Türkiye’nin İran’la imtihanı

04:0012/01/2020, Pazar
G: 12/01/2020, Pazar
Yusuf Kaplan

Stratejik haritalarını koruyamayan bir ülkenin güvenliği tehlikede demektir.Stratejik haritaları olmayan bir ülkenin güvenliği de yoktur, tehlikede demektir.Stratejik haritalarını, kendisi belirlemeyen, başkalarının belirlediği bir ülkenin sadece güvenliği değil, istiklali de, istikbali de başkalarının insafına terkedilmiş demektir.TÜRKİYE, MEDENİYET KOORDİNATLARIYLA HAREKET EDERSE...Türkiye, stratejik haritalarını kendisi belirleyemeyen bir ülkedir. NATO’nun, her şeyini belirlediği, kontrol ettiği,

Stratejik haritalarını koruyamayan bir ülkenin güvenliği tehlikede demektir.

Stratejik haritaları olmayan bir ülkenin güvenliği de yoktur, tehlikede demektir.

Stratejik haritalarını, kendisi belirlemeyen, başkalarının belirlediği bir ülkenin sadece güvenliği değil, istiklali de, istikbali de başkalarının insafına terkedilmiş demektir.

TÜRKİYE, MEDENİYET KOORDİNATLARIYLA HAREKET EDERSE...

Türkiye, stratejik haritalarını kendisi belirleyemeyen bir ülkedir. NATO’nun, her şeyini belirlediği, kontrol ettiği, her güvenliği NATO’nun insafına kalmış bir ülkedir.

Bir ülke, istediği zaman kendi stratejik haritalarını kendisi belirleyemez. Teo-politik ve jeo-kültürel haritalarını kendisi belirleyemeyen ülkeler için geçerlidir bu durum özellikle.

Teo-politik ve jeo-kültürel haritalar, bir ülkenin medeniyet haritalarının koordinatlarıdır. Medeniyet koordinatlarına sahip olan ülkeler, stratejik haritalarını kendileri belirleyebilir.

Türkiye, medeniyet iddialarını yitirdiği ve açıkça reddetmeye başladığı son bir asırdan bu yana medeniyet koordinatları olmayan, her şeyini, güvenlik önceliklerini bile, Batılıların medeniyet koordinatları ekseninde belirleyen, bu nedenle de dün bin küsur yıldır olduğu gibi tarihi önüne katıp sürükleyen bir ülke değil, başkalarının sürüklediği tarihinin önünde sürüklenen bir ülkedir.

Böyle bir ülke medeniyet koordinatlarını yitirdiği için, kendine ait, kendi belirlediği teo-politik ve jeo-kültürel öncelikleri ve ilkeleri de yoktur, o yüzden stratejik haritalarını kendisi belirleyebilecek konumunu yitirmiştir

TÜRKİYE’NİN STRATEJİK HAMLELERİNE KARŞI ABD’NİN İRAN’LA HAMLESİ

Bütün bunlar, iddia edildiğinin aksine Türkiye’nin bağımsız olmadığını gösteren yakıcı hatta ürpertici gerçeklerdir.

Türkiye, bu yakıcı, ürpertici gerçeklerin farkına bütün kurumlarıyla ancak 15 Temmuz sonrası süreçte varabildi.

Ülkenin bütün kilit kurumlarının işgal altında olduğu anlaşılınca, Türkiye’nin -kurumlarının- aslında medeniyet koordinatlarından yoksun olduğu da anlaşıldı.

15 Temmuz sonrası süreç, işte tam bu noktada Türkiye’nin kaderinin silbaştan yeniden tarif ve tayin edilmeye başlanan bir süreç oldu -yine kurumlar bazında elbette.

Ve Fırat Kalkanı Harekâtı kararı, Türkiye’nin stratejik haritalarını artık kendisinin belirlemeye başladığını gösteren tarihî bir kırılma noktası veya dönüm noktası oldu.

Türkiye’nin Libya’yla yaptığı münhasır ekonomik bölge anlaşması ve sonrasında gerçekleştirdiği tezkere atılımı, bölgede stratejik üstünlüğü ele geçirmesine imkân tanıdı.

15 Temmuz işgal girişiminin püskürtülmesi, Türkiye’nin “işgal altındaki” kurumlarını işgalden kurtarmasını mümkün kılınca, Türkiye, istiklal ve istikbal mücadelesinde gözardı edilemeyecek adımlar atmaya başladı.

Ezcümle... Türkiye, medeniyet koordinatları ekseninde, Afrika açılımından Katar’la kurulan askerî ve ticarî işbirliğine, bölgeyi işgal eden emperyalistlerin hepsinin oyunlarını deşifre edecek askerî, stratejik atılımlara kadar hayatî açılımlar gerçekleştirince, küresel sistem Türkiye’yi köşeye sıkıştıracak saldırılar tezgâhlamaktan geri durmadı.

Türkiye’nin medeniyet koordinatlarıyla hareket etmeye başlaması, stratejik hamleler yapmasını kolaylaştırdı.

Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan en büyük stratejik hamleler olarak tarihe geçti bunlar.

Türkiye’nin stratejik hamlelerle önalması, küresel sistemi de, İran’ı da tedirgin etmeye yetti.

Türkiye, her şeye rağmen İran’la ilişkilerini bozmadan devam ettirmek zorunda. İran’la ilişkilerimizi bozmamız, sistemin tuzağına düşmemiz, İran’la karşı karşıya getirilmemize yol açar.

Türkiye, İran’la karşı karşıya gelirse, Türkiye medeniyet koordinatları ekseninde hareket ettiği için, uzun vadede bölgeden emperyalistlerin defolup gitmelerine yol açacak stratejik hamleler gerçekleştirdiği için, küresel sistem bu durumda İran’ın yanında yer alacaktır.

TÜRKİYE’NİN İRAN’LA İMTİHANI

Türkiye’nin yakın tarihte İran’la imtihanı yeni başlıyor...

Medeniyet coğrafyamızın geleceğinin yeniden Türkiye tarafından belirlenecek olması ihtimali bile Batılıların kâbus görmelerine yetiyor.

O yüzden İran’ı mağdur duruma düşürerek coğrafyamızın geleceğinin şekillendiricisi bir aktör konumuna yükseltmek, bunun için de Türkiye ile İran’ı karşı karşıya getirmek için her tür yolu deneyecekler.

Ama Türkiye medeniyet koordinatları ekseninde hareket ettiği sürece hem İran’la karşı karşıya gelmeyecek hem de medeniyet coğrafyamızın geleceğini yeniden belirleyecek yegâne aktör konumuna ulaşacak köklü, stratejik adımları atmaya devam edecektir.

Vesselâm.

#Türkiye
#İran
#Strateji
#15 Temmuz
#Libya