Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Külliye'deki kabine toplantısı sonrasında açıklama yaptı. İdlib'de temel çizginin Soçi mutabakatına geri dönülmesi olduğunu kaydeden Kalın, İdlib'in korunması ve sivillerin muhafaza edilmesi için bölgeye askeri tahkimat ve sevkıyatın devam edeceğini açıkladı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Külliye'deki kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.
Millet Kütüphanesi açılıyor. İnşallah çok büyük bir değişime neden olacağına inanıyoruz. Perşembe günü açıldığında kütüphanemizde 1,5 milyon kitap olacak.
İdlib'deki gözlem noktaları değişmeyecek
İdlib'le ilgili yaşanan gelişmeleri Rus heyeti ile görüştük. Dün ve bugün giden heyet görüşmeler gerçekleştirdi. İsteğimiz Soçi mutabakatına geri dönülmesi. İdlib çatışmazlık sınırları bellidir. Sahanın gerçekleri Soçi mutabakatıdır.
- Askerimize saldırı söz konusu olduğunda, geçen haftalarda olduğu gibi cevabıen sert şekilde verileceğinden kimsenin şüphesi olmasın.
Buranın korunması ve sivillerin muhafaza edilmesi için bölgeye askeri tahkimat ve sevkiyatımız devam edecek.
Moskova'daki heyetler arası görüşme
- Şu ana kadarki müzakerelerden bizi tatmin edici bir sonuç çıkmamıştır. Bize sunulan kağıt ve haritayı kabul etmedik.Bunlar müzakere yoluyla çözülecek. Bizim için belirleyici çerçeve Soçi mutabakatıdır. Rejimin Rus destekli saldırıları derhal sona erdirilmeli. Bizim askerlerimiz ve sivillerle ilgili hassas bir süreçten geçmekteyiz. Bizim askerlerimize yönelik bir saldırı gerçekleştirilirse karşıda kim olursa olsun en sert tepki verilecektir.
Koronavirüs açıklaması
Bir diğer önemli konu koronavirüs ile ilgili Sağlık Bakanımızın bir sunumu oldu. Türkiye olarak gerekli tedbirleri aldık ve bir ülkemizde vakıa ile karşılaşılmadı. Çin yönetiminin de ciddi bir tedbir aldığını biliyoruz.
FETÖ ile mücadele
FETÖ ile mücadele ilgili bir bahsin geçtiğini ifade etmek isterim. Son günlerde devam eden tartışmaya hepimiz şahit oluyoruz. FETÖ ile mücadeleyi güçlendirmekten ziyade, sulandırmaya yönelik olduğunu görüyoruz. En ciddi, en kapsamlı mücadeleyi bu hükümet vermiştir. Cumhurbaşkanlığımız bizzat mücadelenin bayraktarlığını yapmıştır.
Burhan Kuzu açıklaması
- Doğrudan bizi bağlayan bir durum değil. Kendi açıklamalarını kendisi zaten yapıyor. İstanbul Başsavcılığı da yargıya baskı yapıldı mı iddialarıyla ilgili soruşturma yapıyor.
Abdullah Gül’ün 'Gezi Parkı' açıklaması
Mahkemenin verdiği kara yargı sürecinin bir aşamasını temsil ediyor. Gezinin bu ülkeye verdiği zararı unutmamak lazım. Sayın Gül gurur duyabilir, kendi görüşüdür. Geldiğimiz nokta itibarıyla baktığımızda Türkiye'nin o dönemde zor bir süreçten geçtiğini ve Türkiye'ye zarar verdiğini aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor.
"Dünyadan yeterli tepki gelmiyor, rejimin ihlalleri durdurulmalı"
- Rejim dünyanın sessizliğinden cesaret alarak katliamlarına devam edecektir. Dünyadan yeterli tepki gelmiyor. Ortada yüz kızartıcı bir durum var. Avrupalılar ölenler ve öldürülenler karşısında sessiz. El birliğiyle rejimin bu ihlalleri durdurulmalı.
Hilmi Özkök'ün açıklamaları
O dönemin karmaşık yapısını hatırlamakta fayda var. Hiçbir ayrım yapmadan dini pratiği olduğu için bir çok kurumdan atıldığını hatırlamamız lazım. Dindar, eşi kapalı diye... Geçmişte biz bunları yaşadık. FETÖ bu boşluğu kullanarak sızmış olabilir. FETÖ'nün sızma girişimi AK Parti'den önce başladı. O dönemde belli kademelere gelen askerler 2 yılda mı buraya geldiler. Bunlar 10-20-30 yılda oldu. O dönemde irtica ile mücadele başlığı altında dindar insanlara yönelik baskılar uygulandı. İnsanların en temel vatandaşlık haklarının ellerinden alındığı zamanlar da yaşandı. O başlık altında bir sürü masum insanın haksızlığa uğradığını gördük. Bu dönemler geride kaldı. Bugün Türkiye'de kimse ayrımcılığa tabi tutulmuyor. Bu konuda bizim en ufak bir tereddüdümüz olmayacak.