Yeni Şafak

Ezberimiz bozulursa bozulsun

02:0018/11/2015, Çarşamba
G: 13/09/2019, Cuma
Yusuf Ziya Cömert

Hayran olduğum bir kuşak var, hepimizin medyun-u şükran olduğumuz bir kuşak.Ara sıra bahsederim. Babamların kuşağı.Babam ve arkadaşlarıdiyeyim.Hiçbir dünyevi teşvik olmadan, Kur'an yasakken, 'elif' demek yasakken, dağda bayırda, aç bi-ilaç, hangi dersi hangi hoca okutuyor arayıp bulup, ders alıp okuyan çocuklar kuşağı.Ne öğrenmiştir babam ve arkadaşları?Kur'an'ı, Arap gramerini hıfzetmiştir.'İslam ilimleri' başlığı altında mütalaa edebileceğimiz daha birçok ilme, Hadis, Tefsir, Siyer, Fıkıh... bugünün

Hayran olduğum bir kuşak var, hepimizin medyun-u şükran olduğumuz bir kuşak.
Ara sıra bahsederim. Babamların kuşağı. Babam ve arkadaşları diyeyim.
Hiçbir dünyevi teşvik olmadan, Kur'an yasakken, 'elif' demek yasakken, dağda bayırda, aç bi-ilaç, hangi dersi hangi hoca okutuyor arayıp bulup, ders alıp okuyan çocuklar kuşağı.
Ne öğrenmiştir babam ve arkadaşları?
Kur'an'ı, Arap gramerini hıfzetmiştir.

'İslam ilimleri' başlığı altında mütalaa edebileceğimiz daha birçok ilme, Hadis, Tefsir, Siyer, Fıkıh... bugünün eğitim ortamında kolaylıkla rastlayamayacağımız bir ilmi disiplin vasatında vukuf kesbetmiştir.
Tabii, bu 'ilim' istatistiklere girmiyor. Bir nevi kayıtdışı ilim.
Ne lazımdı, bu kayıtdışı birikimin bugünün ihtiyacına cevap vermesi için?
Bir bakış açısı lazımdı.
Dünyevi gerçeklikle bu bilginin alışverişini mümkün kılacak bir entegrasyon süreci lazımdı.
Yüksek İslam Enstitüleri, İlahiyatlar, faydalı girişimlerdi. İşe de yaradı.
Fakat yetmedi.
Bu mekteplerin müfredatı, ilgili alanlarda, çoğu zaman, öğrencilerinin geldiği ilmi seviyenin gerisinde kalıyordu.
Mamafih, hem İmam-Hatiplerdeki matematik, tarih, edebiyat, coğrafya gibi dersler, hem de Yüksek İslam Enstitüsü ve İlahiyatlardaki felsefe dersleri o 'talebe'leri dünyadan bir ölçüde haberdar ediyordu.
Bütün bunlar, sözkonusu 'birikim'i gerçek bir 'verim'e dönüştürmeye yetmedi.
İstisnai fırsatlarla veya kişisel eforlarıyla kozasından çıkmayı başaranlar oldu. Hepsi o kadar.
Mesela, bir değil de 5-10 tane Muhammed Hamidullah'ımız olsaydı, herhalde, bugüne kadar daha iyi bir noktaya gelebilirdik.
Hamidullah? Neden icap etti şimdi?
Biz, nerede mahiriz biliyor musunuz?
İyi iş yapan, gerçekten çalışan, gerçekten bilen bir kişiyi gördüğümüzde, onun halinden belki bize de bir mesuliyet isabet eder diye, ona bir kulp takıp mahkum etmekte mahiriz.
Benim, kitaplarında, Bedir'in, Hendek'in, Uhud'un geçtiği yerleri gezdiğini, resimlerini çektiğini ve bu savaşların nasıl cereyan ettiğine dair, fiziki şartlara bakarak fikir beyan ettiğini gördüğüm ilk alimimiz, merhum Muhammed Hamidullah'tır.
Keza, Kameri takvimle miladi takvimin birbirine çevrilmesi konusundaki sorunları, Cahiliyye Arapları'nın, tabir caizse, takvim kaydıkça düzeltmek için araya ay eklemelerini (Nesiy) ilk ondan okumuştum.
Neymiş?
Hamidullah, Miraç konusunda, geleneksel anlayıştan farklı fikirler beyan ediyormuş.
Etsin. Aklın yatmıyorsa kabul etme. 'Ben farklı düşünüyorum' de.
Yoook... Tekfir etmeden rahat etmez!
'Batının ilmini alalım, ahlakını almayalım' demeye aklın eriyor da, 'Hamidullah'ın ilmini, çalışkanlığını, disiplinini, hatta takvasını alalım, bu konudaki fikrini almayalım' niye demiyorsun?
(Ben, geleneğe daha yakın hissediyorum. Fakat, geleneğin, fikri mahkum eden, itham eden, ihraç eden tarafının 'hurafe' olduğunu düşünüyorum.)
Kur'an Araştırmaları Merkezi'ni (KURAMER) ziyaret ettiğimiz akşam, sanki, Hamidullah'ın izlerine rastladım.
Mehmet Apaydın, aslen fizikçi. Şu anda İlahiyat'ta doktora yapıyor. (İnsan Yayınları'ndan çıkan Resulullah'ın Günlüğü adlı telif eseri var.)
Apaydın, bir veri tabanı hazırlamış.
Adını Kuramer Kütüphane Programı koymuşlar.
Apaydın beraberindekiler Hicret'ten 150 yıl sonra (Miladi 758) vefat eden İbn İshak'ın 'Siret'inden ve yine Hicret'ten 207 yıl sonra (M. 823) vefat eden Vakıdi'nin Kitabü'l Megazi'sinden başlayarak 19. Yüzyıla kadar yazılmış 10 bin kadar eseri ve 15 bin kadar makaleyi bu programa yüklemişler.

Bu eserlerin sayfa sayısı 10 milyonu aşıyor.

Bir kelimeyi, bir kavramı, bu programda sorguladığınız zaman, hangi eserde kaç yerde geçmişse, sayfa numaralarıyla, eserin künyesiyle, müellifiyle, her şeyiyle önünüze seriliyor.
Bir sorgulamayla, sorguladığınız konudaki bütün hadis rivayetlerine –veya ayet metinlerine- ulaşabiliyorsunuz.
Apaydın, bu veri tabanının, astronomik verilerle de karşılaştırılarak, bazı olayların kesin tarihlerinin tespitinde kolaylık sağlayacağını söylüyor.
KURAMER'in başka çalışmaları da var.
Asr-ı Saadet'te meydana gelen hadiseler (Hicretler, savaşlar, biatler, seriyyeler, gazveler..) daha iyi anlaşılabilsin diye, Hicaz'da aylarca çalışıp 13 bin kadar fotoğraf çekmişler.
Bu verilerden yararlanarak, resimli bir Siyer Haritası oluşturmaya hazırlanıyorlar.
Bu çalışmaların, ezberlerimizi bozma ihtimali var.
Olsun... Hakikat ortaya çıksın da ezber bozulursa bozulsun.
(Bu son cümle, 'bilim'de olduğu gibi politik alanda da aynıyla geçerlidir.)
#Arap grameri
#Hadis
#Tefsir
#Siyer
#Fıkıh
Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

Henüz yorum bulunmuyor

İlk yorumu siz yapın.

Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.