Barış Pınarı Harekâtı maskeleri düşürdü

04:0014/10/2019, الإثنين
G: 14/10/2019, الإثنين
Zekeriya Kurşun

BarışPınarı Harekâtısadece daha ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlama başarısı elde etmedi,bilakis dünya barışına da katkı sağladı.Adeta iki dünya harbi arifesinde olduğu gibi hipokrasisi tavan yapmış devlet ve devlet adamlarının maskesini düşürdü.Düşünün bir kere anlık fikir değiştiren ABD, görevleri arasında Türkiye’nin de güvenliğini sağlamak olan NATO; sözde barış dilini hiç dillerinden düşürmeyen AB hep bir ağızdan Barış Pınarı Harekâtı’na karşı geldiler.Son bir yıldır

B
arış
Pınarı Harekâtı
sadece daha ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlama başarısı elde etmedi,
bilakis dünya barışına da katkı sağladı.
Adeta iki dünya harbi arifesinde olduğu gibi hipokrasisi tavan yapmış devlet ve devlet adamlarının maskesini düşürdü.


Düşünün bir kere anlık fikir değiştiren ABD, görevleri arasında Türkiye’nin de güvenliğini sağlamak olan NATO; sözde barış dilini hiç dillerinden düşürmeyen AB hep bir ağızdan Barış Pınarı Harekâtı’na karşı geldiler.

Son bir yıldır konuşulan ve son bir kaç aydır, ABD ile planlaması yapılan, hatta müşterek devriyeye çıkılan bir harekâta herkesin birden karşı çıkması anlamlı değil mi?

Evet, bu liderler yüzünden dünyayı büyük bir felaket bekliyor.
Hem de çok uzak olmayan bir vakitte. İki yüzlü, barışı sadece kendi çıkarlarını koruyan bir kavram olarak gören, diğer milletlerin özellikle
Türkiye’nin güvenliği söz konusu olduğunda maskeleri düşen iki yüzlüler yüzünden dünya büyük bir tehdit altındadır
.

Elbette geçmiş hesaplar unutulmadı. Bırakın, şimdilik onlar tarih kitaplarında kalsın.

Ey iki yüzlüler! Ruanda’da, Myanmar’da, Orta Afrika’da, Keşmir’de, Irak ve Suriye’de milyonlarca masum ölürken neredeydiniz?

Hipokrasiniz ile hedefe ulaştıran her şeyi mubah gören üstadınız Machiavelli’yi asırlar sonra bir kere daha utandırdınız; mezarında ters döndürdünüz. Sadece silah tüccarı mutlu azınlıkları temsil ettiğinizi gösterip kendi halklarınıza bile ihanet ettiniz.

Barış Pınarı Harekâtı maskelerinizi düşürdü. Kimin, kim ile kime karşı olduğunu gösterdi. Maskenizi düşürüp -en azından şimdilik- dünyayı bu büyük tehlikeye karşı uyardı.

Son yüzyıldır neredeyse topraklarının tamamı işgal altında olan, halkı gayri medeni görülüp, aşağılanan, son yarım asırdır bütün varlıkları İsrail’e rehin edilen
Arap dünyasının keneleri de efendilerini takip etmekte geç kalmadı.
Türkiye ile problem yaşayan Mısır yönetimi krizi fırsata dönüştürmek istedi. Kendi halkları nezdinde güvenirliliği olmayan hatta çoğu zaman Arap ihanet şebekesi diye isimlendirilen
Arap Birliği dışişleri bakanları
Kahire’de bir araya gelip Türkiye aleyhinde karar çıkarmaya yeltendi. Sözde birlikteliklerini sağlayan İsrail düşmanlığında bile kullanmadıkları kelimeler ile Türkiye’yi kınamaya kalktılar.
Topraklarınız işgal edilirken, insanınız tahkir edilip servetleriniz yağmalanırken, kutsal bildiğiniz her şeye namahrem eli değerken neredeydiniz?
Hamakatta zirve yaptınız. Milyonlarca Suriyeliyi misafir ederek yükünüzü hafifleten Türkiye’ye karşı, İsrail ve İran ile aynı çizgiye gelip sözde birliğinizin temeline dinamit koydunuz.

Barış Pınarı Harekâtı sizin de maskenizi düşürdü. Sizler de artık temsilcisi olduğunuzu iddia ettiğiniz halkın nefretinde boğuldunuz. Kendi ülkelerinizin medya manşetlerine bile çıkarılmayan girişiminiz ile tarihin kara sayfalarına gömüldünüz. İki yüzlülüğünüz ve acziniz kendi halkınızın feryadında yankı buldu.

Arap Yarımadası’nın tanınmış Duseri ailesine mensup olduğu anlaşılan
Rayyan el Duseri
, sosyal medya hesabından sizlere şöyle sesleniyor:

“Belâmız nedir ki, Irak ve Yemen’i İran’a terk edip, Türkiye aleyhinde beyanatlar ile meşgul oluyoruz? Türkiye, kendi silahını, elbisesini ve gıdasını üreten bir ülke olmasının yanında, dünyanın altıncı askeri gücüdür. Kararlarını kimsenin yönlendiremeyeceği ve icbar edemeyeceği; bağımsız hareket eden bir devlettir.”

Büyük ilgi ve beğeni toplayan bu ifadeler yetmediyse bana son iki gündür ulaşan onlarca Arap okuyucumun Arap Birliği’nin sahnelediği komediyi nasıl tanımladıklarını aktarayım.

Mesela, Suudlu bir okuyucum, Suudi Arabistan dışişleri bakanının 2017’de PYD/YPG konusunda Türkiye’nin yanında olduklarına dair yaptığı ve hâlâ medyada dolaşan beyana dikkat çekip; Kahire’deki oyunu şöyle tanımlıyor:

Suriye Arap komedisinden (birliğinden) kovulduğunda neredeydiler? Suriye’yi kendi elleri ile yerle bir ettiler.
Şimdi Türkiye sayesinde, kötü ellerden kurtarılma ve istikrara kavuşma ihtimali doğunca ağlamaya başladılar. Zira menfaatlerini Suriye’nin istikrarında değil; bu haliyle kalmasında görmektedirler.”

Mesajın devamındaki ifadeleri de affınıza sığınarak yazacağım. Okuyucum, Arap Birliği denilen teşkilatta sandalye işgal edenlerin konuşmalarını eşek anırmasına (nehîku’l hamîr) ve köpek havlamasına (nebîhu’l kilâb) benzetmektedir. Mesajın devamında; “hayvanlar bile onlardan daha iyidir, zira en azından ne yaptıklarının idrakinde değillerdir”; Arap Birliğindekilerin, sadece sandalyelerini korumak uğruna efendilerinin seslerini taklit ettikleri söylenmektedir.

Elbette bu tasviri içeride de çıkan çatlak sesler için kullanmak mümkündür.
Barış Pınarı Harekâtı içerideki bazı maskeleri de düşürmüştür
. “Savaşa hayır” naraları ile yıllardır devam eden ateşe, körükle yaklaşan bu güruhun sadece Türkiye için değil; dünya barışı için de birer tehdit oldukları ortaya çıkmıştır.
Evet, hepimiz savaşa karşı geliyoruz ve geleceğiz de. Ama terör ortadan kaldırılıp Türkiye’nin sınırı güvene alındıktan; Suriyeliler rahata erip barış tesis edildikten sonra
.
#​Barış Pınarı Harekâtı
#Türkiye
#İsrail
#Suriye
#Arap Birliği