* ‘Gezi Olayları’nı kimler, niye gündeme taşıyor? * Birileri yeni çokuluslu hesaplar mı yapıyor? * Kimse muhafazakâr Gezi isyanı planları yapmasın!

04:007/12/2018, Cuma
G: 7/12/2018, Cuma
İbrahim Karagül

Gezi tartışması beş yıl sonra neden tekrar başlatıldı?Seçim çalışmalarının, ittifak pazarlıklarının, aday tartışmalarının, buradan hareketle Türkiye’nin geneline yönelik çekişmelerin yeniden alevlendiği, herkesin zihinlerini daha açık ortaya döktüğü, etrafımızdaki sıcak konuların ikinci plana düştüğü günlerde “Gezi Olayları”nın yeniden gündeme gelmesinin gerekçesi ne olabilir?Böyle bir ortam mı var, böyle bir endişe mi var yoksa böyle bir arayış mı var?Ya da Gezi olayları ile, bugünlerde “bazıları”nın

Gezi tartışması beş yıl sonra neden tekrar başlatıldı?



Seçim çalışmalarının, ittifak pazarlıklarının, aday tartışmalarının, buradan hareketle Türkiye’nin geneline yönelik çekişmelerin yeniden alevlendiği, herkesin zihinlerini daha açık ortaya döktüğü, etrafımızdaki sıcak konuların ikinci plana düştüğü günlerde “Gezi Olayları”nın yeniden gündeme gelmesinin gerekçesi ne olabilir?

Böyle bir ortam mı var, böyle bir endişe mi var yoksa böyle bir arayış mı var?

Ya da Gezi olayları ile, bugünlerde “bazıları”nın ısrarlı biçimde büyütmeye çalıştığı, “huzursuzluk” olarak gösterdiği kamuoyu ”ilgi”si arasında benzerlik mi kuruluyor? Buradan bir yerlere mi varılmak isteniyor? Alakası olmayan bir süreç inşa edilip işletilmeye, alakasız bağlantılar kurulmaya, alakasız hedefleri “masumlaştırma”ya dönük bir uğraş mı var?

Birileri fena halde kötü niyetli arayışlar içinde

Şaşırtıcı geliyor bana. Gezi hakkında açılan soruşturmalar, o dönem sokak terörünü provoke edenler hakkında çıkarılan tutuklama kararları mı bu tartışmaları başlattı. Hiç sanmıyorum.

Yerel seçimlerle ilgili tartışmalar mı, Gezi olaylarını yeniden gündeme taşıdı? Hiç sanmıyorum. Seçimlerle ilgili her şey konuşulabilir ama hiçbir şekilde Gezi ile örtüştürülecek bir gündem oluşturulamaz, benzerlik kurulamaz, böyle bir beklenti kamuoyuna pompalanamaz. Eğer bunlar yapılıyorsa, birileri fena halde kötü niyetli arayışlar içinde demektir.

Peki, Paris’teki Sarı Yelekli isyanlar mı Gezi olaylarını Türkiye’de bir kez daha gündeme taşıdı? Elbette Hayır. Benzerlikler kuruldu, o dönem Fransız siyasetçiler ve medyasının tavrı ile şimdiki tavrı sorgulandı, eleştirildi. Ama bu kadar.

Yeni siyasi dalga, yeni psikolojik operasyon..

Türkiye’de Gezi kalkışmasının bir kez daha gündeme getirilmesinin bunları aşan maksatları hissediliyor maalesef. Çevremizde, dışarıda olanlarla içeride bazı arayışların aynı zamana denk gelmesi ve Gezi tartışmasının bunlarla paralellik arzetmesi benim kadar birçoklarının da dikkatini çekiyor olmalı.

Seçim öncesi başlayan, seçim sonrasında çok daha belirgin hale geleceğinin işaretini veren yeni bir siyasi dalga oluşturma, muhalefet cephesi kurma, bunun psikolojik altyapısını oluşturma, böylece bir toplumsal zemin inşa etme yönünde bir çaba var. İşin tuhaf gelen yanı ise, açıktan bir muhalefet örgütlenme yerine örtülü bir psikolojik operasyon yürütülüyor oluşudur.

Gezi açık bir “dış” müdahaleydi. Yine sokağa mı çağıracaksınız?

Cumhurbaşkanlığı seçiminde, genel seçimde CHP öncülüğünde daha önce oluşturulan “Çatı Modeli”nin bir benzerini bugün başka bir alanda oluşturma gayreti dikkat çekiyor. Bu başka bir yer, ağırlıklı olarak AK Parti’nin doğal tabanına hitap ediyor. Böyle bir mantıkla, Gezi olaylarını gündeme taşımanın bu ülke için tehlikeler barındırdığını düşünüyorum.

Çünkü Gezi olayları bir iç muhalefet meselesi değildi. Doğrudan Türkiye’ye yönelik bir dış müdahaleydi. 15 Temmuz’da FETÖ üzerinden askeri darbe ile yapmak istediklerini o zaman bazı marjinal muhalefet çevrelerini tek çatı altında toplayıp sokaklara salarak yapmaya çalıştılar.

Yeniden ‘huzursuzluk’ söylemi pazarlanıyor

Erdoğan’ı devirmek Türkiye’nin bugünkü devlet aklını ve ona destek verenleri tasfiye etmek, Türkiye’de bir toplumsal isyan ve sokak terörüyle “rejim değiştirmek”, bu ülkeyi yeniden Atlantik eksenine rehin vermek için hazırlanan ve uygulanan bir senaryoydu.

İç muhalefet örtüsü altında bir çokuluslu bir müdahaleydi. Bunun çok daha şiddetlisini 15 Temmuz’da gördük zaten. Suriye’nin kuzeyinde bir başka formatını gördük, görüyoruz.

Şimdi birileri ısrarla yeni huzursuzluk söylemi oluşturup benzeri bir toplumsal reaksiyon oluşturmak istiyor. Bunun arkasından da iktidar hesapları yapıyor, buna yönelik örgütlenmeler yürütüyor. Buradan “masum” bir dil ve bakış pazarlıyorlar.

Cumhur İttifakı’nı bu yüzden hedef alıyorlar

Gezi’nin de mahiyetini, niteliğini ve çokuluslu kimliğini düşündüğümüzde hiç de masum olmayan bir arayış fark ediliyor. Bugünlerde köşelerde, tv ekranlarında çekingen söylemler arasına gizlenen o düşünce çok yakında daha belirgin bir şekilde kendini gösterebilir. Hiçbir şekilde bir iç siyasi hesap değil bu. Hiçbir şekilde, muhalefet meşruiyeti sınırlarının içinde değil bu.

“Türkiye Ekseni” dediğimiz Cumhur İttifakı’nı parçalamaya dönük çabalar da bunun işareti zaten, direnç hatlarını dağıtmaya, sulandırmaya çalışıyorlar. En yakınlarımızda, burnumuzun dibinde bu yönde bir örgütlenme, bunun medyada pazarlanması artık gizlenemez hale geldi. Erdoğan konusunda hassas bazı kurumların içine sızarak o kurumların gücü kullanılarak örtülü operasyon yürütülüyor.

Kimse muhafazakâr sokak isyanı hesapları yapmasın

Bu ülkede muhalefet herkesin hakkıdır. Ama bunca çokuluslu senaryo ile yüzleşmiş bir milleti yeniden bir başka çokuluslu senaryo ile yüzleştirmek isteyenlerin hiçbir masumiyeti yoktur. Muhafazakârları örtü olarak kullanıp yeni bir kışkırtma, yeni bir “dışarıdan müdahale” deneyenlerin dikkatli olması gerekiyor.

Biz onları görüyoruz, biliyoruz. Kişisel endişem bundan. Bu ülkenin bu tür senaryolardan yorulduğunu artık görün. Kimse muhafazakârlar üzerinden bir müdahale planı uygulamasın, onlar üzerinden sokak hesabı yapmasın!

#Türkiye
#Gezi olayları
#Seçim