Topkapı Sarayı Has Ahırlar'da düzenlenen 'Pîrî Reis'ten Önce ve Sonra: Topkapı Sarayı'nda Haritalar' sergisi Osmanlı'nın coğrafya ve haritacılık alanındaki eserlerini göz önüne sunuyor. Topkapı Sarayı Başkanı Haluk Dursun, 'Bu yıl Piri Reis öne çıktı fakat ondan öncesi de vardı, sonrası da. Sergiyle bunu bilim dünyasına sunuyoruz' diyor.
Topkapı Sarayı'nın depolarında bulunan Doğu ve Batı kaynaklı harita ve coğrafya kitapları ile Osmanlı'nın özgün eserleri, ilk kez 'Pîrî Reis'ten Önce ve Sonra: Topkapı Sarayı'nda Haritalar' sergisinde bir araya geldi. Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü'nce hazırlanan ve Bilkent Kültür Girişimi'nin (BKG) ana sponsorluğunu üstlendiği Has Ahırlar'daki sergiyi önce serginin küratörü, el yazma kütüphanesi sorumlusu Zeynep Atbaş'tan sonra da Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Haluk Dursun'dan dinledik.
Unesco tarafından Piri Reis haritasının 500. olan bu yılın, Piri Reis yılı olarak ilan edilmesi nedeniyle ilk etkinliği Ocak ayında kendilerinin yaptığını anlatan Haluk Dursun, 'Benim tabirimle Piri Reis için 'Vira bismillah' demiştik. Ama esas büyük donanma arkadan geliyor demiştik. Şimdi Topkapı Sarayı'nda bulunan bütün Osmanlı denizciliğinin, bir çok insanın haberi olmadığı belgeleri, görsel malzemelerini ve Matrakçı Nasuh'tan Katip Çelebi'ye, İbrahim müteferrikadan Piri Reis'e kadar coğrafyacılarımızın eserlerini bir araya getirdik. Katoloğu da çok güzel oldu. Bu serginin sempozyumunu yapacağız. Böylece sergi, katalog, sempozyum, güzel bir üçlü oldu' diyor. Sergide 63 eser ve bir adet de tıpkı basım yer alıyor. Gerek Batı gerek Doğu kaynaklı eserlere yer verilen sergide, Portalan deniz haritaları, 16. Yüzyıl Osmanlı haritaları, Piri Reis haritaları ve Kitab-ı Bahriye, askeri amaçla yapılmış haritalar, kuşatma haritaları ve Kabe haritaları yer alıyor.
Bu yıl Piri Reis'in çok gündeme geldiğini ancak bizim coğrafyacılık düşüncemizde Piri Reis'ten öncesinin de sonrasının da olduğunu anlatan Dursun, 'Biz burada daha kucaklayıcı bir sergi yaparak, Piri Reis'in öncesinde yapılmış çok kıymeti harbiyesi olan ve Topkapı sarayının depolarında, arşivlerinde duran bütün eserleri çıkarmayı düşündük. Fatih döneminde Fatih'in talimatlarıyla yaptırılan haritaları çıkarıyoruz ve bilim dünyasına sunuyoruz' diyor. Dursun'a göre en ilgi çekecek parçalar su yolları haritası ve Hac haritaları. Topkapı Sarayı'nın sadece Kaşıkçı Elması ve Şah İsmail'in tahtıyla sınırlı ve kısıtlı görülmemesi gerektiğini ifade eden Haluk Dursun, 'Burası bizim geçmiş dönemlerimize ait kültür ve medeniyetimizin bütün unsurlarını barındıran bir imparatorluk sarayı ve müzesi' diyor. Has Ahırlarda düzenlenen sergi 20 Mayıs'a kadar devam edecek. Serginin son haftasında Türkiye'de coğrafyacılık, Osmanlı haritacılığı konusunda uzman bilim adamlarının katılımıyla yine Topkapı Sarayı'nda bir sempozyum düzenlenecek. 15 -20 Mayıs arasında gerçekleşecek sempozyuma Prof. İdris Bostan, Prof. İskender Pala, Unesco'dan temsilciler, İl Kültür Müdürü Prof. Ahmet Emre Bilgili ve Doç. Dr. Haluk Dursun katılacak.
Topkapı Sarayı müdürü Haluk Dursun böyle sergileri çok yapmayı düşündüklerini söylüyor. Topkapı Sarayı'nın teşhir edilemeyen, gösterilemeyen, depolarda kalan eserlerinin durumundan rahatsız olduğunu ve vicdan azabı çektiğini anlatan Dursun, 'Bu kadar güzel şeyi insanlar neden göremiyor diye de üzülüyorum. Sergi alanı bulabildiğimiz takdirde bunları ziyaretçilerin bilgilerine ve beğenilerine sunmayı düşünüyorum. Onun için sergi alanlarının hiç boş kalmamasını hedefliyorum' diyor. Bu tarz sergilerin eserlerin bakımının yapılmasına da vesile olduğunu anlatan Dursun, 'Benim çok da bilimsel olmayan fakat doğru olduğunu düşündüğüm bir tabirim var. Bu sergiler 'Kızı görücüye çıkarmak' gibi. Tekrar elden geçiriyorsunuz, tozunu toprağını temizliyorsunuz. Bulunduğu ortamda rutubet varsa görüyorsunuz. Restorasyon gerekiyorsa restorasyonunu yapıyorsunuz. Elden geçirerek görücüye çıkarıyorsunuz bir şekilde' diyor.
Sergi coğrafya biliminin kurucusu olan ve ilk defa konik projeksiyonlu dünya haritasını çizen Ptolemaios'un Topkapı sarayı koleksiyonlarında eserleriyle başlıyor. Ptolemaios'un hazırladığı eserlerin 14. Yüzyıl ve iki adet 15. Yüzyıl nüshası bulunuyor. Fatih Sultan Mehmet'in bu eseri gördüğü ve bunun bir tercümesini Trabzonlu Amirutsis'e yaptırdığını biliniyor. Ptolemaios kopyasından 1450 tarihli olan eser bir dünya haritası. 12 burcu temsil eden figürlerle zenginleştirilmiş latince bir nüsha. Ptolemaios'un kitabı Fatih Sultan Mehmet'e sunulmak için hazırlanıyor fakat o sırada Fatih Sultan Mehmet'in vefatı üzerine 2. Beyazıt'a sunuluyor.
İslam dünyasının ünlü coğrafyacıları 9. Yüzyılda Abbasiler döneminde yetişiyor. Kartografya alanında önemli gelişmeler oluyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri ünlü Abbasi halifesi Memun. Memun sarayında bir çok ünlü bilim adamını istihdam ediyor ve bir dünya haritası hazırlamalarını istiyor. Bu eser 1340 tarihli Ömeri'ye ait. Fakat önemi Halife Memun'un 9. yüzyılda hazırlattığı kaybolan dünya haritasının kopyası. Bu nedenle çok kıymetli. Ptolemaios'un eserlerinde Hint okyanusu kapalıyken burada açık olarak veriliyor. Çok daha gerçekçi ve coğrafya ve harita biliminin ne kadar ilerlediğini göstermesi açısından son derece kıymetli.
Portalan denilen deniz haritaları Portekizlilerin, Katalanların, İspanyolların elinde çok gelişiyor. Gelişen ticaret ve deniz yolları ile Portalan haritaları oldukça önem kazanıyor. Saray koleksiyonlarında da bunların çok çeşitli örnekleri var. En erken tarihli örnek 1413 tarihli. En önemli özellikleri suya ve neme dayanıklı olmaları için deri üzerine yapılmaları. Hepsinde pusula ve rüzgar gülü, ölçek var. Bu harita 1428 tarihli ve bir İspanyol haritacıya ait. Avrupa'daki 82 ülkenin de bayrağını göstermesi açısından önemli.
Hac vekaletmanelerinin en erken örnekleri 16. Yüzyıldan sonra karşımıza çıkıyor. Soldaki Kanuni Sultan Süleyman'ın şehzadesi için hazırlanmış. Şehzade Mehmet genç yaşta öldüğü için onun yerine hac farizasını gerçekleştiriliyor. Vekaletname Hac farizası içindeki önemli kutsal yerleri ve orada okunacak duaları içeriyor. Ziyaret gerçekleştikçe ziyareti yapan kişi tarafından imzalanıyor. Sağdaki eser ise bir teşekkürname. Mekke ve Arafat'ta yaşanan su sıkıntısını Kanuni Sultan Süleyman çözüyor. Yöre halkı böyle bir teşekkürname hazırlayıp imzalıyorlar. Teşekkürname'de çeşitli resimlerle o coğrafyayı gösteren resimler çiziliyor. Burada Kabe görülüyor.
Venedik'i gösteren askeri amaçla hazırlanmış bir haritanın parçası. Bu haritanın Osmanlı sarayına gelişi, netleşmiş olmamakla birlikte, Fatih Sultan Mehmet'le ilintilendiriliyor. Fatih'in İtalya'yı fethetme arzusu nedeniyle sipariş ettiği haritalardan olduğu düşünülüyor. Yerleşim birimlerini, çevresini, nehirleri ve önemli yollarını gösteriyor.
Haluk Dursun Topkapı Saray'ına ait, geçmişimizde yapılmış olan geleneksel şenlikleri yeniden canlandırmak istediklerini söylüyor. Bu çerçevede sarayda at ve kuş güzellik yarışması düzenlenecek. Sarayda bunun için kullanılabilecek çok güzel bir kulvar olduğunu anlatan Dursun, 'Atçılık okullarından en
güzel atlarını göndermelerini isteyeceğiz. Dünyada yüzyıllar boyu en güzel atlar buraya getirilmiş. Bunu hatırlatmak istiyorum. Ayrıca Saray'ın taklacı güvercin kuşları var. Onlar çok güzel kuşlar. Onlara çağrı yaparak şenlik alanında kuş güzellik yarışması yapacağız' diyor.