Türkiye, örtük/ekonomik darbe girişimini püskürttü! Sonrasına hazırlıklı olmalıyız!

Türkiye’nin ekonomisine kim hâkim?

Millet iradesi mi?

Hayır!

Küresel irade yani TÜSİAD hâkim.

Küresel kapitalist sistemin sözcüsü, gözcüsü ve hizmetçisi TÜSİAD.

İkinci sorun da, TÜSİAD ülkenin ekonomisine hâkim olduğu için, siyaseti de dizayn etmekten çekinmiyor zaman zaman. Özellikle de kritik zamanlarda!

28 Şubat Postmodern Darbesi’nde TÜSİAD perde arkasından da değil, açıktan aktif rol aldı! Başörtüsü, İHL açıklamaları vesaire yüzkarası kara bir leke, değil mi?

Delice sorular sökün ediyor zihnime: 28 Şubat darbesinde bu ülkeye yapılan en büyük ihanetlerden biri, ülkenin ekonomisinin çökertilmesi, milyarlarca dolar paranın yurtdışına kaçırılmasıydı.

Ülke, ekonomik olarak çökmüştü, çökertilmişti.

Erdoğan, ekonomik çöküntüyü durduracağını ve ülkeyi ekonomik olarak ayağa kaldıracağını ikna edici bir dille söyleyince, halk, iktidarı Erdoğan’a verdi.

Türkiye, Erdoğan’ın küresel sistemin lordlarına “one minute” diyerek meydan okumasından bu yana içeriden çökertilme operasyonlarına maruz kalıyor…

Sadece darbe teşebbüsüne maruz kalmadık, işgal girişimine de maruz kaldık 15 Temmuz’da.

Ama Allah’a şükür ki, darbeyi de işgal girişimini de püskürttük halk olarak Erdoğan’ın öncülüğünde, dik duruşuyla ve kökü dışarda sapı içerde vesayet rejimine meydan okuyuşuyla…

Askerî darbe ve işgal girişimi fiyaskoyla sonuçlanınca, Türkiye, hukuk darbesi, gezi kalkışması ve art arda yaşanan ekonomik darbe teşebbüsleriyle küresel sistemin önünde diz çökmeye zorlandı.

Ama Türkiye, bütün bu tehditleri aşmasını bildi Erdoğan’ın dik duruşuyla.

Bu süreçte Sayın Kılıçdaroğlu çok tehlikeli bir oyun oynuyor.

Hâlâ Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını resmen benimsediğini ifade etmiş değil.

Joe Biden, “Türkiye’de Erdoğan hükümetini demokratik yollardan devireceğiz” dediğinde, ona şiddetle karşı çıkması gerekirdi ama çıkmadı.

Yetmedi, kaç kez Amerikan büyükelçisiyle esrarengiz görüşmeler yapmaktan çekinmedi.

Sayın Meral Akşener de art arda görüştü ABD büyükelçisiyle.

Ve nihayet Kılıçdaroğlu’nun TÜSİAD başkanıyla görüşmesi ve Erdoğan’ı şiddetle eleştiren bir açıklama yapmaya zorlaması bardağı taşıran son damla oldu!

Tam İnönü’nün Menderes’e karşı askerleri, orduyu darbe yapılması için teşvik etmesi gibi.

Kökü dışarıda bir örtük darbe girişimidir yapılan: Amerikan derin devleti boş durmayacağını açıkça ilan etti; etmese de kendisine boyun eğmeyen, meydan okuyan, silah sanayiini özgürleştiren ve büyüten, Azerbaycan’da Karabağ işgalini bir haftada sona erdiren, Katar’da, Somali’de stratejik değeri yüksek güçlü askerî üsler kuran bir ülkenin liderini devirmek için boş durmayacaktı elbette.

Amerikan yönetimi, Erdoğan’ın gitmesi, devrilmesi için önce sivil yolları tüketmeye kararlı görünüyor: O yüzden sosyal medya bir anda FETÖ’cü operasyonlara sahne oldu; aylar öncesinden yazmıştım bunu: Sosyal medyada infial oluşturacak, kaos ve karamsarlık oluşturacak algı oyunu oynayacaklar diye.

Yetkilileri uyarıyorum buradan: Sosyal medyanın bütün mecraları seçimlere kadar ülkeyi karıştırmak için ürpertici şekillerde kullanılacak. Ülke yönetilemiyor imajı oluşturulacak.

Buna karşı hazırlıklı olmak gerekiyor.

Yaşadığımız şey, askerî darbe öncesinde denenecek en son örtük darbelerden biriydi. Türkiye döviz operasyonu üzerinden ekonomik bir darbe yedi.

Türkiye, dışarıdaki aktörler tarafından planlanan, içerideki kuklaları tarafından uygulanan bu ekonomik darbe girişimini Erdoğan’ın manifesto niteliğindeki son konuşması ile aştı.

Ülkede güven ve istikrar ortamı oluştu. Dolar bir anda eski seviyesinin altına düştü.

Erdoğan hükümetlerinin kültürde, eğitimde, gençlikte, şehircilikte büyük yanlışlıklar yaptığını söylüyorum. İnşallah bunlar da halledilir. Ama Erdoğan’ın dik duruşu, küresel sistemin ağababalarına ve içerideki uydularına meydan okuyuşu mutlaka yazılmalı.

Biz yazmasak, tarih yazacak bunu.

Ancak şunu özellikle vurgulamak isterim: Türkiye, örtük / ekonomik darbe girişimini püskürttü! Sonrasına iyi hazırlanmalı, geleceğimizi inşa edecek köklü eğitim, kültür, gençlik ve şehircilik atılımlarını ihmal etmemeliyiz.

Maddî gücümüz ne kadar büyük olursa olsun, manevî gücümüz (kültür, eğitim, estetik, ahlâk kuvvetimiz) zayıf olursa, yok oluşu önleyemeyiz -Allah muhafaza!

Vesselâm.