AK Parti’nin 2024 Yerel Seçim Beyannamesi Cumhurbaşkanı ve Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklandı. Beyanname’nin sunuş kısmında Erdoğan, “Partimizin ‘Hizmet ve Eser Siyaseti’ vizyonu yerel yönetim geleneğine dayanmaktadır. AK Parti, belediyecilikte çığır açmış kadrolar tarafından kurulmuştur” ifadeleriyle öncelikle “tecrübeye” vurgu yapıyor. “Katılımcılık, Şeffaflık ve Hesap Verilebilirlik”, “Dirençli Şehirler”, “Duyarlı ve Kapsayıcı Sosyal Belediyecilik”, “Kültür Üreten Şehirler”, Beyannamede üzerinde durulan bazı başlıklar. “Türkiye Yüzyılı Şehirleri” temel bir perspektif olarak 2024 Beyannamesi’nde öne çıkarılmış.
150 sayfadan oluşan beyannamede çok önemli tespitler ve hedefler var. Ancak Beyanname’nin başında yer alan, AK Partili belediye başkanlarının göreve başlamadan önce etmeleri öngörülen “Yemin” metni özellikle dikkatimi çekti. Metin şöyle:
“Doğruluk ve dürüstlükten ayrılmayacağıma, hemşerilerimiz arasında hiçbir ayrım yapmayacağıma, Anayasa ve yasalardan ayrılmayacağıma, kamu kaynaklarını namusum ve şerefim bilerek amacı dışında harcanmasına göz yummayacağıma, dezavantajlı kesimleri gözeteceğime, sosyal politikaları güçlendireceğime, belediye hizmetlerinin gecikmeden ve kaliteli şekilde icrası için azami gayret sarf edeceğime, belediye hizmetleri karşısında herkesin eşit olduğu gerçeğinden hareketle adaletten şaşmayacağıma, emaneti hakkıyla ve layıkıyla taşıyacağıma, milletim, hemşerilerim ve tarih önünde namusum, şerefim ve kutsal kitabımız üzerine yemin ederim.”
Bugün dünyanın hemen her ülkesinde yemin, sözlü bir taahhüt olarak resmi işlemlerde kullanılıyor. Örneğin ABD’de başkan yemin ederek göreve başlıyor; mahkemelerde tanık ve sanıklar “doğruyu, yalnızca doğruyu söyleyeceklerine” kutsal kitap üzerine yemin ediyorlar, vatandaşlığa geçiş bir yemin töreniyle yapılıyor. İngiltere’de aynı şekilde örneğin parlamentoda “Krala bağlılık” yeminleri ediliyor. Türkiye’de de Cumhurbaşkanı, bakanlar, milletvekilleri yemin ederek görevlerine başlıyorlar. Memurlar yeminle resmi statü kazanıyor, acemi askerler yemin ettikten sonra asker oluyorlar.
Türkiye’de belediye başkanlarının göreve başlarken yemin etmemesi esasen bir eksiklikti. AK Parti, belediye başkanlarının yeminle göreve başlamasını öngörerek aslında bu büyük eksikliği gidermiş oluyor.
Yeminin hukukun yerini tutmadığını özellikle belirtelim. İnsanların kalbini yarıp bakmak, zihinlerinin içini incelemek ya da niyetlerini okumak mümkün değildir. Somut delillerin olmadığı, olamayacağı durumlarda veya kişinin geleceğe ilişkin tavırlarında eldeki tek araç taahhüt beyanıdır, yani yemindir. Kişinin, kutsal ya da kutsal derecesinde önem verdiği değerler üzerine yemin etmesiyle kendisini dinen, vicdanen, hukuken bağladığı düşünülür ve artık bu iyi niyet beyanına inanmak dışında da bir seçenek yoktur.
Belediye başkanlarının bir yeminle göreve başlaması, sözün ağırlığını teslim etmek açısından kuşkusuz önemlidir.
Yanlış yola sapmaya niyetlenen bir kamu görevlisi hukuku aldatabilir ya da yasaların boşluğundan yararlanabilir.
Bu vesileyle, önceki gün Hakk’a uğurladığımız, değerli yazar ve münevver Alev Alatlı’yı, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde yaptığı o çarpıcı konuşma ile de hatırlamış olalım: “Her yasal hak, helal değildir” demişti merhum Alev Alatlı.
Yasal zemini olmayan bir konuda, belediye başkanını haramdan uzaklaştıracak olan, ettiği yemindir. Başkan, yasal ama haram bir işle karşı karşıya kaldığında, ettiği yemini hatırlayacak ve umulur ki vaz geçecektir.
AK Parti Seçim Beyannamesinde yer alan yemin, seçmene de ayrıca bir hesap sorma imkânı tanıyacaktır. Seçmen, başkanın bir yanlışını gördüğünde, “yeminine sadık kal” diyerek uyarı yapabilecektir.
Gelişmiş demokrasilerde yeminler kişinin kutsal saydığı değerler üzerine yapılabiliyor. Türkiye’deki çarpık laiklik anlayışı bu yöndeki talepleri hep geri çevirdi. AK Parti Seçim Beyannamesi’nde, belediye başkanlarının yapması öngörülen yeminde ise “kutsal kitabımız” detayı özellikle dikkat çekiyor. Bu uygulamanın, yeminin sağlamlığını ve bağlayıcılığını arttıracağına da şüphe yok.
AK Parti, her zamanki gibi dolu dolu bir Seçim Beyannamesi hazırlamış. Hedeflerini, planlarını ortaya koymuş, kendisini bağlayan bir doküman ortaya çıkarmış. Belediye başkanlarının göreve başlamadan yapmasını öngördüğü bir yemin metniyle de Türkiye’deki önemli bir eksikliği gidermiş.
Bu yemin, tıpkı Cumhurbaşkanı, bakanlar ve milletvekilleri için olduğu gibi, belediye başkanları için de Anayasal hüküm haline getirilebilir.
Yeri gelmişken, Anayasa’da yer alan Cumhurbaşkanı, bakan ve milletvekili yeminlerinin hem Türkçesi hem de muhtevası itibariyle çok sorunlu olduğunu tekrar hatırlatalım. Muhtemel bir Anayasa değişikliği girişiminde, belediye başkanları için yemin tesis ederken, mevcut metinleri gözden geçirmek de hayırlı olacaktır.
Belediye başkanları verdikleri vaatlerin ötesinde şimdi edecekleri yemin ile de kendilerini bağlayacaklar. Namus, şeref ve kutsal kitap üzerine edilecek yemin, milletin her bir kuruşu harcanırken, her imza atılırken, her karar oluşurken başkanların vicdanlarında yankılanacak. Bu yemini eden her başkan, gece başını yastığa koyduğunda ettiği yemine sadık kalıp kalmadığını sorgulayacak.
Beyannamede yer alan yemin az şey değil... Bunu da AK Parti yapıyor. AK Parti kendi kendisini bağlıyor. Çünkü “yaparsa AK Parti yapar”.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.