EDISYON:

Sudan kavgalar

04:007/10/2019, Pazartesi
G: 7/10/2019, Pazartesi
Zekeriya Kurşun

Basın ve sosyal medyadaHamidiye Suyukonusunda bir kavga başlatıldı. Hamidiye sularını tüketen bazı şirketlerin anlaşmalarını sonlandırdığı ve bunun İBB’ye karşı bir tavır olduğu yazıldı. İBB’nin kendi programlarında katılımcılarına başka bir markayı ikram etmesiyle de dedikodu pazarına yeni bir malzeme üretti.Bütün bunlar olurken, yıllarca önce Hamidiye Suyu tarihçesiniBâkî Kente Âb-ı Bekâ(İstanbul 2006) başlığıyla yazmış olduğumdan dolayı bana da söz hakkı düştü.Önce şunu belirtelim.Hamidiye Suyu

Basın ve sosyal medyada
Hamidiye Suyu
konusunda bir kavga başlatıldı. Hamidiye sularını tüketen bazı şirketlerin anlaşmalarını sonlandırdığı ve bunun İBB’ye karşı bir tavır olduğu yazıldı. İBB’nin kendi programlarında katılımcılarına başka bir markayı ikram etmesiyle de dedikodu pazarına yeni bir malzeme üretti.


Bütün bunlar olurken, yıllarca önce Hamidiye Suyu tarihçesini
Bâkî Kente Âb-ı Bekâ
(İstanbul 2006) başlığıyla yazmış olduğumdan dolayı bana da söz hakkı düştü.
Önce şunu belirtelim.
Hamidiye Suyu bir vakıf, bir miras ama daha da önemlisi halkın malıdır
. İnsan için hayat kaynağı olan su üzerinden siyaset yapmak hem ayıptır, hem de günahtır. Bu arada benim hangi şirketin kimden neyi alacağına ayar verme hakkım olmadığı gibi; başkasının da hakkı yoktur. Ama hakikatı bilmek herkesin hakkıdır.

İşte size Hamidye Suyu hikayesi:

İstanbul tarih boyunca her zaman su fakiri bir kent olmuştur
. Bu yüzden Bizans döneminde, Osmanlı asırlarında güçlü yöneticilerin bu kente yaptıkları en büyük hizmet, uzaklardan su getirtmek olmuştur.
Sultan II. Abdülhamid de bu büyük hizmeti yapan yöneticilerden biridir
. Bir taraftan halkın ihtiyacı, diğer tarafatan büyüyen ve içinde çalışanları ile adeta küçük bir şehri andıran Yıldız Sarayı’nın şehir suyuna ortak olması; sultanı çözüm arayışlarına sevketmiştir. Uzun araştrmalar ve teknik incelemeler sonucunda, Cendere Vadisi’nde boşa akan kaynak sularının birleştirilerek şehre getirtilebileceği anlaşıldı. Dönemin sivil ve askeri mühendisleri çalıştırılarak kısa zamanda en son teknoloji ile bir sistem kuruldu. Böylece 1902 yılı ortalarında
İstanbul’un muhtelif semtlerinde yapılan çeşmelere Hamidiye Suyu akıtıldı.
Yapım masrafları, Padişah’a tahsis edilmiş olan Hazine-i Hassa’dan karşılandı. Dolayısıyla projenin hizmete geçmesinden sonra çıkabilecek bakım ve onarım masrafları da dikkate alınarak, Hamidiye Suyu’nun idaresi Hazine-i Hassa Nezareti’ne verildi. Ancak bu idare bir süre sonra, önce Ticaret ve Nafa Nezareti’ne; II. Meşrutiyet yıllarında ise İstanbul Belediyesi’ne devredildi. Belediye, Yıldız Sarayı’nın devre dışı kalması nedeniyle, mevcut suyu muhtelif yerlere akıtıp sistemi geliştirdi. Nitekim, 1925 yılında, Cendere’deki buharlı su makineleri elektrikli makinelere dönüştürülerek şehre günde dokuz yüz ton su pombalanmaya başladı. Elimizdeki veriler
vakıf sular hükmünde olan Hamidiye suları
nın bu yıllardaki işletme şekli hakkında yeterli bilgi vermemektedir. Fakat belediyenin pul uygulamasıyla kaynak sularından aldığı vergi istatistiklerinden anlaşıldığına göre; 1930 yılında,
vergilendirilmiş 183 bin ton su tüketiminin 30 bin tonu Hamidiye’den sağlanmıştır
.

Buna rağmen, Hamidiye Suyu isale hatlarının şehrin büyüme ve gelişmesine paralel bakım ve onarımları yapılamamıştır. Kontrolsüz büyüyen şehirde motorlu araçların artmasıyla yollar yeniden düzenlenmiştir. Bu sırada isale hatlarının bir bölümü devre dışı bırakılmıştır. Nitekim 1950’li yıllara gelindiğinde Hamidiye Suyu’nun artık eskisi kadar tüketilmediği görülmektedir. Hamidiye çeşmeleri birer birer devre dışı kalmış; bu boşluğu da ticari firmalar doldurmaya başlamıştır.

Bu gelişme, İstanbul Belediyesi’ni de harekete geçirmiştir. Onlar da Hamidiye Suyu’nun modern ve hijyenik yöntemlerle şişelenip dağıtımını sağlayacak girişimler başlatmıştır. 1972 yılında Hamidiye kaynak sularının modernizasyonu işi bir İtalyan firmasına ihale edilmiştir. Anlaşmaya göre, Kemerburgaz’da Eğrikemer mevkiinde Hamidiye suyunun yedi ve sekizinci maslaklarının bulunduğu yerde 6.5 milyon harcanarak yeni tesisler kurulacaktı. Projeye göre, su hiç el değmeden şişelenip dağıtıma sunulacaktı. Ama beklenen olmadı.

O güne kadar tüzel kişiliği vakıf sular altında bulunan Hamidiye Suyu işletmesi, 7 Mart 1979 tarihinde
Hamidiye Kaynak Suları Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
’ne dönüştürülerek ambalajlı su üretimine başlamıştır. Standart ve galon şişelerle su üretmeye başlayan şirket, 1980 yılında kaynak suyu ruhsatı almıştır. 1988 yılında, anonim şirkete dönüştürülen Hamidiye Su işletmeleri, 1989 yılında da “Belpa Belediye Tüketim Malları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi” unvanını almıştır.
İstanbul 1990’lı yılların başında tarihinin en susuz dönemlerini yaşamaya başlamıştı.
Bu yüzden gerek özel sektör ve gerekse belediye su dağtımına yönelmişlerdi. Mayıs 1991’de doksan yıllık Hamidiye Suyu işletmesine “
Halk Su Belediye Kaynak Suları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
” unvanı verilip -bugün olduğu gibi- dönemin kısır siyasi tartışmalarına konu edilmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1994 yılında İstanbul Belediye Başkanı seçilmesi akabinde; şirket tekrar “
Hamidiye Kaynak Suları Anonim Şirketi
” unvanına kavuştu. Bu tarihten itibaren sürekli modernize edilen şirket, su üretim kapasitesini ve dağıtımını da arttırdı. Yapılan çalışmalar kaynak suyu şirketinin kalitesini yükseltirken markaya da uluslararası bir şöhret kazandırdı.
Lafın kısası:
Suyumuzu siyasete alet edip ağzımızın tadını kaçırmayın.
#Hamidiye Suyu
#İstanbul
#İBB
#Kemerburgaz
#II. Meşrutiyet

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.