Cuma cemaatine duyurulur!

04:009/06/2024, Pazar
G: 9/06/2024, Pazar
Hayreddin Karaman

Cuma namazı için camiye gidildiğinde şu manzara görülüyor: Cami içinde ya caminin imam hatibinin ya şehrin vaizinin veya müftüsünün konuşması var. Cami cemaatinin azami üçte biri içeride, diğerleri elden geldiğince geç katılmak üzere yolda belde, gelenlerin önemli bir kısmı da cami dışında ellerinde, çok kimsenin akla ziyan kullandıkları telefonlarla vakit öldürüyorlar veya faydalı faydasız konuşuyorlar. Ezan okunurken bu durum devam ediyor, ezan bitince bi zahmet camiye giriyorlar, sünnet kılınıyor,

Cuma namazı için camiye gidildiğinde şu manzara görülüyor:

Cami içinde ya caminin imam hatibinin ya şehrin vaizinin veya müftüsünün konuşması var. Cami cemaatinin azami üçte biri içeride, diğerleri elden geldiğince geç katılmak üzere yolda belde, gelenlerin önemli bir kısmı da cami dışında ellerinde, çok kimsenin akla ziyan kullandıkları telefonlarla vakit öldürüyorlar veya faydalı faydasız konuşuyorlar. Ezan okunurken bu durum devam ediyor, ezan bitince bi zahmet camiye giriyorlar, sünnet kılınıyor, bazıları yarıda kalan -ki, hep yarıda kalır, hiç bitmez- telefon meşguliyetine devam ediyorlar. Hatip konuşuyor (okuyor) -iyi ki okuyor, konuşsa kalkıp camiden çıkasım geldiği de oluyor- uyumayanlar dinliyorlar, cumanın farzı kılınınca âdeta birbirlerini çiğnercesine dışarı fırlayıp dünya işine dalıyorlar…

Bu, olan.

Peki, olması gereken nedir?

İşi gücü olmayan, dışarıda vakit öldüren (ömrünü boşa harcayan) birçok insan var; bunlar cuma günü camiye en önce gelip ön sırada yerini alarak Sevgili Peygamberimizin (s.a.) müjdesine nail olmayı tercih etmeliler.

İşi gücü olanlar da bir an önce camiye gelmeye, içeri girip aşağıda sıralayacağım ibadetleri yapmaya çalışmalıdırlar.

Camide konuşma varken, melekler beklerken dışarıda durup boş şeylerle vakit geçirmek ne kadar yakışıksız bir davranış!

Camiye girenler dilerlerse iki rek’at camiyi selamlama namazı (tahiyyetü’l-mescid) kılmalı sonra önden arkaya doğru boş yerlere oturmalıdırlar.

Konuşmacının anlattığı şeylere ihtiyacı olanlar onu dikkatle dinlemeli, asla telefon vb. ile meşgul olmamalıdırlar, hele telefonu sessize almayıp namaza durulunca cıngılım havası dinletenler var ya onlara diyecek söz bulamıyorum...

Diyelim konuşma yok veya kişinin ilgisini çekmiyor, ihtiyacına cevap vermiyor, o zaman sıra tefekkür, zikir ve duaya gelir.

Zikrin başında Kur’an okuma, tevbe ve istiğfar, Lâ İlâhe İllallah, Elhamdülillah, Sübhânellah, Eş-şükrü lillah vardır.

Tefekkür imanı güçlendirecek, hayatın manasını hatırlatacak, tercihlerde önceliğin doğru belirlenmesini sağlayacak, kalan ömrün ebedî hayatımız bakımından daha faydalı kullanımına zemin oluşturacaktır…

Dua başlı başına ibadettir.

Eller kaldırılıp bilinç Allah’a özgü kılınıp kalp de O’nu misafir edince çok has bir ibadet başlar; hastır; çünkü eller kaldırılmazsa ihlas bakımından en uygun ibadettir, kimse kimsenin dua ettiğini bilmez.

Duada Allah’tan istemek O’nun razı olduğu bir davranıştır; isteneni vermek veya vermemek ise kesinlikle kulun faydasına olmak üzere Allah’a kalmıştır.

Unutmayalım ki, cuma günü, duaların kabul edildiği bir vakit vardır; ne kadar çok dua, o kadar bulma ihtimali!

Cumanın farzı kılınınca camiden kaçarcasına kapıya hücum etmek âdâba aykırıdır. Bunun makul bir sebebi, vazifesi icabı erken çıkması gereken kimselerin, başkaları geçit yollarında namaza duracağı için önlerinden geçmeden çıkabilmektir. Şu halde camide kalıp son dört rekât namazı (sünnet) kılmak isteyenler biraz bekleseler, biraz zikir, biraz dua ile meşgul olsalar, acelesi olanlar çıktıktan sonra namaza dursalar, geri taraflarda, çıkış yollarında değil ön taraflarda dursalar bu sakınca da ortadan kalkar.

Cuma namazı farzdan önceki dört rek’at sünnet, iki rek’at farz, dört rek’at da farzdan sonraki sünnet olmak üzere on rek’attır. Son dört rek’atı, kişilerin evlerinde veya müsait ise iş yerleri ve makamlarında kılmaları daha uygundur, tavsiye edilmiştir. Durum müsait değilse camide kılınır. Daha başka namazlar kılanlar bunları kılmayanlara, kılmayanlar da kılanlara karışmasalar fitne çıkmaz.

Bu vesile ile vâiz, imam, hatip ve müezzinlerden istirhamım olacak:

Konuşanlar lütfen şu kavga üslubunu bırakın, dışarıdakilere kızıp içeridekileri hırpalama anlamsızlığını terk edin. Usulünce öğretme, şefkat, merhamet, kalpleri tamir, sevgiyi paylaşma… yollarını tercih edin.

Okuyanlar lütfen cami içindeki insanların beyinlerini ve kulaklarını zedeleyecek ölçüde yüksek ses kullanmayın.

Kanaatime göre namaz ve içeride okunanların, dışarıda cemaat yoksa minareden filan dışarıya verilmesi de uygun değildir, iyi sonuç vermiyor.

Hayırlı nice cumalara kavuşmak niyazımla.

#Cuma Namazı
#cemaat
#Hayrettin Karaman