Sivas ve Kırşehir Kitap Günleri’nden izlenimler...

Son yıllarda yerel yönetimlerin yaptığı en güzel iş, kitap fuarları. Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde düzenli hâle gelmeye başladı bu fuarlar.

Yazarlarla okuyucunun buluşması, okuyucuların yazarları yakından tanımaları açısından önemli. Ama daha da önemlisi, halkımızın yazarlardan çok kitaplarla buluşması.

Kitapla aramız pek iyi sayılmaz çünkü. Kitap okuma oranlarının en düşük olduğu ülkelerin başında geliyor Türkiye, ne yazık ki.

Kitap fuarları, bu nedenle, kitaba, okumaya ilginin artırılması açısından önemli bir sosyo-kültürel işlev görüyor.

Son iki hafta, iki kitap fuarında aldım soluğu: 7. Sivas Kitap Günleri ve 3. Kırşehir Kitap Günleri.

Sivas’taki kitap fuarı valilikle belediyenin ortak girişimiyle düzenleniyor. Fuarın kapsamı dar ama faaliyetleri geniş kapsamlıydı.

Sivas, Selçuklu’nun kurulduğu, Anadolu’nun mayasının İslâm’la yoğrulduğu en başta gelen şehirlerimizden biri.

Selçuklu’nun ruhunu her bakımdan nefis bir şekilde yansıtan Buruciye Medresesi, yazarların okuyucularla söyleşiler yaptıkları yerinde, iyi seçilmiş, güzel bir mekân.

Burada bir konferans verdim. Sivas Valisi Davut Gül ile Sivas Belediye Başkanı Sami Aydın da konferansı dinlediler sonuna kadar. Sivas halkı, pür dikkat takip etti konferansı. Gerek valimize, gerekse belediye başkanımıza ve Sivas’ın samimi insanlarına en içten teşekkürlerimi sunuyorum.

Gelecek yıl daha kapsamlı bir fuara dönüşmesini umuyorum Sivas Kitap Günleri’nin.

Sivas’ta Cağaloğlu Yayınları’nın yaptığı ilginç bir yayıncılık faaliyetine tanık oldum: Tolstoy’un bütün kitaplarını yayımlamaya başlamış Cağaloğlu Yayınları. Tolstoy sadece romanda çığır açmış bir öncü değil; aynı zamanda kelimenin tam anlamıyla bilge bir düşünür. Okuduğunuz her kitabının sizi zenginleştireceğini, ufkunuzu ve hayal dünyanızı genişleteceğini göreceksiniz. O yüzden Tolstoy okumak bu anlamda insanı zenginleştirecek bir ayrıcalıktır diyorum.

Arifan Külliyesi, yayıncılığa da başladı: Gazâlî’nin biyografisini roman diliyle anlatan Mürsel Gündoğdu’nun “Müderris” başlıklı romanını yayımladı ilk kitabı olarak. “Müderris”, Gazâlî’yi, yetişmesini, çilesini, yaşadığı dönemin çalkantılı, bugünleri andıran kaotik atmosferini iyi resmeden bir roman. Gazâlî gibi bir dehanın portresini etkileyici bir dille çiziyor.

Mürsel Gündoğdu, Sinan’ın, Nizamülmülk’ün romanlarını da yazıyor... Bu tarzda başka romanları da var. Gündoğdu’nun romanları, okullarda okutulmalı; genç kuşakların aidiyet bilincine, medeniyet idrakine ve tarih şuuruna sahip olmalarını sağlayacak eserler olması bakımından güzel çalışmalar bunlar.

Sivas’ta Çimen Lokantası’na mutlaka uğrayın. Sahibi, Mustafa Çimen Bey’le tanışın: Tevazunun, sahiciliğin, irfanın, samimî bir müslümanın ne demek olduğuna bizzat şehadet edin.

Sivas’ta MTTB’de Sivas’ın belli başlı cemaat, vakıf temsilcilerinin, ârifânın katıldığı bir sohbette uzun soluklu bir konuşma yaptım.

Geçtiğimiz hafta da Kırşehir Kitap Günleri’ndeydim.

Fuarı, Adem Yılmaz kardeşim organize ediyor. Türkiye’nin en büyük kitap fuarı haline getirdiği Kocaeli Kitap Fuarı’nın da mimarı Adem Bey kardeşim.

Şirin bir Anadolu şehri Kırşehir.

Küçük şehirleri seviyorum. Büyüdükçe çabuk bozuluyor şehirlerimizin kültürel dokusu, tarihî yapısı ve ruhu.

Şehrin meydan düzenlemesi güzel olmuş: Nefes aldırıyor.

Fuarın düzenlendiği meydanda, Öz-Süt’te yediğimiz enfes aşûreyi zikretmeden geçersem olmaz. Böyle lezîz aşûre yemedim. Öz-Süt’ün yarı-açık mekânı, muhabbetin tadını fazlasıyla çıkarabileceğiz asûde, güzel bir mekân.

Fuar, Asım Gültekin kardeşimin Rasim Özdenören Ağabey’le gerçekleştirdiği doyumsuz, bitmesin istediğimiz bir söyleşiyle başladı.

Bendeniz de bir konferans verdim fuarda.

Fuardan güzel kitaplar aldım. Yerim kalmadı, yarınki yazıda bu kitapları tanıtacağım sizlere.

Fuarın bugün son günü. Aylak Adam Yayınları’na mutlaka uğrayın ve Tolstoy’dan Goethe’ye, Marx’tan Schopenhauer’e, Kafka’dan Çiçero’ya kadar büyük yazarların özenle hazırlanan aforizma kitaplarını ve Zeplin Yayınları’nın çağımızın bilge yazarlarından Halil Cibran’ın kitaplarını alın, doya doya okuyun, derim.

Dergâh, Ötüken, Doğu Batı Yayınları’nın standlarında güzel kitaplar var. Mutlaka uğrayın.

Kırşehir’e gideceğimizi öğrenen Kırşehirli kardeşlerim, önceden irtibata geçtiler ve fuarın dışında, Kırşehir’in önde gelen vakıflarının, cemaatlerinin, kanaat önderlerinin, dertli insanlarının katıldığı bir sohbet toplantısı gerçekleştirdik. Mahmut Sami Doğancı kardeşimin “Asım’ın Nesli Hareketi”nin mekânında.

Anadolu’da bu tür sohbetlere katılmayı daha çok seviyorum. Daha samîmî, daha içten oluyor bu tür sohbetler. Şehrin sorunlarını da yakından tanıma imkânı veriyor insana, ayrıca.

Yazının başında da söylediğim gibi, kitap fuarları, yerel yönetimlerin en güzel işlerinden biri.

Yazıyı bitirirken, bir önerim olacak yerel yönetimlere: Kitap fuarları, yılda bir yapılmasın; her mevsim düzenlensin. İnsanımız kitaplarla bütünleşsin, kitaplara doysun.

Vesselâm.