Tiran’dan Elazığ’a, Çankırı’dan Bingöl’e Anadolu rüzgârı

04:0027/03/2016, Pazar
G: 13/09/2019, Cuma
Yusuf Kaplan

Anadolu, bir toprak parçası değil; bir gönül ve ruh coğrafyası.



Horasan-Türkistan'dan Balkanlar'a, Kafkaslar'a ve Yemen'e kadar esen rüzgâr; hakikat aşısı yapan, kışları sona erdiren diriltici, taze ruh üfleyici bir bahar...



Selçuk çocuklarıyla hakikatin önündeki çakıltaşlarının temizlendiği, Osman çocuklarıyla insanlığa sunulacak hakikat yolculuğunun yapı taşlarının döşendiği yenileyici bir ruh.



Selçuk çocuklarının hakikatle insanlık mayasını kardıkları, Osman çocuklarının selam ve insanlık yurdu'nu kurdukları, Balkanlar'da, Kafkaslar'da ve merkez İslâm coğrafyasında büyüttükleri bütün dünyaya sundukları bitmeyen bir şarkı, sürgit esen rüzgâr, her dem diri, her dem diriltici bir ruh Anadolu.



Bu ruhu Arnavutluk'ta gördüm önceki hafta, Çankırı'da gördüm, Bakırköy'de, Elazığ'da ve Bingöl'de gördüm. Bu ruh, diriltici ve yaratıcı Anadolu ruhu, iki hafta içinde beş yerde karşıma çıktı.



ÂKİF: BUHARA'DAN KOSOVA'YA... FATİH'TE SENTEZLENEN RUH


Bu ruhu en iyi özetleyen örneklerden biri hiç şüphesiz ki, İstiklal şairimiz Âkif. Âkif, baba tarafı Arnavut, anne tarafı Buharalı, iki dünyanın sentezini doğduğu Fatih'te, hayatında, fikriyatında ve hissiyatında gerçekleştirmiş nefis bir örnek.



Arnavutluk'ta Âkif'i andık iki gün süren güzel bir sempozyumla. EğitimBirSen ve Arnavutluk'tan Alsar'ın ortaklaşa düzenledikleri bu sempozyumda Âkif'in sanatı, hayatı, fikriyatı ve hissiyatı bütün yönleriyle mercek altına alındı Tiran'da.



Türkiye'den EğitimBirsen Onursal Başkanı Ahmet Gündoğdu, Başkan Ali Yalçın, diğer EğitimBirsen yöneticileriyle çok sayıda akademisyen ve düşünürün yanısıra Arnavutluk'tan Alsar'ın Başkanı Mehdi Gurra, Balkanların ruhu Adnan İsmaili ve arkadaşlarının katıldığı gözdoldurucu, zihin açıcı, ruhları buluşturucu, aşı yapan bir toplantı oldu.



Âkif, atayurdunda ilk defa bu kadar derinlikli bir şekilde anıldı. Balkanlarla gönül köprüleri, ruh köprüleri bir kez daha ve yenilenerek kuruldu.



ÇANKIRI: ANADOLU, RUHUNU ARIYOR VE MAYASINI KARIYOR YENİDEN...


Tiran'dan sonra soluğu Çankırı'da aldım. GençMemursen'in heyecanlı Başkan'ı Mehmet Âkif Demirelli kardeşimin daveti üzerine.



Çankırı'da güzel insanlar, parlak genç arkadaşlar keşfettim.



Çankırı Belediye Başkan'ı İrfan Dinç ve değerli eşleri Zeynep Hanım'ı tanıdım. İkisi de bütün mesailerini eğitime yoğunlaştırmışlar.



Bize özgü bir eğitim modelini Çankırı'da nasıl hayata geçirebiliriz, sorusu gecelerini, gündüzlerini alacak kadar eğitim'le ilgililer. Zeynep Hanım'ın ilköğretim öncesi eğitim projesini bir anlatışı vardı görmenizi isterdim. Heyecan, aşk, şevk ve hedefe kilitlenmek bizi biz yapan, Anadolu'nun ruhunu yeniden karacak ruhun kurucu ilkeleri...



Aynı aşkı, şevki ve coşkuyu İrfan Başkan'ın Çankırı tarihi ve kültürüne ilişkin yaptığı muazzam çalışmaları anlatırken de gördüm. Onlarca yayın, binlerce arşiv ve yılda bir yayımlanan nefis bir Çankırı kültürü araştırmaları dergisi. İrfan Başkan'la gece yarısına kadar Çankırı özelinde ülkemizin temel fikrî ve kültürel sorunlarını konuştuk...



ELAZİZ'İN RUH DOLU, DERTLİ ÇOCUKLARI


Çankırı'dan Elazığ'a geçtim. Elazığ Tugva'nın akademisinde iki saat süren bir ders verdim. Elazığ'ın dertli, heyecanlı, donanımlı ve idealist Tugva yöneticisi arkadaşları Mustafa Şerifoğulları kardeşimin şahsında çok sevdim.



Bu kadarını beklemiyordum. Anadolu'da bir ruh var. Bunu Elazığ'da da gördüm. Bir daha Elazığ'da olacağıma dair söz verdim.



Bu arada Elazığ'da bir sürprizle karşılaştım. Tugva'nın bütün birim yöneticileriyle karşılaştık havaalanında. Uçak rötar yapınca bir sohbet de orada yaptık “ayaküstü”.



Doğrusu Tugva'nın birim yöneticilerinin istisnasız hepsinin derin İslâmî kaygı ve dert sahibi arkadaşlar olduğunu öğrenince çok sevindim. Umutlandım gelecek adına.



BAKIRKÖY'DE DERTLENMEK...


Tiran'dan başladığım yolculuğu dertli ve birikimli öğretmen arkadaşımız Nihal Ayyıldız Hanım'ım girişimleriyle Bakırköy Kız Meslek Lisesi'nde ve EğitimBirsen yöneticileri ile yaptığımız konferanslarla devam ettirdim.



Dertleştik.



Geleceğe dair umutlarımızı nasıl büyütebilir, geleceğin tohumlarını muhkem bir şekilde nasıl ekebiliriz, sorusunu mesele edindik, deştik.



“MÜBAREK” BİNGÖL


Son olarak soluğu Bingöl'lü arkadaşların İslâmî hassasiyetleri güçlü bir şehir olduğu için “mübarek şehir” olarak adlandırdıkları Bingöl'de aldım.



Bingöl EğitimBirsen'de bir konferans verdim. Bingöl Valimiz Yavuz Selim Köşger, Bingöl müftümüz, il'in diğer yöneticileri ve Bingöl EğitimBirsen Başkan'ı Yunus Kava ve diğer yönetici arkadaşlarla ülke meselelerini konuştuk derinlemesine.



Bingöl'ün güzel insanlarını çok sevdim. Bir kez daha Bingöl'e geleceğime dair söz verdim.



Bingöl Valimiz, hem parlak bir beyin hem de ülkesinin dertleriyle derinlemesine ilgilenen bir gönül insanı. EğitimBirSen yöneticisi arkadaşlar da aynı şekilde.



Birazdan Kütahya yolcusuyum... Yazıya nokta koyar koymaz yola koyulacağım. Oradan Kocaeli ve Adıyaman'a geçeceğim...



Şunu gördüm özetle: Tavan'dan yapılan işler kısır ve ruhsuz oluyor. Ruh aşılayamıyor; hatta varolan ruhu da yok ediyor. Taban'dan, yerinden ve ruh dolu bir yolculuğa çıkmamız gerekiyor. Anadolu ruhu, işte o zaman bir rüzgâra, diriltici bir dalgaya dönüşebilir ancak. Vesselâm.




#Horasan-Türkistan
#Tiran’dan Elazığ
#Çankırı
#Bingöl
#Anadolu