|
TBMM Muhafız Alayı'nın 15 Temmuz kalkışması öncesinde kaldırılması Allah’ın bir lütfu mu?


15 Temmuz gecesi başlatılan ve 16 Temmuz sabahı etkisiz hale getirilen FETÖ’cü kalkışma ve Türkiye’Yi iç savaş ve işgale zemin hazırlama girişimi ve Meclis’e yönelik saldırılara karşı 2’nci kez Gazi olan Meclisimiz tek yürek bir duruş sergiledi. Darbe girişimi duyulur duyulmaz TBMM’ye gelen TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın çağrısıyla bakanlar, grup başkanvekilleri, milletvekilleri ve görevliler hızla TBMM’de toplandı. TBMM Başkanı İsmail Kahraman, AK PARTİ, CHP ve MHP Grup başkanvekillerini Divan’a davet ederek Genel Kurul’u açtı. TBMM Başkanı ve Meclis’te bulunan tüm milletvekilleri darbeyi kınayan konuşmalar yaptılar. Darbeye karşı ortak bir bildiri hazırlandı. 2’nci kez Gazi olan Meclisimiz; Başkan’ıyla, milletvekilleriyle, personeli ve güvenlik görevlileriyle sabaha kadar tek yürek ve tek vücut olarak mecliste durmuştu. TBMM’sinden Türkiye’nin dört bir yönüne vekiller konuşma yapıyor, millete Meclis’in duruma el koyduğu mesajını veriyorlardı. Eğer TBMM Muhafız Alayı Allah’ın bir lütfu olarak 21. 12. 2011 tarihinde TBMM Teşkilat Kanunu’nun yürürlüğe girmesi nedeni ile kaldırılmamış olsa FETÖ’nün bu tabura da sızması kuvvetle muhtemeldi. Bu durumda 15 Temmuz’da TBMM’ye koşan milletvekillerinin darbeci FETÖ askerleri tarafından gözaltına alınmaları söz konusu olabilirdi. Veya milletvekillerinin TBMM’ye giderek Türk milletine ve dünyaya olumlu mesaj verme imkanları olmayabilirdi.


‘YURTTA SULH KONSEYİ’ ÜYESİNDE HANGİ GİZLİ PLANLAR ELE GEÇTİ
İç savaş çıkarmaya yönelik provokasyon ve terör eylemlerinin ilk hedefi, Türkiye’nin birlik ve beraberliğinin bozulması KAOS ve istikrarsızlık ortamının yaratılmasına yönelik olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin Marmaris’te infaz edilmesine yönelik eylem planıydı. Eğer cinayet şebekesi FETÖ’cüler ve kendilerine ordu içinde destek veren az sayıda diğer bazı unsurlar başarsalardı binlerce insanı işkencelerle infaz edeceklerdi. Bu amaçla darbe merkezi ‘’Akıncılar Üssü’nde’’ sorgu ve infaz odalarının hazırlandığı, yapılan soruşturmalarda ortaya çıkarılmıştı. 15 Temmuz darbe kılıfı giydirilmiş kalkışmanın devlet-millet dayanışması içinde önlenerek vatan haini FETÖ militanlarının derdest edilmesi ve yargı önüne çıkarılması şüphesiz darbelerle delik deşik edilmiş demokrasi tarihimizde bir ilke işaret etmektedir. Cumhuriyet tarihimizde yine bir ilk olarak TBMM ve milli iradenin asıl sahibi yüce Türk milleti ordu içine sızmış FETÖ’cü hainler tarafından, savaş uçakları ve helikopterler ile bombalanarak tanklar ile kurşunlanarak veya ezilerek hedef alınmıştı.
FETÖ’nün darbe girişimini organize eden sözde ‘Yurtta Sulh Konseyi’ üyesi FETÖ’CÜ sözdeTuğamiral Sinan Sürer’in Genelkurmay’daki odasında ele geçirilen 19 sayfalık dokümanda, Türkiye’yi iç savaşa sürükleyecek ve bölünmesine neden olacak gizli bir plan ele geçirildi?

KONTROLLÜ DARBE SÖYLEMİ BND DİREKTÖRÜ BRUNO KAHL’IN TÜRKİYE’DEKİ FETÖ KALKIŞMASI ARKASINDAKİ GİZLİ SERVİSLERİ ÖRTME FETÖ’YÜ AKLAMAYA YÖNELİK PSİKOLOJİK HARP JARGONU MU?
Kontrollü darbe söyleminin patenti ve çıkış noktası şüphesiz hedef aldığı ülkelerde ‘darbe düzenleme kabiliyetine’ sahip bazı küresel devletlerin gizli ve derin yapılarını işaret etmektedir. TC Devleti ve hükümetini hedef alan
‘’Kontrollü Darbe algısı ‘
’terörist başı Gülen tarafından dile getirilirken Alman gazeteci –yazar Erich Eenboom, Alman Devlet Televizyonu ZDF’de katıldığı bir programda 15 Temmuz’da Türkiye’de gerçekleştirilen ve başarısız olan darbe girişiminin arkasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olduğuna yönelik yalan ve iftiralarını CIA istihbarat raporlarına dayandırmıştı. CIA başta olmak üzere diğer Batılı ülke servislerinin Gülen’in darbe girişimini kışkırttığına dair en ufak bir kanıt görmediklerini ifade eden BND ajanı yazarın CIA ve diğer istihbarat birimlerinin en gizli iletişim sistemlerine sızarak topladığı bilgilere göre 15 Temmuz’un aşamalı bir darbe olduğuna yönelik asparagas açıklamalarını sürdürmüştü.
Yazar Erich Eenboom ve Almanya Federal Haberalma Servisi (BND) Direktörü Bruno Kahl’ın FETÖ kalkışması arkasındaki gizli servisleri örtme amaçlı başlattığı FETÖ’yü aklamaya yönelik açıklamalarının bire bir Türkiye’de Kemal Kılıçdaroğlu tarafından kullanılması ve kontrollü darbe iddialarının ortaya atılması oldukça düşündürücüdür.
Kemal Kılıçdaroğlu, bu kez kendisine bu asparagas bilgileri getiren kişileri veya örgütü açıklamak zorundadır. Zira kamuoyunda bu asparagas ve düzmece belgelerin FETÖ tarafından kendisine verildiğine yönelik ciddi iddialar ortaya atılmaktadır.

Türkiye’de15 Temmuz’da vatanı böldürmeyiz sloganları ile kalkışmacı ve darbeci sözde FETÖ askerlerine karşı durmuş bir millet ve iktidar var. Bu kahraman millet devleti ile bir ve beraber işgalciler ve darbeciler karşısında asla pes etmez darbeye ve darbecilere geçit vermez. 15 Temmuz unutuldu Yenikapı ruhu öldü diyerek psikolojik harp yapan hainlere fırsat vermez. Gülen ve FETÖ var oldukları sürece mesiyanik kült terörizmi bağlamında (Cinayetler, suikastlar veya daha güncel bir yöntem olarak intihar saldırısı, demokratik bir şekilde seçilmiş hükümetlere darbe, isyan ve benzeri yıkıcı faaliyetlerde bulunmaları devam edecektir.) Üstelik Türkiye ve dünyanın geri kalanı için ulusal ve uluslararası bir tehdit olmaya devam edecektir. Gülen’in öldüğü ilan edildiği andan itibaren bu terör ve ajan yuvası kirli yapısı ile birlikte tarihin derinliklerinde yok olacaktır. İnşallah!

#TBMM
#15 Temmuz
#Bülent Orakoğlu
6 days ago
TBMM Muhafız Alayı'nın 15 Temmuz kalkışması öncesinde kaldırılması Allah’ın bir lütfu mu?
Uluslararası ekonomik kuruluşların ülke ekonomileri üzerindeki etkileri
Sınavsız atamalara ve sözlü sınavlara acilen çözüm üretilmeli
Millî eğitim, 1 numaralı millî güvenlik meselesine dönüştü!
Bolivya darbe girişimi ve Türkiye modeli tartışmaları
İran seçimlerinin düşündürdükleri