Biiznillah..
Yüzyıl önce Osmanlı tasfiye edildi ama bir dünya düzeni inşa edilemedi.
birlikte kurulan
, bir yandan Avrupa'daki iç savaşları ve çatışmaları sona erdirdi,
üzerinden
. Ama öte yandan da, her yeri dize getiren
.
Sonunda 20. yüzyılın başında Osmanlı'ya ölümcül darbeyi vurdular,
Avrupalılar, Osmanlı'nın durdurulmasıyla önlerindeki
düşünüyorlardı. Osmanlı'yı tasfiye etmek ve parçalamak üzere tasarlanan
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra
Soğuk Savaş döneminde Amerika hem Avrupa'ya hem de dünyaya çeki düzen verdi.
Burada Amerika derken ülkenin ekonomisine, dış politikasına, medyasına, akademyasına, silah endüstrisine hükmeden Amerika'daki Yahudi gücünü kastettiğimi hatırlatayım münhasıran.
Ama özellikle Yahudilerin kontrolündeki
Gelinen noktada karşımıza çıkan manzara şu: Osmanlı'nın
kurduğu üç kıtanın kesişme noktasında oluşan
, küresel sistem tarafından doldurulamadı.
Arap dünyasındaki Sovyetler'in de içinde aktör olarak yer aldığı küresel sistem güdümlü, özellikle de İngiliz icadı Arap milliyetçiliği ve Arap sosyalizmi gibi sonuçta
İşte ne olduysa bundan sonra oldu:
Küresel sistem,
adı altında terörle özdeşleştirdiği İslâmî söylemlerin ve hareketlerin İslâm dünyasına çeki düzen verebilecek bir konuma gelememeleri için her yola başvurdu: İşgaller, iç-savaşlar, kabile, meşrep çatışmaları, etnik çatışmalar gibi
Bütün bu parçalama stratejilerinden etkilenmeden yoluna devam eden tek ülke Türkiye oldu. Ama
:
dair önemli bir “nota” vermişti deyim yerindeyse...
İşte ondan sonra
Türkiye, teslim bayrağı çekmeye niyetli değildi.
,
. Bu proje, Orta Asya'ya koridor açacaktı. Başlamadan bitirildi.
Ardından
2000'li yılların başında küresel sistem,
bölgeye çeki düşen veremeye kalkıştı.
, Türkiye'nin ekonomisini, stratejik hedeflerini büyüttü, medeniyet coğrafyasına yaydı: Böylelikle
ördü.
İşte bu korunaklı duvar, içerden ve dışardan yapılan bütün siyasî, ekonomik, etnik saldırıları püskürtmeye yetti: Gezi kalkışması, 17-25 Aralık saldırısı ve nihayet 15 Temmuz saldırı ve işgal girişimlerinin
Türkiye yaklaşık iki yıldan bu yana, özellikle de
operasyonundan sonra bölgede inisiyatifi eline almaya başladı:
İşte Erdoğan'ın sadece bir ay içinde yaptığı ve yapacağı önemli görüşmeler ve ziyaretler, bütün bu zorlu mücadelelerin meyvesidir: Putin'le görüşüldü, Hindistan ve Çin ziyaretleri gerçekleştirildi. Sırada Trump görüşmesi, NATO ve Brüksel toplantıları var...
Batı uygarlığının felsefî olarak çöktüğü, dünyaya söyleyeceği hiç bir şey kalmadığı, sadece işgallerle hegemonyasını idame ettirmeye çalıştığı; Japonya, Çin, Hindistan ve kısmen Rusya'nın kapitalist sistem tarafından yutulduğu ve uyutulduğu bir zaman diliminde,
. Bu yakıcı gerçeği, Batılılar bizden daha iyi biliyorlar; o yüzden Türkiye'yi kuşatıyorlar.
Ama köprünün altından çok sular aktı...
Türkiye, önümüzdeki süreçte, hem
hem ülke içinde barış, kardeşlik ve huzur ortamını kalıcı olarak tesis ederek ülkeyi bir
dönüştürmeli hem de kısa, orta ve uzun vadeli programlarla
Eğer bu üç yolculuğu özenle ve dikkatle gerçekleştirebilirsek, dünyanın geleceğinin şekillendirilmesinde yeniden kilit rol oynayabiliriz -Allah'ın izniyle.
Vesselam.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.