ABD, İngiltere ve Fransa tomahawk’larla Suriye’ye saldırdı!
Hem de Miraç Gecesi’nde!
“Kimyasal silah” bahanedir; vurulan Astana sürecidir. Cenevre sürecini işletecekler.
Bunu açıkça söylediler zaten.
Görünüşte, Suriye rejimi ve Rusya cezalandırılıyor ama gerçekte Türkiye kuşatılıyor!
ABD ile Rusya, “danışıklı dövüş” oynuyor olabilir!
Hedef, Türkiye’nin kuşatılması, köşeye sıkıştırılmasıdır!
Suriye’ye saldırı konusunda Türkiye’nin izlediği strateji doğrudur: Türkiye’nin kuşatıldığı gerçeğini görüp, bu oyunu bozmak, püskürtmek.
Türkiye’nin “aktif denge stratejisi” izlemesi gerektiğini, yaklaşık üç yıl önce, Fırat Kalkanı’ndan önce söylemiştim.
Aktif denge stratejisi’yle kastettiğim şey, Türkiye’nin gücüyle orantılı olarak aktif stratejiler geliştirmesi, dalga kıracak, oyun bozacak adımlar atması, zamanla oyun kuracak konuma ulaşmasıdır.
Türkiye, o zamandan bu yana bu aktif denge stratejisini temel stratejisi olarak benimsemiş görünüyor.
ABD, İngiltere ve Fransa’nın Suriye’ye düzenledikleri saldırı konusunda Türkiye’nin izlediği strateji işte bu denge stratejisinin kaçınılmaz sonucudur.
Türkiye, Fırat Kalkanı ve Zeytindalı harekâtlarından sonra bölgede stratejik üstünlüğü ele geçirmeye başlamış, DEAŞ ve YPG gibi terör örgütleriyle Batılıların, Rusların ve İran’ın önalma girişimlerine darbe vurmuştu.
Ruslar da, Batılılar da, İran da aslında DEAŞ ve YPG gibi terör örgütlerini kullanarak Türkiye’yi köşeye sıkıştırmışlardı.
Türkiye’nin art arda gerçekleştirdiği askerî harekâtlarla bu oyun bozuldu, hatta püskürtüldü izlediğimiz aktif denge stratejisi nedeniyle.
Türkiye’nin önalması, askerî harekâtlar yapması, oyunlarını deşifre etmesi ve püskürtmesi, Batılıları çıldırttı!
Türkiye’nin Rusya ve İran ile Astana sürecini başlatması, Batılıların “Türkiye’nin hem oyun bozucu hem de oyun kurucu” olduğunu görmelerini sağladı. Ve bu da Batılıları tedirgin etti.
Burada karmaşık bir süreç var. Fenâ hâlde kafa karıştırıcı, anlaşılması zor bir süreç bu.
Rusya ve İran ile birlikte hareket ediyoruz biz. Ama bir yere kadar.
Daha da önemlisi ve Türk entelijansiyasının aslâ göremediği karanlık nokta şu: Batılılar, İran’ın önünü açıyorlar! Aynı zamanda Suudların da önünü açıyorlar. İran ve Suud’u rakip olarak konuşlandırıyorlar. Hedef, Şiî-Sünnî çatışması icat etmek! Ama sonuçta İran’ın önünü açmak!
Niçin?
İslâm dünyasının bin yıl Ehl-i Sünnet omurga üzerinden kurulan düzenini yerle bir etmek için.
İran ne kadar güçlenirse -ki, inanılmaz bir şekilde güçleniyor, Arap yarımadasına hâkim kılınıyor- Ehl-i Sünnet omurga o kadar kolay çatırdar ve İslâm dünyası da bir daha toparlanamaz kolay kolay.
Bunun için Türkiye’yi hem saf dışı bırakmaya, “rakip kardeşler” / “maşalar” olarak İran ve Selman Suudunun önünü açmaya çalışıyor Amerikalısı da, Rus’u da!
O yüzden, bölgede, asıl hedef Türkiye’dir: Türkiye’nin önce devre-dışı bırakılması, sonra kuşatılması, köşeye sıkıştırılması ve diz çöktürülmesidir.
Esed zulmüne başkaldırının etkileyici ve destansı hikâyesi Kardeşim İçin Dera filmi sinemalarda gösterime girdi...
*
Murat Onbul’un yönetmenliğini, Halis Cahit Kurutlu kardeşimin yapımcılığını üstlendiği, TRT ortak yapımı filmin galasını Salı günü Suriye Rai’de Çobanköy’de yaptık.
İzleyince, Esed zulmüne siz de isyan edeceksiniz!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.