Türkiye’de siyaset kriz yaşıyor bir kaç haftadır.Böyle giderse, derinleşeceğini söylemek hiç de kehanet olarak görülmemeli.SİYASÎ PORNOGRAFİ VE KRİZ...Yaşanan şey, Türkiye’deki siyaseti dizayn etmek için patlatılan siyasî pornografi. Oysa pornografi, krizi maskelemekten ve en önemlisi de hedef saptırmaktan başka bir işe yaramıyor.Haftalardır Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir CHP’liyle Külliye’de gizlice görüştüğü, CHP’nin başına geçmesi için kendisine destek vereceği iddiası konuşuluyor...Erdoğan, böyle
Türkiye’de siyaset kriz yaşıyor bir kaç haftadır.
Böyle giderse, derinleşeceğini söylemek hiç de kehanet olarak görülmemeli.
Yaşanan şey, Türkiye’deki siyaseti dizayn etmek için patlatılan siyasî pornografi. Oysa pornografi, krizi maskelemekten ve en önemlisi de hedef saptırmaktan başka bir işe yaramıyor.
Haftalardır Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir CHP’liyle Külliye’de gizlice görüştüğü, CHP’nin başına geçmesi için kendisine destek vereceği iddiası konuşuluyor...
Erdoğan, böyle bir görüşmenin olmadığını, olmasının sözkonusu bile olamayacağını söyledi sert bir dille. Cumhurbaşkanlığından istifa edeceğini söyleyecek kadar sert ve kesin bir dille kınadı ortalıkta dolaşan dedikoduları.
İddiayı ortaya atan, gündeme getiren kişi, Sözcü yazarı Rahmi Turan.
Sonra başkaları da girdi işin içine...
Kimsenin Rahmi Turan gibi bir bulvar gazetecisinin lafıyla veya iddiasıyla konuya müdahil olmaması beklenirdi.
Asparagas haberleriyle Türk basın tarihine kara bir leke olarak geçen Tan gazetesini çıkarmış birinin ipiyle kuyuya inmek siyasetin de medyanın da nasıl ayartıcı bir pornografinin kurbanı olduğunu göstermesi açısından tedirgin edici gerçekten!
Rahmi Turan, bir kaç haftadır bütün televizyonları Tan gazetesine çevirmeyi başardı: Önce telefonlara çıkmadı ama gazetede kuyuya taş atmaya devam etti.
Sonra televizyonlara çıktı ama çelişkili açıklamalar yaptı.
Ardından Külliye’de Erdoğan’la görüşen kişinin CHP’nin genel başkan adaylarından Muharrem İnce olduğunu söyledi.
Sonunda, İnce, çok ağır, kalın laflar edince, Rahmi Turan çark etti ve hata yapmış olabileceğini söyleyerek işin içinden sıyrılıyormuş gibi yaptı. Ama işi iyice içinden çıkılmaz hâle getirip ortada bıraktı.
Seyrettiğimiz pornografik bir şov. Siyaset, malzemesi sadece.
Simülasyonlar üzerinden siyaset yapılması, hem siyasetin anlamsızlaşması hem de buharlaşması sonucunu doğuruyor.
Tanık olduğumuz şey, siyasetin kriz yaşadığı ve krizin sanallaşarak derinleştiği gerçeğidir.
Siyasetin dizayn edilmesi de diyebilirsiniz siz buna.
Kimler tarafından, peki?
Emperyalistler ve onların yerli uzantıları tarafından elbette ki.
Bu konuda kuşkusu olan var mı?
Nasıl olsun ki!
Türkiye’de siyasî pornografi oyunu sahnelenirken, İstanbul’un belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, soluğu Londra’da aldı, Londra’da önemli / kritik görüşmeler yaptı.
Bu kritik görüşmelerin en dikkat çekeni Chatham House’da yapılanıydı.
Chatham House, onaylama mekânıdır İngilizlerin!
Yolu, Chatham House’dan geçen yolunu şaşırıyor!
Türkiye’de “Külliyedeki CHP’li” tartışması ne kadar pornografikse, İmamoğlu’nun Chatham House ziyaret o kadar sessiz, derinden ve düşündürücü bir görünüm arzediyor.
Benim aklıma delice sorular üşüşüveriyor tam bu noktada...
Bütün bunlar aslında İmamoğlu’nun önünü açmak için tezgâhlanmış olabilir mi?
Bir taşla bir kaç kuş birden vurulmak isteniyor olabilir mi?
Hem siyaset krize sürüklenmek isteniyor.
Hem Erdoğan’ın konumu (Erdoğan’sız Türkiye oyunu) tartışmaya açılıyor
Hem de İmamoğlu’nun önü açılıyor sessiz sedasız. Tam İngiliz tarz-ı siyasetle...