“Toprak Dede”nin vefatından, Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk’un attığı bir tivit vesilesi ile haberdar oldum. Merhumun çocuklarla kuşatılmış fotoğrafının altına Sayın Bakan şöyle yazmış:
“Bazen biri göçüp gider, ardından dağ, taş ağlar da toprak güler. Bir meşe palamudu gibi düştüğün toprakta diktiğin onca ağacın köklerine sarıl Toprak Dede. Ağaçlarını emanet biliriz.”
“Toprak Dede” bulunduğu her ortamda çocuklarla iletişim kurmayı çok önemsiyordu. Sayın Bakan’ın paylaştığı fotoğraf hafızanın kuyularından canlı bir hatıra çıkardı. Hatırayı inşa eden anın kaydını harflere emanet etmiştim deyip, internetten 4 Temmuz 2003’te yine bu köşede yayımlamış olduğum yazımı buldum.
Kaydını tuttuğum o günden sonra ne zaman tişörtlerin üzerinde Türkçe bir cümleye, kelâmı kibara rastlasam aklıma daima “o gün” ve Hayrettin Karaca geldi. Allah rahmetini ziyade etsin.
Şimdi 17 yıl önce yayımlamış olduğum yazının satırlarına buyurun lütfen:
Bedenlerdeki Sloganlar
Göletin açılışından sonra ormana gidiliyor. Sofralar kuruluyor. Yemekler yeniliyor. Etraftaki köy çocuklarının kız, erkek hepsinin buluzlarında (t-shirt) İngilizce tabirler var. Amerikan bayrakları var. Erozyon Dede göğsünü Amerikan bayrağına teslim etmiş 5-6 yaşlarındaki bir erkek çocuğunu yanına çağırıyor. Çocuk bütün sevimliliği içinde “Buyur” diyor. “Aa” diyor Erozyon Dede: “Bu da Türkçe biliyor. Türkçe’yi nerede öğrendin?” Çocuğun ağzı kulaklarına iyice yapışıyor. “Burada öğrendim” diyor. Erozyon Dede mesaj vermek konusunda çok azimli. Yılmıyor. Amerikan bayrağını soruyor: “Burada bunun ne işi var?” Çocuk sırıtıyor. Devam ediyor “Erozyon Dede”: “Nereden aldın sen bunu?” Çocuk “Abide’den” diye cevap veriyor. 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarının yapıldığı yerin adı köylü arasında “Abide”. 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarına katılan köylüler “Abide”den üzerinde ABD bayrağı olan t-şihrtler satın alıp geliyor.
Ulusal bağımsızlık üzerine bir sohbete başlıyor Hayrettin Karaca. Zirai bağımsızlık olmadan bir ulusun bağımsız olamayacağından bir bahis açılıyor. “Biz” diyor bir yarışma açacağız. Buluzların üzerine yazılacak özlü sözler yarışması. “My life” t-şihirtleriyle “By by Türkçe diyoruz.” Hemen oracıkta buluzların bağrına basılmak üzere bir iki cümle, bir iki mısra söyleniyor. “Hamdım, piştim, yandım”. TEMA Vakfı’nın bez afişindeki yazıya dikkat çekiyor biri: “Gidemediğin yer senin değildir”. “My Life”a nazire “Ömrün uzun olsun” diyor gençlerden biri.
Bedenimizde taşıyacağımız özlü sözlerin Türkçe olması hepimizi heyecanlandırıyor. Hemen oracıkta henüz açılmamış yarışmaya dâhil oluveriyoruz.
Hayrettin Karaca bu satırların yazarına “Kitaplarını bana gönder” diyor. Adres yazmak için kâğıt-kalem alınıyor. O da ne! Hayrettin Karaca’nın söylediği adresi kalem yazmakta güçlük çekiyor: “Karaca Arboretum”. Herkes şaşırıyor. Arboretum. Bu şaşkınlığa “Erozyon Dede” önce itiraz ediyor. “Bu bütün dillerde böyle. Yunancası, İtalyancası, Çincesi...” Bir sessizlik oluyor. Bir iki çocuk daha çağırıyor Hayrettin Karaca. Aynı muhabbet tekrarlanıyor. Bu defa tadı yok. “Haklısınız” diyor Hayrettin Karaca: “Arboretum değişmeli.”
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.