Sömestr tatiline denk getirilerek hazırlanmış bir film var. Bir youtuberın hayatı. Küçük çocuğu olmayanlar adını pek duymamıştır büyük ihtimal, fakat bu satırların yazarı iki yıl önce gençliğin internette oyun oynama alışkanlığı üzerinde araştırma yaparken; özellikle 8-10 yaşındaki çocukların ne olacaksın sorusuna büyüğünce Enes Batur olacağım cevabını vermesiyle bir şok yaşamış, bilmediğimiz bir dünya için ideallerimizi ayakta tutmaya çalışıyoruz diyerek bütün dikkatini gençlerin ve çocukların youtube’ta geçirdiği zamana yoğunlaştırmıştı.
Bazı ebeveynlerinin “o kim ki hayatı bir de filme alınıyormuş” dedikleri kişinin hayatını anlatan film, üç günde gişe rekoru kırdı.
Az maliyete çok kazanç bir gişe rekoru ile karşı karşıya olduğumuz için meselenin ekonomik boyutuna odaklanılıyor, sanatsal özelliklere sahip olmayışı üzerinde duruluyor.
Liberaller filmi savunuyor, idealistler “vay geldi memleketin başına” kederiyle karalar bağlıyor.
Liberaller, Ne olacak canım bir film ile bir şey olmaz bu memleket ne porno filmler gördü 70’li yıllarda, hiç de bir şey olmadı diyerek keyifle ayaklarını uzatıyor, hızını alamayanlar Ben oğlum ile birlikte gittim filme hiç de küfür yoktu üstelik diyerek genç anne babalara rehberlik etmeye kalkıyor.
Meselenin ticari boyutu sanatsal zaafiyeti üzerinde durulacaktır, durulması gerekiyor, lakin daha acil olan husus “yeni dünya”nın zaman ve mekan idraki üzerine yoğunlaşmamız, tek tek örnekleri ortak bir payda üzerinde analiz edebilecek verilere sahip olmamız.
Çocuklar eline tutuşturulan tabletler ile; ebeveyne uzak, youtuberlara yakın bir hayat kuruyor. Küçücük çocuklar hiçbir özelliği olmayan ama “fenomen” olmuş “abi”lere akıl almaz bir bağ ile bağlanıyor.(Bkz çocukların abonesi oldukları kanallara yazdıkları yorumlar.)
Tarihin hiçbir döneminde sıradan insanın harcıalem eylemleri bu kadar rağbet görmemişti.
Necip yurdumun önemli bir kısmı her vesile ile “kendini yayınlıyor”. Kimi anasını, babasını, dedesini, ninesini en komik halleriyle cümle aleme rezil olsun diye –ah pardon cümle alem onun pozitif halinden feyz alsın diye- yayınlıyor; kimisi ya kendini ya annesini boyadıkça boyuyor, kimisi de saçmalıkta sınır olmaz ilkesinden güç alıyor.
Bütün dünyada youtube fenomenleri var ve çoğunluğunu isimsiz gençlerin oluşturduğu youtuberlar sıradan şeyleri kamera karşısında yaparak kendilerine taraftar topluyor.
Kimisi odasını nasıl topladığının vidyosunu çekiyor, kimisi erkek arkadaşı ile her buluşmasını, kimisi vidyo oyunu oynarken bol küfürlü halini çekip yayınlıyor. Onlar kendilerini yayınlıyor –eski adıyla teşhir ediyor dememiz gerekiyordu- binlerce ve bu yazıya konu olan kişiyi göz önünde bulunduracak olursak milyonlarca takipçi tarafından izleniyorlar.
19 Ocak itibariyle vizyona giren, üç günde gişe rekoru kıran filmde hayat hikayesi anlatılan ergenin 5 milyon takipçisi var. Kadim kültürün izleğinde düşünecek olursak esasında ortada ne hayat var ne hikaye. Meselenin en can alıcı noktası da burası.
Sıradan insanın tarih sahnesine en debdebeli haliyle çıktığı günümüz şartlarında “hikaye” ve “oyun” eski bağlamını yitirmiş durumda. Çünkü bilgisayar teknolojisinin inşa ettiği yeni bir emek ve çalışma ortamı ile karşı karşıyayız.
Değişen emek ve çalışma anlayışı üzerinden tekrar tekrar durmak gerekiyor. Fakat bu yazı için öncelikle sorulması gereken sorunun küçük erkek çocukların “rol model” sıkıntısının nasıl aşılacağı olduğunu düşünüyorum.
Bu konu sadece ülkemize mahsus bir sorun değil.
Aşağıdaki satırları Prekarya/ Yeni Tehlikeli Sınıf kitabından aktarıyorum. Buyurun:
“...Artık işçi sınıfı kökenli genç erkeklerin kendilerine dış dünyada saygı kazandıracak daha az sayıda rol modeli var. Söz konusu erkeklerin gelecekte ‘evin reisi’ olma ihtimali de çok az.
“Bir rol model ya da iş olmadığı zaman erkek çocuklar nasıl yetişkin olur?”
“Erkeklerin evde takip edebilecekleri rol modelleri olmadığı gibi öğretmenleri de genellikle kadın.”
Sömestr tatilinde çocuklar bomboş bir rol model üzerinden hayranlıklarını perçinledi onu anladık da, “ergenin başarısını” yere göğe koyamayan koca koca iletişimcilere ne demeli!
Başlığa gelince, beş milyon takipçili youtubere önce ödül verildi, sonra yayınladığı bazı vidyolar gençler ve çocuklar için sakıncalı bulunarak ödülü elinden alındı.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.