyük hesabın, hedefin, yürüyüşün sadece siyasetle tamamlanması mümkün değil. Temellerinin zenginleştirilmesi lazım. Entelektüel zenginliğinin, birikiminin inşa edilmesi lazım. Siyaset ve ekonominin başarısının sosyal alanda, kültürel alanda yakalanması lazım.

Medyamızın, üniversitelerimizin, düşünce dünyamızın bu yürüyüşe bütün birikimiyle katılması, çığır açması, siyasete de destek olması lazım. O alanlarda da büyük iddiaların, tezlerin öne çıkarılması, var olan iddiaların altının doldurulması lazım.

Belki ilk kez medyamız bu kadar milli bir eksene oturdu. Devletin, siyasetin ve toplumun coşkusuyla barışık hareket eder oldu. Son beş yılda dışarıdan gelen ağır saldırılara direndi, çok güçlü reaksiyon gösterdi. Bu, son derece sevindirici bir durum. Ama bizim iddialarımız bu kadar değil, sadece savunmak değil, üretmektir, yaymaktır.

Yeni Şafak öncülüğünde bir medya havzası burası

Açık söyleyeyim, Albayrak Medya Grubu, emin adımlarla bu yolda ilerliyor. Türkiye’nin en etkili “içerik üreticisi” olmak istiyor ve bu yönde büyük çaba harcıyor. Şov ya da pazarlama yerine kalıcı söylemler üretmeye, güçlü bir duruş belirlemeye çalışıyor. Mesela Yeni Şafak, kurulduğundan bu yana Türkiye’nin büyük değişiminin hep bir adım önünde oldu. Hala öyledir, öyle olmaya da devam edecektir.

Burası bir medya havzası. Yeni Şafak’la, TVNET’le, sayısı ona yaklaşan ve farklı alanlarda yayın yapan güçlü dergilerle, dijital alanda yayın yapan yenisafak.com’la, İngilizce ve Arapça haber siteleriyle, GZT ile zengin bir havzadır. Burası “Türkiye’nin birikimi”dir ve bu misyonunu her geçen gün daha da güçlendirmekte, zenginleştirmektedir.

Kendimizi Türkiye eksenine sabitledik..

Çünkü biz, kendimizi Türkiye’nin “büyük yürüyüşü”ne sabitledik, o misyonla donattık, öncülerle yan yana yürümeyi esas aldık. Çünkü biz, vatan savunmasının ne olduğunu, coğrafya inşasının ne olduğunu, küresel ölçekte ne tür bir hesaplaşma yaşandığını, Türkiye’nin nasıl bir 21. Yüzyıl inşa etmek istediğini biliyoruz, ona inanıyoruz. Stratejik konumlanmamız, entelektüel kimliğimiz bu eksendir, buna inanıyoruz.

Ketebe: Bir yayın seferberliği başlıyor
Şimdi, Albayrak Medya Grubu’na, medya havzamıza yeni bir kurum eklendi.
ile kitap yayıncılığına da başladık. Ketebe’nin perspektifi, sadece kitap yayınlamak değil, o büyük bir hedefle, Türkiye’yi de aşacak bir perspektifle hareket edecek.

Ülkemizin entelektüel birikimini, düşünce dünyasını zenginleştirmeyi, teşvik etmeyi, cesaretlendirmeyi ilke edindi ve on altı kitapla ilk çıkışını yaptı.

Mesut Albayrak’ın himayesinde, İsmail Demirci’nin koordinatörlüğünde, Ömer Lekesiz, İsmail Kılıçarslan, Ahmet Murat ve Mustafa Armağan’ın kılavuzluğunda yürüyecek yeni bir “yayın seferberliği”nden söz ediyorum.

Sanat ve estetik üretecek

Ketebe, Türkiye’nin birikimini cesaretlendirme, teşvik etme, sizlere sunma kadar dünyanın birikimini de Türkiye’ye taşımayı amaçlıyor. Ülkemizin büyük yürüyüşü dediğimiz o idealin altını dolduracak, altyapısını zenginleştirecek dil ve içerik üretmeye talip. Bunun dışında Ketebe’nin Türkiye’nin en iyi kültür havzası olacağını, sanat ve estetik üreteceğini şimdiden söylemiş olayım.

Tanklar Kabe’ye Dayanmadan: Bir yol haritası, bir gelecek öngörüsü

Tabi Ketebe Yayınları, benim de bir kitabımı yayınladı. “Tanklar Kabe’ye Dayanmadan” isimli bu kitapla, son yirmi yılda, coğrafyamızda yaşananları değerlendirip, bundan sonra neler olacağına dair güçlü öngörülere yer vermeye çalıştım.

Yaklaşık otuz yıldır günü gününe izlediğim coğrafyamızın bütün serüvenlerine az çok aşina olduğumu söyleyebilirim. İşte böyle bir coğrafyada Türkiye ne yapmaya çalışıyor, buna karşı bölgesel savaş hesabı yapanlar neler planlıyor, o kitapta bulacaksınız.

Adı biraz olumsuz görünse de, bu kitabın bir yol haritası sunacağına, bütün endişe kaynaklarına karşı bizi alarma geçireceğine inanıyorum. Kitapta coğrafyamıza kurulan en büyük tuzağın ayrıntılarını, Türkiye’nin büyük mücadelesini özetledim. Uzun yıllar sonra ilk kitabım olacak bu. Ardından iki tane daha gelecek. İlgi ve takdirlerinize sunarım.

Yayın havzamıza yeni katılan Ketebe Yayınları’na “Hoş geldin” diyorum. Ketebe’nin ülkemizin düşünce dünyasına katacağı heyecanı büyük bir merakla bekliyorum.

Siz de bekleyin derim…

#Türkiye
#Politika
#Medya