Sekülerleşen, sekülerleştikçe kendi kuyusunu kazan Türkiye'nin düşünce dünyasına, zihnine, zihin yapısına şuur katan; Türkçe'yi şiirin, şiir dilinin kanatlarında yeni ufuklara taşıyan Türk entelijansiyasının âhir zaman şövalyesidir Cemil Meriç.
Fikir, sanat ve kültür hayatımızı donduran ve boğan
yalnız ama yılmaz bir savaşçı.
Mahşerin dört nala koşan, yalnız ve yılmaz atlısı.
***
Düşünce dünyamızın mimarlarından Cemil Meriç 100 yaşında. Çeşitli etkinliklerle Cemil Meriç anlaşılmaya ve hatırlanmaya çalışılıyor. Önceki hafta Zeytinburnu Kültür Merkezi'nde güzel bir sempozyum düzenlendi. Dün de
düzenlendi. Bu sempozyumda yaptığım konuşmada söylediklerimi -özet hâlinde de olsa- sizlerle paylaşacağım bugünkü yazımda.
Cemil Meriç,
O yüzden
:
Şimdi anlaşıldı mı Cemil Meriç peki?
Siz, bu soru üzerinde düşünedurun; bendeniz, başka bir yerden, sarsıcı bir tespitle devam edeyim Cemil Meriç'i anlama çabamıza.
Bu tespiti, Cemil Meriç üzerinden biraz açalım...
Bu dünyada yaşamalarına rağmen bu dünyayı yaşamadıkları, içinde yaşadıkları çağı aşan, çağrıları başka çağlara ve çağrılara ulaşan, insanlığa taze bir soluk üfleyecek ölçüde çağ açacak bir yerde durdukları için çağdaşları / zamandaşları tarafından anlaşılamazlar.
Yalnızlık,
yani çağın ağlarından, bağlarından, bağlamlarından, kavramlarından ve dünyasından arınma çabasını hızlandırır; hakikat adamlarını başka çağlara, başka çağrılara ulaştırır; çağrı'sı çağını kuracak diri ve diriltici bir yolculuğa çıkarır...
O yüzden fikir adamları, yalnızlığı yani kalbin yurdu sessizliği, ümmîleşme yolculuğunu yolları bilirler...
Türkiye, iki asırdır görünüşte “yeni” bir dünyanın eşiğine sürükleniyor; ama
sadece.
Sürükleniyor diyorum; çünkü “
Neden peki?
Bu soru, önemli. Bu sorunun izini sürebilmeliyiz.
Bu sorunun izini sürenlerden biri
.
“
”, der parlak düşünürlerden Bergson.
Peki, bu cümleyi kavrayabilecek durumda mıyız acaba?
Hayır.
Hayır; çünkü
Ve geldiğimiz noktada, entelektüel melekeleri tarumâr olmuş, hayat damarları kurumuş, Batı kültürünün posası çıkmış ürünlerini körkütük, tepe tepe tüketmekten ve esen rüzgârların önünde sürüklenmekten başka bir şey yapamayan zavallı bir entelijansiyası var bu ülkenin.
Batı'yı da, kendimizi yani İslâm'ı da hakkıyla tanıyabilecek
olduğumuz için.
Dahası, bütün insanlık olarak da insanlığı dekadansın, hatta dekadansla dansın eşiğine sürükleyen, yersiz-yurtsuzluğa mahkûm eden ürpertici ama ayartıcı, ayartıcı olduğu için de ürperticiliğini, yıkıcılığını farkedemediğimiz bir çağ körleşmesi yaşıyoruz.
Çağ körleşmesi ne peki?
Bütün insanlığın Batı'ya mahkûmiyeti, bütün insanlığın kendinden, kendi dünyasından mahrûmiyeti.
O yüzden ne kendimizi tanıyabilecek durumdayız; ne de Batı'yı, Batı'nın eseri olan, bizi, bütün insanlığı Batı'nın esiri kılan, içinde sadece oraya-buraya sürüklendiğimiz çağı.
İşte Cemil Meriç hem çağı hem de kendimizi tanıma konusunda zihin ve ufuk açıcı bir düşünme çabası ortaya koyan düşünce semamızın nadide yıldızlarından biri.
Üç Cemil Meriç var, düşünce semamızı açan, zenginleştiren:
, yılmak ve yorulmak nedir demeden bütün kıtalarda, bütün dünyalarda, dünyanın bütün düşünce, sanat ve ahlâk ufuklarında yorucu ama doyurucu, kanatlandırıcı ve bir o kadar da umutlandırıcı, ufuk ve zihin açıcı bir keşif yolculuğuna çıkan
, sığlığın geçer akçe olduğu bir ülkede, sığlığa prim vermeyen bir hazine avcısı. Keşfedilmemiş kıtalarda onca fırtınaya, dondurucu kara, kışa rağmen yolculuk yapan, tecessüsü sınır tanımayan, hakikatin izini sürmek için onca çileye, ıstıraba katlanmaktan kaçınmayan
, siyasaya ve piyasaya teslim olmayan, hiç bir kınayıcının kınamasına aldırmadan hakikatin yalnızca eskimez, pörsümez, keşfedilmeyi bekleyen hakikatin önündeki çakıl taşlarını temizleyerek dalga-kıran, bizi yepyeni bir hakikat yolculuğuna çıkaracak yapı taşlarını döşeyerek dalga-kuran, bu dünyada yaşayan ama bu dünyayı yaşamayan, önalan, ön açan, çağrı'sı çağını kuracak bir öncü kuşağı hazırlamak için gecesini gündüz, gündüzünü gece yapan, her hâl ve şartta hakikatin izini süren
Cemil Meriç'i anlayan ve açan öncü kuşakların yetişeceği ümidiyle saygıyla, şükranla anıyorum düşünce dünyamızın bu yalnız ve yılmaz şövalyesini...
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.