15 Temmuz ruhu

04:0015/07/2019, Pazartesi
G: 15/07/2019, Pazartesi
Zekeriya Kurşun

En kestirme ifadeyle darbe, kurulu düzeni, meşru hükümeti veya yönetimi devirmeye çalışmaktır. İktidar hırsı ilemeşruiyeti ortadan kaldırma arzusu her şeyden önce bir ahlaksızlık; ülkeye ve topluma karşı da bir ihanettir.Maalesef son bir buçuk asırda ülkemiz pek çok darbelere sahne olmuştur. Darbeler tarihini ele alan yüzlerce kitap, binlerce makale hatta tezler yazılmış olsa da artlarında hep karanlık bir taraf kalmıştır.İlk Meclisimizin açılmasından günümüze, hafızalarımıza kazınmış, on beşe yakın

En kestirme ifadeyle darbe, kurulu düzeni, meşru hükümeti veya yönetimi devirmeye çalışmaktır. İktidar hırsı ile
meşruiyeti ortadan kaldırma arzusu her şeyden önce bir ahlaksızlık; ülkeye ve topluma karşı da bir ihanettir.
Maalesef son bir buçuk asırda ülkemiz pek çok darbelere sahne olmuştur. Darbeler tarihini ele alan yüzlerce kitap, binlerce makale hatta tezler yazılmış olsa da artlarında hep karanlık bir taraf kalmıştır.


İlk Meclisimizin açılmasından günümüze, hafızalarımıza kazınmış, on beşe yakın darbe teşebbüsü veya sonuçlanmış darbe bulunmaktadır. Bu darbelerin kimi bireysel ihtirasları; kimi bir grubun, bir ideolojinin ve sonuncusunda olduğu gibi
sapkın bir cemaatin menfaatlerini temsil etmekte
dir.
Millî iradeyi temsil eden ilk Meclis’ten günümüze, neredeyse her on yılda bir yapılan darbe girişimlerinde veya darbelerin sebepleri arasında iç siyaset kavgaları olmakla birlikte;
hemen hepsinde yabancı bir elin varlığı inkar edilemez
bir gerçektir. Bazıları tartışmalı olsa da, özellikle başarıya ulaşmış darbelerin arkasından yaşanan gelişmeler,
ülkenin daha fazla esarete sürüklenmesi ve özellikle ABD’deki bazı çevrelerin itirafları
da bu gerçeği gün yüzüne çıkarmaktadır. Kuşkusuz tarih, işin bu boyutunu ileride daha da aydınlatacaktır.
FETÖ terör örgütünün ayak izleri
olan 17-25 Aralık hukuk darbesiyle başlayıp 15 Temmuz’da hepimizin yaşadığı terör ve işgal girişimi,
son yüz elli yıldaki darbelerin hem tamamlayıcısı hem de toplamına eşit bir ihanettir.
Ardından 251 şehit ve binlerce gazı bırakmış olan bu ihanet teşebbüsü hepimizin gözleri önünde ve şahitliğinde cereyan etmiştir. İhanetin en büyük delili, silahsız, cephesiz ve cephanesiz şehit yakınlarımız ve gazilerimizdir.
Her birimizde onlarca hatıra bırakan bu ihanet, sözlüğümüzdeki kelimeler ile tarif edilemeyen ve
tarihimizde benzeri olmayan menfur bir girişimdir.
Kırk yıl boyunca topluma karşı oynanan bir tiyatronun birden renk değiştirip sahnesini, oyuncusunu, seyircisini ve 15 Temmuz’da
bütün Türkiye’yi hedef alan mutlak bir ihanettir.
15 Temmuz, ülkenin Cumhurbaşkanına, Başbakanına, Meclisine, Genelkurmay ve Milli İstihbarat başkanlıklarına, Emniyetine, biriktirdikleri
40 yıllık kin ve hileleri ile suikast düzenleyen bir ahlaksızlıktır.
Üçüncü yılında, şehitleri geri getirmese, gazilerin hatırlarını değiştiremese de milletimiz bu travmayı büyük ölçüde atlatmıştır. Ancak, FETÖ haininin milletimiz içine soktuğu fesadın da kısmen varlığını sürdürdüğü unutulmamalıdır. Bu yüzden,
başlatılan davaların mümkün olan süratte tamamlanması,
meseleye taraf olanların cezalarının hızlı bir şekilde verilmesi büyük önem taşımaktadır. Yeni fesat dalgalarına daha fazla meydan vermeden,
mahkemelerin adil ve acil bir biçimde sonuçlandırılması gerekmektedir.
Bu süreçte, suçun şahsiliği dikkate alınması gereken en önemli hukuki prensiptir. Akrabalık yoluyla veya başka bir şekilde suçlular ile veya terör örgütünün meşru zemini kullanıp hayata geçirdiği üniversite ve banka gibi kurumlarla ilişkisi olanların,
gerçek suçlulardan tefrik edilmesi toplumsal barış için elzemdir.
Hele bu süreci kişisel menfaatlerine alet edip
kumpas ve iftiralar ile rakiplerini elemeye kalkanların
sebep olduğu felaketlerin açık ve seçik bir şekilde hall u fasl edilip
o ahlaksızların da sistemden ayıklanması vicdani bir sorumluluktur.
15 Temmuz,
kırk yıl toplumumuzun değerleri içinde kendini saklamış FETÖ terör örgütüne, onun destekçisi ve hamisi dış güçlere karşı
milletimizin dik duruşu ve şahlanışıdır
. Türk milletinin bu tarifsiz direnişini görenler, son üç yılda Türkiye’yi ağır bir kuşatma ve baskı altına almışlardır. Ekonomisinin yıpratılması, savunmasının zayıflatılması ve en önemlisi 15 Temmuz dayanışma ruhunun yok edilmesi için bütün oklarını Türkiye’ye yöneltmişlerdir.
15 Temmuz, Türk tarihinin yeni bir dönüm noktasıdır.
Komşuları, müttefikleri, stratejik ortakları, dost ve düşmanları ile yeniden hesaplaşmanın başlangıcıdır. 2016’da olduğu gibi, bugün de, 15 Temmuz ruhu etrafında kenetlenecek olan siyaset, asker, üniversite ve toplumun her katmanı,
farklılıklarını muhafaza ederek
yeni bir şahlanışı sağlayacak güce sahiptir.
Yeter ki,
birbirimize adil olalım, birlikte olalım.
#15 Temmuz
#FETÖ