Avrupa için Haçlı seferinde pagan tanrıları

04:0022/04/2022, Cuma
G: 23/04/2022, Cumartesi
Ayşe Böhürler

Bu başlık size çok karışık gelebilir. Doğrusu bana da öyle geldi.Oslo Üniversitesinde Teoloji Profesörü olan Jone Salomonsen, Oslo katliamının (2011) sebeplerini ve bu katliamı yapan ve bunu hiç pişmanlık duymadan bir manifestoda savunan Breivik'in ve aşırı sağcıların fikirlerini verdiği bir röportajda bu başlık altında çok iyi özetliyor. "Aşırı sağcılar alternatif güç oluşturmak için Hristiyanlık öncesi dinlerden yararlanıyor" diyen Jone Salomonsen, Breivik'in manifestosunda "paganizmin yeniden


Bu başlık size çok karışık gelebilir. Doğrusu bana da öyle geldi.

Oslo Üniversitesinde Teoloji Profesörü olan Jone Salomonsen, Oslo katliamının (2011) sebeplerini ve bu katliamı yapan ve bunu hiç pişmanlık duymadan bir manifestoda savunan Breivik'in ve aşırı sağcıların fikirlerini verdiği bir röportajda bu başlık altında çok iyi özetliyor. "
Aşırı sağcılar alternatif güç oluşturmak için Hristiyanlık öncesi dinlerden yararlanıyor
" diyen Jone Salomonsen, Breivik'in manifestosunda "
paganizmin yeniden nasıl yapılandırıldığını
" analiz ediyor.
Avrupalıları savaşa seferber etmek için "
Hristiyanlık ve putperestliğin stratejik işbirliğine
"ilşkin bir çağrıda bulunan Breivik'in fikirleri aşırı sağın anlaşılmasında önemli rol oynuyor. Breivik kendisini bir mümin olarak görmüyor. "
Odinist
" olduğunu söylüyor. Silahına İskandinav tanrısı olan Thor'un çekicin sembolize eden Mjalnor adını veriyor. Başka bir yerde de Hem Hristiyan hem de Odinist olduğunu söylüyor. Ancak her ikisi de O'nun için bir kimlik meselesi. Diğer taraftan Avrupa'nın farklı bölgelerindeki kişilere (mesela Balkanlar) Odinizmin cevap olmadığını, onun yerine kendi yerel pagan kimliklerini öneriyor. "
Hristiyanlık güçlü Avrupa'nın, pagan kimlikler de güçlü yerel kimliklerin"
sembolü. "
Odinizm dediği Hristiyanlık öncesi İskandinav inancında Avrupa'nın onurunu ve üstün kimliğini savunmak için alternatif bir güç ve erkeksi bir saldırganlık buluyor..
." "
Hristiyanlık ruhuyla pagan ruhların
" yeniden tasavvur edilmiş biçimlerini içeren Breivik'in fikirleri Kuzey Avrupa'da aşırı sağın düşünme biçimleri ve kaynakları hakkında pek çok fikir veriyor.

Geçtiğimiz hafta İsveç'te Danimarka'nın aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi'nin Başkanı Paludan'ın Kur'an-ı Kerim'i polis gözetiminde yaktığı haberini okurken dikkatimi çeken unsurları ve her seçimde daha da güçlenerek çıkan aşırı sağın fikir dünyası konusunda bir iki notu burada aktarmak istedim.

-Avrupa'da Hristiyanlığın, çok kültürlülüğün bir sonucu olarak zayıfladığını, düşman (İslam) değerler tarafından işgal edildiğini savunuyorlar.

-Hristiyanlığı eski pagan (Asatru) inançlarıyla birleştiriyorlar. Bu konuda Skin isimli filmi izlemenizi tavsiye ederim. Salomonsen'in "
Avrupa İçin İslam'a karşı Haçlı Seferinde Pagan Tanrıları
" başlığı da yeni kimliğin bileşenlerini çok iyi özetliyor. Ayrıca son günlerde yeniden çekilen Viking filmlerini hem sembolleri hem de bu ilginin artması çerçevesinde değerlendirmekte fayda var.

- Avrupa yeni sağının oluşumunda ve güçlenmesinde 2007 – 2008 ekonomik krizinin payı büyük. Aşırı sağ partiler 2012’den sonra tüm Avrupa ülkelerinde oy oranlarını giderek artırmaya başladılar. Bu kültürel kimlikçi, ırkçı fikirlerle, yabancı düşmanlığıyla buluşmayı kolaylaştırıyor. Daha çok kitleleri çekebiliyor.

- Her ülkenin önceliğini kendi toplumlarına vermesi gerektiğini savunuyorlar. Çok kültürlülüğü savunanları işgalci güçlere yardım ile suçluyorlar…

- Alain de Benoist yeni sağın fikir arka planında önemli bir isim. Aşırı sağı faşizm mirasından kurtarmak istiyor. Cezayir Fransızdır davasına gönül vermiş biri sağcı entelektüel. Her kültürün mümkünse kendi toprakları üzerinde gelişmesi gerektiğini savunuyor.

- Bazı yazarlar çok daha geriye bakıp aşırı sağın kuruluşunda Arthur Balfour'a kadar gidiyorlar. Balfour 1905’te İngiltere'ye Çarlık Rusyası'ndan Yahudi göçü sınırlayan muhafazakar başbakan... Evet İngiltere’nin Filistin topraklarında bir "Yahudi yurdu" kurulmasını destekleyeceğini bildiren 1917 tarihli Balfour Deklarasyonu’nda imzası olan dönemin Dışişleri Bakanı…

AVRUPA SAĞININ PUTİN İLE İLİŞKİSİNİ İNKARI

Geçen hafta Perspektif Dergisinde bu konuda güzel bir yazı çıktı. Orada verilen bilgilere göre Avrupa Sağı bildiğiniz Putinci... "Fransa’da Rus lidere desteğini en açık şekilde dile getiren siyasetçilerden aşırı sağcı Marine Le Pen. Mart 2017’de Putin ile görüşen Le Pen, Ukrayna hakkındaki görüşlerinin Rusya ile örtüştüğünü belirtmişti. Le Pen'in partisi Ulusal Birlik (RN) 2015’te bir Rus bankasından 9 milyon avroluk kredi de almıştı... Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’ya saldırmaya başlamasının ardından Le Pen’in 2017’deki Rusya ziyaretinde Putin ile çektiği fotoğrafların yer aldığı ve hâlihazırda dağıtılmamış olan binlerce broşürü imha etmesi talimatı verdiği iddia edildi." Putin ile yakınlığıyla bilinen bir başka isim aşırı sağcı cumhurbaşkanı adayı Eric Zemmour. Zemmour 2015’te Rusya tarafından Putin'in görüşlerini savunan siyasetçi olarak belirlendi.

İtalya’da Putin'e hayranlığı ile bilinen ve Ukrayna savaşı öncesine kadar verdiği destekle dikkati çeken isim ise aşırı sağcı Lig Partisinin lideri Matteo Salvini. 2019 yılında Milano Cumhuriyet Savcılığı, Lig Partisinin, Rus yatırımcılardan gizli bir petrol anlaşması vesilesiyle 65 milyon avro aldığı iddiasıyla soruşturma açmıştı...

Almanya’da yıllardır Rusya yanlısı bir siyaset izleyen aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) Partisi, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının ardından savaşı kınama konusunda çelişkili tutum sergiliyor. Parti yönetimi Rusya ile ilgili dikkatli bir dil kullanırken, partinin bir bölümü ise Rusya’ya karşı sert açıklamalarda bulunuyor.

Durum Hollanda'nın, Avusturya'nın, Macaristan'ın aşırı sağcı partilerinde de farklı değil. İşin en önemli boyutu ise bu partilerin hepsinin Rusya ile geçmişte ekonomik ilişkilere girmiş olması. Bu konuda bilinenler, "Avrupa sağının mimarları arasında Putin var mı" sorusunu akla getiriyor.

KOLEKTİF KORKULARI KIŞKIRTMAK!

Fransa’da pazar günü ikinci turu yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde yapılan tartışmalar, bize gelecekte hazır olmamız gereken yeni söylemlere ilişkin ipuçları veriyor. Bu aşırı sağ siyasetin nüfuz ettiği kitlelerde etkili olan söylemlerin yankıları ülkemizde de yeni siyasi figürlerde duyuluyor. Geçen seçimlerde Macron'a karşı kaybeden Marie Le Pen bu seçimlerde çok daha iddialı. Araştırmalar oy oranını % 40 civarı tespit ediyor. Le Pen’in güçlenmesi Avrupa Parlamentosu başta olmak üzerine bütün Avrupa ülkelerindeki siyasi dengeleri etkileyecek.

Görünen o ki; bu meseleyi, Türkiye'de mülteci karşıtlığı ile maskelenen bir mecrada, bir anlamda da bu fikirlerin replikası olan yansımalarıyla daha çok konuşacağız. Kültüre dayalı kimlikçi, ırkçı bir hareket olarak gelişen Avrupa sağı güçlenirken ülkemizi de etkileyen fikir bileşenlerine vakıf olmakta fayda görüyorum. Çünkü metodları ortak: Kolektif korkuları kışkırtmak…


#Oslo Üniversitesi
#John Salomensen
#Kuzey Avrupa
#İsveç