Uyarıyorum: 15 Temmuz saldırısının 2. dalgası geliyor...

04:0014/08/2016, Pazar
G: 13/09/2019, Cuma
Yusuf Kaplan

Ben vazifemi yaptım, gerisi yetkililerimize düşüyor.... Vesselâm.

15 Temmuz, bir darbe girişimi değil, Türkiye'ye bir saldırıydı.



Nasıl bir saldırıydı bu ve ne'yi vurmayı hedefliyordu peki?



Türkiye'nin

ruh atılımı yapma gücüne bir saldırıydı

bu!



Türkiye'nin yeniden tarihin akışını değiştirecek bir

medeniyet yürüyüşüne soyunma imkânlarının berhava edilmesini amaçlayan

bir saldırıydı...



Türkiye'nin son kale,

mazlumların umudu olma hakikatini bitirmeyi amaçlayan

büyük bir saldırıydı...



FETÖ'YLE MÜCADELENİN ATLANMAMASI GEREKEN AYAĞI: PARTİLER!


FETÖ'yle mücadelede atlanmaması gereken ama

atlandığını gözlemlediğim çok hayatî bir nokta

var:



FETÖ'yle mücadeleyi AkParti hükümeti ve kadroları yapıyor esas itibariyle, öyle değil mi?



FETÖ'yle mücadelenin başımıza yeni bir çorap örmesini önlemek için bu mücadeleyi stratejik ve dikkatli bir şekilde götürmek gerekiyor.



Şunu söylemek istiyorum: FETÖ'yle mücadeleyi yürüten AkParti, artık daha fazla gecikmeden

AKParti'deki (dolayısıyla diğer partilerdeki) kripto FETÖ'cüleri temizlemezse, FETÖ'cüler, FETÖ'yle ilgisi olmayan ve FETÖ'nün temizlemeyi düşündüğü önemli isimleri temizleyecekler...


Meselenin püf noktası burası:

Kripto FETÖ'cüler, FETÖ'yle ilgisi olmayan hatta FETÖ'yle kıyasıya mücadele eden bazı isimleri temizlemeye başladılar bile...


Burada isim vermeyeceğim. Sadece şu kadarını söylemekle yetineceğim: Anadolu'dan teşkilatlardan gelen haberler çok tedirgin edici nitelikte. Bu gerçeği, Twitter'da bu şekilde dile getirdiğimde

gelen tepkiler, verilen bilgiler ürküttü beni.


O yüzden

önce temizliği yapacak kadroların içinden kripto FETÖ'cülerin temizlenmesi gerekiyor.


Yoksa hem tertemiz insanlar temizlenecek hem de daha önemlisi Erdoğan'ın etrafında kale gibi duracak kimse bırakılmayacak.


Bu son söylediğimi özelde AK Parti, genelde devlet yetkilileri dikkate alsınlar lütfen.



Tayyip Bey, yıllardır, “FETÖ'yle mücadele gevşek davranılıyor! Olmaz bu!" diye uyardı. Fazla anlatamamış olmalı ki, defalarca tekrarladı uyarısını.



15 TEMMUZ'UN 2. AYAĞI: CEMAATLERİN VURULMASI, LAİKLİĞİN POMPALANMASI!


Gelinen noktada, işin kontrolden çıkmaması ve ürpertici mecralara sapmaması için şu uyarılarımı lütfen dikkate alın, diyorum:



1-

Birincisi:

Erdoğan'ın etrafının boşaltılmasına, Erdoğan'ın yalnızlaştırılmasına aslâ izin verilmemeli.
Bu mücadele, Erdoğan olmadan başarıya ulaşamaz

. Bunu bütün dünya biliyor!



O yüzden

Erdoğan'ın etrafında dünyevî beklentileri olmayan kale gibi duracak sağlam, basiretli, donanımlı ve korkusuz dava adamlarına ihtiyaç var.


2-

İkincisi:

FETÖ'yle mücadele mecraından saptırılıyor: Bir taraftan laikler, diğer taraftan YENİ-FETÖ'cüler, tankların önüne yatan cemaatleri, tarikatleri hedef tahtasına yatırmaya başladılar.


Her gece televizyonlarda, açık açık cemaat, tarikat

isimleri verilerek bu cemaatler, tarikatlar hedef gösteriliyor.

Her gece belli başlı televizyonlarda defalarca tekrarlanıyor bu hedef göstermeler!



Dikkat buyurulsun lütfen:

Asıl tehlike bu!

Üstelik de

aynı anda iki taraftan yapılan medyatik yaylım ateşinin ortasında kalıyor cemaatler ve tarikatler.


Dahası, bu

hedef göstermeler

, bazı

ilahiyat profesörlerine

yaptırılıyor: Bu insanlar, bilip bilmeden -belki de bilerek- hem “

Türkiye'yi ancak laiklik kurtarabilir

" diyebiliyorlar hem de açık açık

isim vererek cemaatleri, tarikatleri hedef gösteriyorlar!


Bu nedir?



Hiç şüpheniz olmasın ki,

bu, 15 Temmuz saldırısının ikinci ayağıdır. İkinci dalga, budur!


FETÖ, CEMAAT DEĞİL, İSLÂM'I DÖNÜŞTÜRMEYİ AMAÇLAYAN KÜRESEL BİR KUKLA ÖRGÜTTÜR!


Önce şu

ayırımı

herkesin -özellikle de

Erdoğan'ın

- mutlaka yapması gerekiyor:

FETÖ, aslâ bir cemaat değildir. FETÖ, cemaat kılıfına bürünmüş, İslâm'ı protestanlaştırarak dönüştürmeyi amaçlayan, küresel sistemin bir projesidir. Bir şer şebekesidir.


Dahası, FETÖ'nün başvurduğu yöntemler, hiç bir şekilde İslâm'la bağdaştırılamaz! Hedefe varmak için her yolu, (şantaj, montaj, kaset, yalan, iftira, kumpas, ülkesini satmak gibi)

her tür gayr-ı meşrû yolu meşrû olarak gören bir oluşum aslâ Müslüman bir cemaat olamaz!


CIA'ye, MOSSAD'a, Vatikan'a ve İngiliz derin devletine derinden bağlı bir hareket aslâ İslâmî bir cemaat olamaz!


Ülkesinin Meclis'ini bombalayan,

halkını tankların altında ezen, uçaklarla halkına bomba yağdıran, Müslüman bir cumhurbaşkanına suikast üstüne suikast düzenleyen

bir terör örgütü

aslâ Müslüman ve Ehl-i Sünnet bir cemaat olamaz!


Takiyye ahlaksızlığıyla kılıktan kılığa giren karaktersiz bir şebeke aslâ Ehl-i Sünnet ve cemaat olamaz!


ERDOĞAN, BAŞBAKAN VE GÖRMEZ CEMAATLERE SAHİP ÇIKMALI


O yüzden şunu altını çizerek söylüyorum:

Tayyip Bey de, Başbakanımız da, Diyanet İşleri Başkanımız da mutlaka Ehl-i Sünnet'e, cemaatlere ve tarikatlere sahip çıkmalı, halkı bu konuda doğru yönlendirmelidir.


İslâm dünyasının bin küsûr yıl huzur ve barış içinde olmasını, Selçuklu ve Osmanlı'nın bin yıllık mücadele ve mücahedeyle kurup koruduğu

Ehl-i Sünnet Omurga'ya borçlu olduğu

vurgulanmalı.



Bütün bunları yaparken

Alevî kardeşlerimizi incitmemeye büyük özen gösterilmelidir.


Bendeniz bu hayatî meselede şimdilik bu kadar söylemiş olayım, sonraki yazılarda bu meselenin üzerine etraflıca gideceğim.


Asıl mesele bu çünkü!

Meselenin püf noktası, İslâm'ın yeniden tarih sahnesine çıkmasını sağlayabilecek yegâne sigorta ve imkân olan bin yıllık Ehl-i Sünnet Omurga'nın çökertilmesi projesidir.


Şunu unutmamak gerekiyor:

Eğer cemaatler ve tarikatler çökerse, Ehl-i Sünnet çöker. Ehl-i Sünnet çökerse, özelde bu toplumu, genelde İslâm dünyasını bin küsur yıl ayakta dimdik ve diri tutan omurga çöker.


Önce bu toplum, ardından da İslâm dünyası orta ve uzun vadede kaosun eşiğine sürüklenir. Ve bir daha da belini doğrulatmaz.



Ben vazifemi yaptım, gerisi yetkililerimize düşüyor

.... Vesselâm.

#Ehl-i Sünnet
#FETÖ
#İslâm dünyası