Dünyanın çivisi çıktı: Bildiğimizbütün uluslararası ilişkiler kuralları ihlâl ediliyor!Amerikalılar da, Ruslar da, Avrupalılar da, başkaları da bütün kuralları, anlaşmaları, hukuk ilkelerini hiçe sayıyorlar!Dünyada anlaşmalara,uluslararası hukuka saygı duyan neredeyse bizden başka ülke kalmadı.Ama ortada hukuk filan da kalmadı!HEDEFTE TÜRKİYE OLDUĞUNUUNUTMAYACAĞIZ ASLÂ!Dünya bildiğimiz dünya değil: Her ân herşey olabilir. Her ülke dün aldığı bir karardan, yaptığı anlaşmadan bugün vazgeçebilir!Uluslararası
Dünyanın çivisi çıktı: Bildiğimiz
bütün uluslararası ilişkiler kuralları ihlâl ediliyor!
Amerikalılar da, Ruslar da, Avrupalılar da, başkaları da bütün kuralları, anlaşmaları, hukuk ilkelerini hiçe sayıyorlar!
Dünyada anlaşmalara,
uluslararası hukuka saygı duyan neredeyse bizden başka ülke kalmadı.
Ama ortada hukuk filan da kalmadı!
Dünya bildiğimiz dünya değil: Her ân herşey olabilir. Her ülke dün aldığı bir karardan, yaptığı anlaşmadan bugün vazgeçebilir!
Uluslararası ilişkilerde
Wallerstein’ın “belirsizlikler çağı”nın çok çok ötesine geçildi
: Tam bir
kaos ve nihilizm çıkmaz sokağına
doğru yuvarlanıyor dünya...
Böyle bir dünyada karar alıp uygulamak, istikrarı koruyabilmek çok zor.
Dünya tehlikeli bir sürece doğru sürükleniyor hızla...
Felâket tellallığı yapmıyorum
. Sorumluluğunu müdrik bir yazar olarak felâket tellallığı yapamam. Darbeden önce de özellikle ordudaki hareketlilikten ötürü darbe olabilir, diye yazmıştım hem burada hem de sosyal medyada. Ayrıca
insanları ürkütmemek için ıkına-sıkına da olsa
darbe tehlikesine dikkat çekmiştim
sevgili
kardeşimin programında darbeden üç ay önce.
Tabii o zamanlar açıkça felâket tellallığı yapmakla itham edildim.
Irak ve Suriye’deki kaos, dünya için tehlike çanlarının çaldığı, güç mücadelelerinin verildiği çok bilinmeyenli bir kaos.
Bu tehlikeli, çok yönlü, çok katmanlı ve çok bilinmeyenli kaosun merkezinde Türkiye var.
Şundan hiç kuşkunuz olmasın: Kaos Suriye’de ve Irak’ta yaşanıyor ama hedef Türkiye.
Bütün engellemelere, iç ve dış tezgâhlara rağmen
sürgit büyüyen, Batılı başkentlerden bağımsızlaşan
ve durdurulamayacak ölçüde
süratle Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu’ya, zaman zaman daha ötesine uzanan bir
Türkiye, Batılıları ürkütmeye yetiyor.
Türkiye’yi kuşatmaya, Türkiye’ye diz çöktürmeye çalışıyorlar...
Şimdiye kadar başaramadılar.
Bundan sonra da başaramayacaklar Allah’ın izniyle.
HİÇBİR ÜLKEYE SONUNA KADAR GÜVENMEYECEĞİZ...
Türkiye, çok iyi diplomasi ve strateji oyunu oynamaya başladı. -FETÖ sivil ve askerî bürokrasiden önemli ölçüde temizlendikten sonra.
O yüzden aynı ânda pek çok farklı stratejik adımı atabiliyor artık.
Kurtlarla dans etmeye başladık.
Ama kurtlar da boş durmuyor elbette.
Rusya ve İran’la
başlatıldı önceki hafta. Ve Suriye’de çatışmasızlık bölgeleri belirlendi.
Ama
Türkiye’den ayrıldıktan sonra bu bölgelerde
yapmaya başladı, Ruslar ve İranlılar!
Baş döndürücü bir hızla Astana süreci askıya alınmış oldu
-bir süreliğine belki, bilmiyoruz.
Rusya ile ilişkiler tavan yaptı.
Türkiye’nin eksen genişletmesi, Batılıların Türkiye’yi kuşatma çabalarını Rusya’yla dengelemesi açısından iyi. Fakat Türkiye’nin Rusya’ya bağımlı hâle gelme tehlikesi barındırması bakımından kötü.
Düşmanlarımızı azaltacağız, müttefiklerimizi artıracağız.
Bu temel stratejimiz olmalı.
Ama hiçbir müttefike de sonuna kadar güvenmeyeceğiz
: Her ân tetikte olacağız.
Haritaların yeniden çizildiğini, bildiğimiz dünyanın çöktüğünü, yeni bir dünyanın kurulduğunu ve her müttefikimiz olan ülkenin beklenmedik anda bize cephe alabileceğini unutmayacağız.
Özellikle de
tuzaklara karşı dikkatli olacağız. Dik duracağız ama her zaman teyakkuz hâlinde olacağız
; aynı ânda bir kaç kartla birlikte oynamasını bileceğiz: Yüzyıl sonra bir kez daha kurtlarla dans ettiğimizi aslâ gözardı etmeyeceğiz.
ERDOĞAN, TOPLUMU KUCAKLAMALI...
Özetle: Sadece Türkiye’nin değil bölgemizin ve dünyanın çok kritik bir süreçten geçtiğini unutmamak gerekiyor.
Yeni bir dünya kuruluyor...
Bu dünyanın kurulmasında kurucu rol oynayabiliriz.
Bunun için büyük hata yapmamamız, tuzaklara karşı tetikte olmamız gerekiyor.
Yine o yüzden
sosyal barışın, huzurun ve kardeşliğin korunmasına özen gösterilmesi gerekiyor.
Farklılıklarımızı bir tarafa bırakarak bütünleşmek, kenetlenmek zorundayız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a burada çok hayatî roller düşüyor: Toplumu kenetleyecek, bütünleştirecek, farklılıkları zenginlik olarak değerlendirecek, asgarî müşterekleri pekiştirecek, kısacası, bütün kesimleri kucaklayacak ve aynı hedefe yönlendirecek kişi o.
Allah yardımcısı ve yardımcımız olsun...
#Türkiye
#Suriye
#Irak
#FETÖ