Şehit Savcı Selim Kiraz 31 Mart 2015 tarihinde FETÖ ve DHKP/C ortaklığıyla oluşturulan KAOS timi tarafından infaz edildi. O dönemde örgütün askeri kanat sorumlusu olan DHKP/C terör örgütünün üst düzey yöneticilerinden Hüseyin Fevzi Tekin’in Çağlayan Adliyesi’nde müzakereler sürerken teröristleri arayıp ölüm emrini verdiği biliniyor. İşin en kara mizah yanını terörist Hüseyin Fevzi Tekin’in 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından ileri derecede hasta olduğu nedeniyle affedilmesi oluşturuyor kanımca. FETÖ ve DHKP/C militanlarınca oluşturulan KAOS timi tarafından savcımızın şehit edilmesinden sonra bu terörist eylemin paralel yapı CHP medyası ve 28 Şubat destekçisi medyadaki hainler tarafından çok ciddi şekilde desteklendiği görüldü. Burada İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne KAOS timi elemanlarından Elif Sultan Kalsen isimli kadın teröristin yaptığı saldırıya bile terörist ve terör eylemi diyemeyecek derecede alçak ve hain bir medya yapısından söz ediyoruz. Kiraz savcının şehit edilmesi olayında FETÖ ve DHKP/C terör örgütlerinin medyasıyla siyaset mekanizmalarıyla organize bir şekilde iş birliği içinde terör ve teröristleri asla eleştirmeden hatta överek devletin savcısının öldürülüşünü davul zurnayla ilan ederek röportajlar yaparak gövde gösterisi yaptıklarına Türkiye olarak şahit olduk kahrolduk. En önemlisi de başta Kılıçdaroğlu olmak üzere yapılan tweet ve açıklamalarda hiçbir zatın şehit savcımız ile ilgili bir başsağlığı dilediğinde bulunmaması CHP’nin devlete bakış açısını açıkça ortaya koyuyordu. Savcı Selim Kiraz’ın şehit edilmesinde Kılıçdaroğlu CHP’si siyasi dokunulmazlığını kullanarak arkasına aldığı Pentagon destekli terör örgütleri ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne açıkça meydan okuyordu.
Devlete meydan okuyan ikinci ve en önemli saldırı ise Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kurumsal kimliği ve imajını hedef alan kimyasal silah kullanma iftirası oldu. Kuzey Irak’ta Türkiye’nin ‘kimyasal silah kullandığına dair’ İPPNW (Nükleer Savaşın Önlenmesi için Uluslararası Hekimler) raporu terör örgütü PKK’nın yıllardır asparagas yalan ve iftiralarına ve raporu hazırlayan İPPNW kurulunun PKK muhibbi olarak ön yargılarına dayanıyor. Nedeni ise TSK ve MİT’in sınır ötesi operasyonlarının yoğunlaşmasıyla birlikte PKK’lı teröristlerin inlerinde bile tespit edilip etkisiz hale getirilme korkusundan kaynaklanıyor
TTB Başkanı Fincancı bu raporun düzmece rapor olduğundan haberdar. Belli ki Türkiye’ye karşı PKK’nın yıllardır attığı ama her seferinde boşa çıkan “kimyasal silah” iftirasını bu kez güçlendirmek için IPPNW isimli kuruluş devreye sokulmuş. Fincancı’nın sadece video görüntüsüne bakarak, “Görüntüleri daha önce de bir hekim olarak incelemiştim ve belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda” tespiti açık bir iftira. Aslında bu düzmece rapor ve alçakça iftira Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Milli Savunma Bakanı Akar ve devletin neredeyse tüm birimleri tarafından telin edildi. Bu kirli oyunda piyon olan PKK medyasına açıklama yapan TTB Başkanı Fincancı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kurumsal kimliğine ve imajına iftira atması nedeni ile şu anda cezaevinde tutuklu bulunuyor. Kılıçdaroğlu CHP’si Fincancı’ya sahip çıkarken bazı HDP/PKK muhibbi üst düzey milletvekilleri TSK’yı hedef alan ABD, PKK ve FETÖ destekli bu operasyona destek veren açıklamalar yapıyorlar.
FETÖ’cü Fuat Avni kod isimli Said Sefa ile benzeri örgüt üyelerinin aylar öncesinden yaratmaya çalıştığı, “Narko-Türkiye” algısı yurtdışına kaçmış bir mafya yöneticisi tarafından dillendiriyor. Aynı iddialar, Amerikan New York Times, Washington Post gibi gazetelerde ve Avrupa medyasında tekrarlanıyor. Sosyal medya üzerinden yürütülen operasyon Türkiye’de faaliyet gösteren ve Amerika ve Avrupa tarafından fonlanan internet sitelerinde bol bol tekrar ediliyor, gazetelerde “Narco-Türkiye” yazıları yazılıyor. Aslında ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’yi hedef alan “Uyuşturucu ve Kimyasal Kontrolü” ile “Para Aklama” başlıkları altında iki cilt olarak yayımlanan raporda, Türkiye, yeterli önlem almamakla eleştirilirken “Asya ile Avrupa’nın birleştiği noktada bulunması ve yasadışı finansı ele almak konusunda yeterli kontrol yapmaması nedeniyle Türkiye, yasadışı uyuşturucu kaçakçılığının önemli bir transit ülkesi” olarak tanımlandı. FETÖ mensuplarının yıllardır attıkları iftiralar, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın raporu ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözlerinin birbirini tamamlıyor olması kumpasın adresini ve CHP’nin tetikçi vasfını göstermesi açısından önemli sanırım.
İçişleri Bakan’ı Soylu, Kılıçdaroğlu ile ilgili olarak “Amerika’da hamburgercide aldığı siparişler yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Yarın öbür gün bir ses kaydı çıkarsa, bir vatansever bu ses kaydını mahkemeye gönderirse ne olur?” dedi. Bu açıklama Kılıçdaroğlu’nun Pensilvanya yakınlarında 4 saatlik sır kayboluşunda FETÖ’cülerle buluşmasında Türkiye’ye yönelik NARKO Devlet suçlamasını FETÖ’den aldığı yönünde ses kaydının devletin elinde olduğu anlamına mı gelir? Bekleyip göreceğiz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Gazi Mustafa Kemal bu ülkeyi Düyunu Umumiye’den biz de IMF görünümlü kenelerden kurtardık.” açıklaması Kılıçdaroğlu’nun Kasım müjdesinde Türkiye’deki gençlere nereden para bulduğuna yönelik eleştiri anlamlı bir açıklama sanırım.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.