I-
Cenazemize kimlerin katılacağını, nasıl bir uğurlama ile gideceğimizi merak ederiz. Bu merak daha ziyade ilk gençlik yıllarındadır. Ölüme yaklaştıkça, ölümü unutan yanımız baskın gelir.
Temmuz 2018 tarihinde Kraliçe II. Elizabeth’in rahatsızlanmasının ardından Kraliçe için cenaze töreni provası yapıldı. “London Bridge” adı verilen cenaze planına göre Kraliçe’nin ölümünün ardından Başbakan Theresa May bir konuşma yapacak ve on günlük yas ilan edilecekmiş.(Therasa’nın Kraliçe’den evvel ölmeyeceğinin garantisi mi var?) Prova burada bitmiyor. Ölüm haberinin ekranlara nasıl yansıyacağı, spikerlerin nasıl giyineceğine kadar hiçbir teferruat atlanmıyor.
Hem biyolojik ömrü hem de taht ömrü açısından “Büyükanne Victoria”yı bile geçen II. Elizabeth, babası VI. George’un ani ölümü ile tahta pek de hazır olmadığı bir zamanda oturmak zorunda kalmıştı. Yedi ülkenin Kraliçesi olarak tahta oturduğunda henüz 26 yaşındaydı ve beş yıllık evliydi. Çok ölümler gördü Kraliçe. Çok merasimler gördü. Ama kendi cenaze töreninin provasını görecek kadar uzun, konforlu, kurallı yaşamış olsa da asla kendi cenaze törenine katılanları seyretmek konforuna sahip olmayacak II. Elizabeth.
Diyorsunuz ki böyle bir konfora sahip olanlar var mı aramızda?
Evet. Dünyanın bütün liderlerinin kendi cenaze törenine katılışını izleyen bu lider sizce kim olabilir?
Biraz sonra anlatacaklarım TURİNG’in düzenlemiş olduğu “Balkanlar’da Osmanlı İzleri” seyahatinde 3 gün boyunca bize rehberlik yapan Boşnak Şemsuddin Halilovic’in anlattıklarına dayanıyor.
Halilovic, Bosna Savaşı başladığında 9 yaşında, bittiğinde 11 yaşında. Babası Tito’nun ordusunda general. Askerlerin aylık kazancının 10 bin Alman Markı olduğu, asker çocuklarının en iyi okullarda, en iyi eğitimi aldığı dönemleri de tatmış Halilovic, savaşın ağır yüzünü ve yükünü de. Bosna Savaşında babası Sırplara esir düşmüş.
Karayolunda geçen uzun seyahatimiz boyunca Balkanların sosyolojik, psikolojik, ekonomik, tarihi çehresine dair çarpıcı bilgiler sundu Boşnak rehberimiz. Bu bilgilerden bazısını sizlere nakletmek istiyorum.
Mesela?
Seyahat boyunca her vesile ile söz bir şekilde Tito’ya geldi. Tito’nun çarpıcı kişiliğine. Tito’nun hür bir sosyalist lider olarak İslam coğrafyasının liderleri ile kurduğu yakın ilişkiye. En yakın görüştüğü kişiler Libya lideri Kaddafi, Irak lideri Saddam. O kadar ki Kaddafi rahat bir şekilde tatil yapabilsin diye Yugoslavya topraklarında kendisine bir ada tahsis edilmiş.
Tito İslam liderleri ile kurduğu samimi ilişkinin semeresini ziyadesiyle elde etmiş. Dünyanın petrol krizi ile bunaldığı 70’li yıllarda Arap dostlarından ham olarak aldığı petrolü işlemek için 9 rafineri kurmuş ve Avrupalılarla yaptığı gizli anlaşma ile onların petrol krizini hasarsız atlatmalarını sağlayarak ülkesi için çok karlı bir kazanç elde etmiş.
Beyaz Saray’da ABD Başkanı Jimmy Carter’in karşısında Küba purosu içen Tito, nevi şahsına münhasır bir adam. Cenaze töreni de kendi kişiliğine uygun olmuş. Hırvat bir baba ile Sloven bir annenin 15 çocuğunun 7.’si , yoksul bir köylü çocuğu olarak dünyaya gelmiş olan Tito ölmeden önce ne istemişti dersiniz? Kendi cenaze törenini seyretmek.
Kangren olan bacağı ameliyat ile kesilmiş ancak vücut ters tepki verince doktorları durumu kendisine aktararak her an ölümün gerçekleşebileceğini, son isteğinin ne olduğunu sormuşlar. Bu soruyu sorduklarında ihtimal kendi cenaze törenimi seyretmeyi isterim cevabını almayı beklemiyorlardı. Madem soru sorulmuş, cevap alınmış o halde o cenaze töreni yapılacak, cenaze törenini Mareşal Tito hastane odasında televizyon ekranından seyredecektir.
Dünyanın bütün liderleri, Başbakanları, Dışişleri Bakanları’nın katıldığı törende Türkiye’yi Süleyman Demirel temsil etmiş. Tarih 4 Mayıs 1980.
Tito’nun kendi cenaze törenini televizyon ekranından izlerken neler hissettiğine dair keşke elimizde daha çok bilgi olsaydı. Sokaklarda ağlayan binlerce insan, yarıda bırakılan maç, çalan sirenler. Avrupa’nın en büyük cenaze töreni. Tito bu dünyada daha fazla göreceğim ne kaldı ki diye düşünüp ihtimal ölümüne doğru gönüllü yürümüştür. Gönüllü yürümüştür diyorum çünkü dünyanın izlediği, katıldığı cenaze töreninden sadece iki gün sonra Tito dünyayı terk ediyor. Seyrettiği cenaze töreninin aksine bu defa gece yarısı hiç kimse görmeden sadece birkaç kişinin katıldığı bir defin ile yerine yerleştiriliyor.
II-
Tito’nun kendi cenaze törenine katılışına çok mu gıpta ettiniz? Merak etmeyin yakında “sıradan faniler” dahi kendi cenaze törenine katılabilecekmiş. Nasıl mı?
Önce gelecek öngörülerinden bahsedeyim. Milliyet gazetesindeki haberden öğrendiğimize göre yakın bir gelecekte insanlar kendi cenaze törenine katılabilecek.
Gelecek bilimci Dr. Ian Pearson’a göre, 2050 yılı itibarıyla bilincimiz bilgisayar sistemlerine aktarılabilecek. Böylece insanlar yaşamını sanal ortamda sürdürecek.
Bazı gelecek bilimcilerse, beyinlerimizin bilgisayarlara kopyalanabileceğini öngörüyor.
Fakat Pearson’a göre bilgisayarlar zamanla beynimize bağlanabilecek ve bilincimizin uzantısı haline gelecek.
Buna göre bedenimiz bir gün bu dünyadan göçüp gitse de, bilincimiz yaşamını sonsuza kadar sürdürebilecek. Bu sayede bedenimizin cenaze törenine katılma ve izleme fırsatı da elde edebileceğiz.
Erken gidenlere selam olsun.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.