2018 Haziran seçimlerini bir kaç üzücü olayın dışında çok şükür hasarsız atlattık. Başkanlık için oy kullandığımız ilk seçimlerin kötü bir anı ile buluşmamış olması, halkın seçime katılım oranı, katılım için gösterdiği gayret, her türlü takdiri ve şükrü hak ediyor.
2018 seçimlerinden sonra Türkiye, küresel dünyaya yeni bir sistem ile dahil olacak. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Millet İttifakı’nın Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerine bina ettiği ortak paydayı, 16 yılın zaferini tekrarlayarak bir kez daha imha etti. Sayın Erdoğan’ın birey olarak yenilediği rekorun AK Parti’nin oyları ile aynı oranda olmaması, önümüzdeki günlerde titizlikle üzerinde durulması gereken bir husus.
Türkiye’nin ilk Başkan’ı olarak Sayın Erdoğan, Başkanlık rejiminde muhkem bir yapı inşa etmek için uzun bir süredir çalışmalar yaptırıyor. Bu muhkem yapı için elbette yol arkadaşlarının liyakati ve sivil toplumun önerileri önemli.
Entelektüeller ve sivil toplum örgütleri, bulundukları yerin gözlemini, tanıklığını ve endişesini, endişeyi bertaraf edecek teklifleri paylaşmak yerine, iktidarı yönetmeğe kalktıkları için, siyaset ile sivil toplum arasında sağlıklı bir ilişki kurulamıyor yıllardır. Diğer taraftan siyaset ise, sivil toplumun bakış açısını parantez içine aldığında, toplumu anlama ve gelecek okuması yapma hususunda yetersiz kalıyor.
24 Haziran seçimlerinde, 15 Temmuz’da oğlu ile birlikte şehit edilen merhum Erol Olçok’un yokluğunun, yaratıcı propaganda noktasında AK Parti cephesinde çok fazla hissedildiğini düşünüyorum. Erol Olçok hayatta olsaydı, zamanın ruhunu kavrar ve gençler ile AK Parti’yi buluşturan işler ortaya çıkarırdı büyük ihtimal.
24 Haziran seçimlerinde, AK Parti genç muhafazakar seçmenlerden, özellikle erkeklerden beklediğinin altında oy aldı. Önümüzdeki günlerde AK Parti bu konu ile ilgili anket çalışmaları yaptırarak hoşnutsuzluğun ve iletişimsizliğin kimyasını bulmak için çaba harcamak durumunda.
Gençlerin oyunu hesaba katmak noktasında siyasi partiler bundan sonra yapılacak seçimlerde sosyal medya propagandalarını daha ciddiye almaları gerektiğini idrak etmiş olmalılar.
Sosyal medya önemli, zira CHP’li “bazı özne”lerin sosyal medyada yaptığı her türlü adaptan yoksun paylaşımlar, AK Parti seçmeninin kenetlenmesinde çok önemli bir rol oynadı. Bkz. Pucca’nın attığı tivit. Sayın İnce’nin “herkesi kucaklayacağını” ifade ve ispat performansı, “diş fırçası”giller tarafından imha edildi.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başkanlık Zaferi ” sonrası yaptığı konuşmada “halkımızın verdiği mesajı aldık” dedi.
Halkın verdiği mesajı, sadece siyasiler değil toplumbilimciler ve medya yöneticileri de almak zorunda. Yapılan anketler MHP diye bir partiyi yok sayıp İYİ Parti’ye fazla şans verirken, seçim sonuçları tam tersini söyledi. İYİ Parti, Millet İttifakı içinde yer almasa idi büyük ihtimal barajın altında kalacaktı.
Diğer taraftan Saadet Partisi, Millet İttifakı’ndan eli boş dönerken, Millet İttifakı’nın dışında kalan HDP’ye CHP seçmeninin destek vermiş olduğu bir tablo ortaya çıktı. CHP’den hem HDP’ye hem İYİ Parti’ye oy gittiğini kabul edecek olursak, 24 Haziran seçimlerinin en centilmen seçmeni CHP dememiz gerekiyor. Diyebiliyor muyuz? Hayır. Bir tivit iki vidyo, İnce’nin “sahne”de yaptığı onca centilmenliğin sıfır çarpanı oldu.
24 Haziran seçimlerinde bütün partiler kendileri için bir şekilde başarı hikayesi yazıp yorumlayabilir, bu yorumu hiçbir şekilde yapamayacak olan tek parti, Saadet Parti’si. Saadet Partisi’nin, 2018 Necmettin Erbakan Ödül Töreni’ni Uğur Dündar’a sundurarak başladığı yeni yolculuğunu “İzmir Marşı” ile sürdürmesi, “Milli Görüş” kimliğini imha etti.
CHP ve İYİ Parti, Erdoğan karşıtlığına odaklanmak yerine kendi projelerini anlatıp, tabanlarını bu projeler üzerinden aktif hale getirebilmiş olsalar idi, oy oranı ve imaj yönetimi konusunda daha başarılı olabilirlerdi.
İmaj yönetimi konusunda Sayın İnce’nin en büyük rakibi bizzat CHP’li seçmen ve CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu iken, Sayın Akşener’in en büyük açmazı kendisini hızlı bir şekilde merkez partisi olarak konumlandırması oldu. Merkez Parti olma ve “herkes”i kucaklama girişimi olarak İYİ Parti kurucuları arasına Ruhat Mengi’yi de dahil etmesi, Ruhat Mengi’nin aday gösterilmeyince istifa etmiş olması, Sayın Akşener’in hanesine eksi puan olarak geçti.
Ruhat Mengi’nin ne kadar yanlış bir isim olduğu, seçim günü “uçan mühür” hikayesi ile iyice aşikar oldu.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.