ABD Başkanı Joe Biden’ın kameralar önünde yaşadığı aksaklıklar uluslararası basında gündem olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde ABD’nin Kuzey Karolina eyaletinde bir üniversitede yaklaşık 40 dakika süren konuşmasının ardından kürsüden ayrılırken havayla tokalaşan, helikopterden indiği sırada dakikalarca ceketini giyemeyen, sonrasında gözündeki gözlüğü düşüren, Senato çoğunluk lideri Chuck Schumer ile el sıkışmasının ardından tokalaşmak için tekrar elini uzatan ABD Başkanı Joe Biden dünya medyasının gündemine oturmuştu. Biden’ın sergilediği davranışları inceleyen nöroloji uzmanları, ABD Başkanı’nın ‘demans’ (bunama) belirtileri gösterdiğini açıkladı. Türkiye’de bu belirtileri göstererek çeşitli testlerden geçirilen kişilere demans teşhisi konulması halinde hastaya vasi atandığı söyleyen uzmanlar, ABD Başkanı Biden gibi ileri derecede unutkanlık belirtisi gösteren kişilerin attığı imzaların geçersiz sayılması gerektiğinin altını çizdi.
Biden’ın zihinsel kondisyonu daha önce tartışma konusu olmuştu. Selefi Donald Trump, 2020 seçimlerindeki kampanyasında “bunak” olarak nitelediği Biden’ın akıl sağlığının göreve uygun olmadığını iddia etmişti. Eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde Beyaz Saray doktoru olan Temsilciler Meclisi üyesi Ronny Jackson, Biden’a istifa çağrısı yaptı: “Biden ülkeyi yönetemiyor. Kaybolmuş ve kafası karışmış. Tamamen devre dışı. Ağzını açtığı zaman, personeli tarafından sürekli düzeltiliyor. İstifa etmesi gerekiyor” demişti. Amerika’da aşırı bunama belirtileri gösteren Biden, kendisi görevinden istifa etmediğine göre neden azledilmiyor? Boşalacak ABD Başkanlığı’na neden Kamala Harris getirilmiyor? Biden’ın azledilmemesi sebebinin Amerika derin devletinin önemli üst düzey bir elemanı olmasından çok Amerika derin devletinin örtülü olarak yönetime el koyması olduğunu söyleyebiliriz sanırım. Dikkat edilirse Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in bir anda Biden’in arka planında kalmasında, Mart 2021’de Meksika sınırında yaşanan göçmen krizini yönetemediği iddiası ile başarısızlıkla sonuçlanan Afganistan’dan çekilme meselesiyle ilgilenmediği algısı yaratılması, sonuç olarak ABD Başkanı Biden ile birlikte kamuoyunda sorumlu tutulması sayılabilir. Oysa Biden Başkan seçildikten sonra demans hastalığının ortaya çıkması üzerine Amerika’da kamuoyu, birçok komplo teorisyeni tarafından “Kamala Harris’in Biden’ı devirip” Başkan olacağına inandırılmıştı. Oysa teorisyenler Biden’ın Amerika Derin Devleti’ndeki önemi ve gücünü unutmuşlardı sanki? Türkiye’nin NATO üyesi olmasını göz ardı ederek Türkiye düşmanı hasım ve ülkeler ile teröre destek veren azılı bir Türkiye düşmanı olan ABD Başkanı Biden’dan bahsediyoruz. ABD’nin hukuk ve insanlık dışı örtülü operasyonlarının hegemonik yaptırım ve dayatmaların ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris tarafından yerine getirilemeyeceği bilinci ile Harris’i saf dışı bırakan ABD derin devleti, demans hastası Biden’i korumaya alarak azledilmesinin önünü tıkıyor. Örtülü operasyonlarla askeri ve siyasi kararları da Biden adına kullanan derin Amerika dünyayı yarattığı kaos politika ve stratejileri ile üçüncü dünya savaşına sürüklüyor.
“QAnon Komplo Teorisi”ne göre; “ABD, şeytana tapan bir grup pedofilin oluşturduğu bir derin devlet tarafından yönetiliyordu. Küresel bir seks ticareti operasyonu yürüten bu çete ABD hükümetini, medyayı ve finans kurumlarını kontrol etmekteydi. ABD’de işler o kadar yolundan çıkmıştı ki, gerçek Amerikan vatanseverleri bu çeteden ülkeyi kurtarmak için şiddete başvurmak zorunda kalabilirlerdi. QAnon taraftarlarına göre sapık elitleri süpürmek ve ülkenin gerçek liderini geri getirmek için bir “fırtına” yaklaşıyordu. QAnonların büyük bir bölümü, 2016 Kasım ayında yapılan seçimlerde kazanan Donald Trump’ın ABD’yi bu sapık siyasi, sosyal ve kültürel elitin yönettiği “derin devletten” kurtarmaya çalışan bir savaşı yürüttüğüne inandılar. Ne var ki 3 Kasım seçimlerini Demokratların adayı Biden kazanmıştı. Trump, Demokratların adayı Biden’ın seçim zaferinin onaylandığı 6 Ocak 2021 günü destekçilerini Capitol’e yürümeye çağırdı. Aynı gün, Beyaz Saray yakınlarındaki Ellipse Parkı’nda toplanan kalabalığa yaptığı konuşmada; “Sonuna kadar savaşalım ve eğer sonuna kadar savaşmak istemezseniz o zaman ülkemiz kalmayacak. Şimdi hep beraber Pennsylvania Bulvarı’na yürüyoruz. Hep beraber Kongre binasına gidiyoruz” sözleri ile harekete geçirdiği kitle Kongre binasını bastı. Capitol baskın sırasında ölümle sonuçlanan çatışmalar yaşandı.
1 Haziran-5 Temmuz 2021 tarihleri arasında yapılan Gallup Güven Anketi’ne göre Amerikalıların çoğunluğu sadece üç kuruma güven duyuyor; polis, küçük işletmeler ve ordu. Her biri %21 veya altında bir güven derecesine sahip olanlar ise Kongre, televizyon haberleri, büyük şirketler, ceza adaleti sistemi ve gazeteler. Kongre ve büyük şirketler 2007’den beri güven listesinin en altında yer alıyor.
Amerikan toplumunun büyük bir bölümünde var olan temel kurumlara güvensizlik ve çalışmalarından duyulan rahatsızlık QAnon ya da karşıtı Antifavari yeni komplo teorilerini besliyor. Sistem ve kurumlara olan güvensizlik giderilmediği takdirde yeni yeni teori ve şiddete dayalı yapılanmaların ortaya çıkması sürpriz olmayacaktır. Nitekim, anketör John Zogby tarafından yapılan 2021 Ulusal Anketi’nde tespit edilen iç savaş beklentisine dair yüksek oranlar toplumdaki güvensizliğin yarattığı vahameti gösteriyor. Aynı zamanda derin ABD ve hegemonik gücünün de tehdit altında olduğunun açık işaretlerini veriyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.