Salkım Hanım’ın Taneleri, muhalefetin teraneleri

02:036/04/2020, Pazartesi
G: 6/04/2020, Pazartesi
Hüseyin Likoğlu

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dünyayı saran ve Türkiye’yi de etkisi altına alan koronavirüs salgınına karşı milli dayanışmayı pekiştirmek ve insanların moral motivasyonunu arttırmak için “Biz Bize Yeteriz Türkiyem” kampanyasını ilan etti. Gönüllülük esasına dayalı bu kampanya milletimizde büyük karşılık buldu, kampanyaya katılanların yaptığı yardımlar 1 milyar lirayı aştı.Gezi, 17-25 Aralık, 15 Temmuz, 2018 finansal terör saldırısı ve son olarak Suriye’de cereyan eden Barış Pınarı ile Bahar Kalkanı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dünyayı saran ve Türkiye’yi de etkisi altına alan koronavirüs salgınına karşı milli dayanışmayı pekiştirmek ve insanların moral motivasyonunu arttırmak için “Biz Bize Yeteriz Türkiyem” kampanyasını ilan etti. Gönüllülük esasına dayalı bu kampanya milletimizde büyük karşılık buldu, kampanyaya katılanların yaptığı yardımlar 1 milyar lirayı aştı.

Gezi, 17-25 Aralık, 15 Temmuz, 2018 finansal terör saldırısı ve son olarak Suriye’de cereyan eden Barış Pınarı ile Bahar Kalkanı harekâtlarından medet umarak Erdoğan’dan kurtulma hevesleri kursaklarında kalanlar, korona duasına çıkmıştı. Korona Türkiye’ye gelince sadece AKP’lileri öldürecekti, memleket onlara kalacaktı. Böyle rüyalara dalmışlardı. Ama öyle olmadı, Türkiye, aldığı tedbirlerle virüsün ülkeye geç girmesini sağladı. Virüs görüldükten sonra da izolasyon tedbirlerini bir bir devreye aldı.

Can kayıplarımız var, üzgünüz. Ancak şükürler olsun durum kontrol altında. Bugünlerde herkes salgının ne zaman zirve yapıp gerilemeye geçeceğini konuşuyor. Yani daha korkunç senaryolar değil, daha iyimser beklentiler konuşuluyor. Virüsten de istedikleri siyasi sonucu elde edemeyeceğini anlayan zavallılar, bu kez Erdoğan’ın kampanya çağrısı üzerinden saldırıya geçtiler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu saldırılara Kurtuluş Savaşı yıllarında Atatürk’ün 10 maddelik “Tekâlif-i Milliye” emirleri ile cevap verdi. Erdoğan, “Her ne kadar CHP Genel Başkanı başta olmak üzere kimi kesimler bu kampanyayı itibarsızlaştırmaya çalışmışsa da görüldüğü gibi milletimiz bu fitne odaklarına kulak vermemiştir. Hâlbuki bizim tarihimizde çok sayıda bu tür ve hatta daha ötesi dayanışma örnekleri vardır. Mesela Kurtuluş Savaşı başlarken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Tekâlif-i Milliye denilen 10 maddelik bir emir yayımlamıştır. Kendi tarihlerini bilmeyenler, bugün devletimizin yürüttüğü yardım kampanyasını dahi sabote etmeye çalışarak milletten ne kadar uzak olduklarını bir kez daha göstermişlerdir” İfadelerini kullandı.

Tabii Erdoğan, bir konuda Atatürk’ü referans gösterince hemen zıpladılar. “Efendim o günkü şartlarla bugün bir mi, sıkıştığı zaman Atatürk’e sarılıyor” gibi safsatalarla teranelerini sürdürmeye çalıştılar. Diyelim ki doğru, “Tekâlif-i Milliye” şartları farklı. O zaman yakın tarihteki fevkalâde şartlara bakalım.

Tarih 26 Ocak 1940. Yaklaşan 2. Dünya Savaşı nedeniyle fevkalade haller için Milli Korunma Kanunu çıkarılıyor.

Kanunun birinci maddesi “Fevkalâde hallerde devletin bünyesini iktisadi ve millî müdafaa bakımından takviye maksadı ile İcra Vekilleri Heyeti’ne, bu kanunda gösterilen şekil ve şartlar dairesinde vazife ve salâhiyetler verilmiştir.

Fevkalâde haller şunlardır:

A - Umumî veya kısmî seferberlik,

B - Devletin bir harbe girmesi ihtimali.

C - Türkiye Cumhuriyeti’ni de alâkalandıran yabancı devletler arasındaki harp hali”.

72 maddelik bu kanunla fevkalâde haller için tarım başta olmak üzere her konuda İcra Vekilleri’ne geniş yetkiler verilmektedir.

Tarih 9 Kasım 1942. Hani babaannelerimiz ve dedelerimiz anlatırdı: “Jandarma gelir girerdi ambara, patatesin iyisinden yüzde 5’e tekabül eden üç çuval, mısırın iri tanelerinden yüzde 5’e denk gelen 4 çuval, buğdayın en sarısından yüzde 5 miktarı 8 çuval alır götürürdü”. Yakın tarihçiler ona varlık vergisi diyor. Özellikle sermayeyi elinde bulunduran azınlıklar hâlâ o günler için ağlıyor. 1942’de çıkarılan Varlık Vergisi Kanunu da bu fevkalâde haller için çıkarılmıştı.

Kanunun gerekçesi şu şekilde ifade ediliyor: “İçinde bulunduğumuz fevkalâde vaziyetin icap ettirdiği fedakârlığa, bunları da kazanç ve kudretleriyle mütenasip bir derecede iştirak ettirmek maksadını gütmektedir.”

Bu tarihi terimlerle bu zor günlerde sizi sıkmak istemiyorum. Başta bu kampanyaya karşı terane okuyanlar olmak üzere, evde bolca kitap okuyup, film izlediğimiz şu günlerde, yazdıklarımın daha iyi anlaşılması için benim de bir film ve iki kitap tavsiyem var.

Tavsiye ettiğim film: Salkım Hanımının Taneleri.

Tavsiye ettiğim kitaplar ise; Arslan Başer Kafaoğlu, ‘Varlık Vergisi Gerçeği’; Dr. Haktan Birsel ‘Türkiye’nin Azınlık Politikaları’.

Eğer bu filmi izleyip kitapları okumanıza rağmen hâlâ teranelerinizden vazgeçemiyorsanız, bir psikiyatriste görünün diyeceğim, ancak bugünlerde sağlıkçılarımızı meşgul etmemeliyiz.

Size iyi gelecek başka bir şey ise bugünlerde sosyal medyada ve internet tabanlı iletişim gruplarında çok esprili görüntüler yer alıyor. Onları tekrar tekrar izleyin. Eğer onlar da iyi gelmezse size kötü bir haberim var. koronavirüsten değil ama kahrınızdan öleceksiniz.

#Türkiye
#Koronavirüs
#Vergi
#İnternet
#Mustafa Kemal Atatürk