Salgını doğuran azman kapitalist küresel sistem sorgulanmadan aslâ!

04:0027/11/2020, Cuma
G: 26/11/2020, Perşembe
Yusuf Kaplan

Dünyayı sürüleştiriyorlar...İnsanlığa sürü muamelesi yapıyorlar. Böylelikle insanı fenâ hâlde aşağılıyorlar!Kim yapıyor bunu?Küresel sistem ve lordları.KÜRESEL SİSTEM: RUHSUZ VE AZMAN BİR MAKİNA!Küresel sistem, paranın, gücün kutsandığı, insanın aşağılandığı devâsâ bir makina.Ruhsuz. Acımasız. Zorba. Şeytânî bütün özelliklere, ürperticiliklere sahip bir drakonyan mekanizma!Küresel kapitalist teknopagan dijital uygarlığın ayak sesleri bu... Gelişi... Ürpertici biçimlerde gelişi hem de...Tanrısı para.

Dünyayı sürüleştiriyorlar...

İnsanlığa sürü muamelesi yapıyorlar. Böylelikle insanı fenâ hâlde aşağılıyorlar!

Kim yapıyor bunu?

Küresel sistem ve lordları.

KÜRESEL SİSTEM: RUHSUZ VE AZMAN BİR MAKİNA!

Küresel sistem, paranın, gücün kutsandığı, insanın aşağılandığı devâsâ bir makina.

Ruhsuz. Acımasız. Zorba. Şeytânî bütün özelliklere, ürperticiliklere sahip bir drakonyan mekanizma!

Küresel kapitalist teknopagan dijital uygarlığın ayak sesleri bu... Gelişi... Ürpertici biçimlerde gelişi hem de...

Tanrısı para. Tapınakları bankalar. Peygamberleri bilim adamları. Bütün insanlıksa köleleri.

Batılılar, sanıldığının aksine, insana değer vermediler. Batılıların insana değer verdikleri fikri, sadece çağdaş bir hurafeden ibaret!

Batılılar, Tanrı’yı değersizleştirdiler; varlığın zorunlu hiyerarşik yapısını yerle bir ettiler; insanı tanrılaştırdılar, insanın diğer varlıklar ve dünya üzerinde hegemonya kurmasını, kontrol ve kolonizasyon işlemlerine soyunmasını meşrûlaştırdılar.

İnsanı insan olarak değil insanüstü bir varlık olarak konumlandırarak tanrıyı karikatürize ettiler, insanı tanrısal bir konuma yerleştirdiler.

Böylelikle insanın azmanlaşmasının kapısını sonuna kadar açmış oldular...

İnsan azmanlaştı, haddini aştı...

Dünyayı cehenneme çevirdi, yaşanılamaz bir yere!

Batılı insan, elbette.

Batılı insan, bütün kıtaları işgal etti. Bütün kültürleri yağmaladı. Bütün dinleri fosilleştirecek barbarca bir saldırı üretti insanlığın medeniyet birikimine karşı!

Tabiatı ele geçirdi. Tabiatı sonuna kadar işleyerek ve sömürerek, bu kez insanın da sonunu getirecek, bir düğmeye basarak bütün insanlığı yok edecek silahları üreten bilim, teknoloji kutsandı. Kutsanan bilim, teknoloji insanın kontrolünden çıkma, insanı kontrolüne alma tehlikesinin eşiğine getirip bıraktı insanlığı.

KÜRESEL SİSTEM, MUHALEFETE NEFES ALDIRMAZ!

Koronavirüsün tarihte benzeri görülmeyen bir salgın olduğu yavaş yavaş anlaşılıyor bütün dünyada da. Almanya’da dikkate değer bir tıp çevresi, üretilen salgın fekâketine ve bu felâket üzerinden insanlığın sürüleştirilmesine ateş püskürüyor...

Almanya’da tıp çevrelerinde gözlenen bu protestoların Alman devletinin kontrolü dışında zuhur ettiğini düşünmüyorum. İnsanların neredeyse kitleler halinde öldüğü bir salgını sorgulayan bir takım çevrelerin bu işi kendi başlarına yapmalarına Alman devleti (dikkat: Alman hükümeti değil, Alman devleti) aslâ izin vermez!

1968 hareketi sonrasında yine tıp çevrelerinde (bu kez yoğunluklu olarak psikiyatri tabipleri arasında) ortaya çıkan Baider Mainhoff çetesinin Alman devleti tarafından nasıl temizlendiğini (=katledildiğini) biliyoruz artık.

EKONOMİK DARBE’LER VE KAOSLARA DİKKAT!

Koronavirüs sonrası dünyanın alacağı şekil üzerinde derinlemesine düşünmek zorundayız.

Koronavirüs sonrasında bizi, insanlığı, nasıl bir dünya bekliyor olacak, bunu bilmiyoruz.

Bildiğimiz tek şey, bildiğimiz dünyanın sonu olacağı, bütün dünyanın bu noktaya, bu çıkmaz sokağa nasıl olup da sürüklendiğinin her yerde kıyasıya sorgulanacağı...

O yüzden bundan sonra nasıl bir süreç yaşayabileceğimiz sorusunu, bu noktaya nasıl geldiğimizi çok iyi tahlil ederek cevaplayabiliriz. Artık bildiğimiz dünya olmayacak ama geleceğin dünyasını da bu bildiğimiz, içinde yaşadığımız ve bizi bir çıkmaz sokağın, bir kabusun eşiğine fırlatanlar belirlemeye çalışacaklar!

Bunun için öncelikle kaos çıkaracaklar, daha doğrusu salgın sürecinden sonra ekonomik darbe üstüne ekonomik darbe yapacaklar, bu ekonomik darbeler münhasıran en zayıf ülkeleri perişan edecek ama “gelişmekte olan ülkeler”i, perperişan edecek, siyasî ve sosyal kaosların, yıkımların eşiğine fırlatarak, bu ülkelerin küresel sisteme bağlanan, bağlı olan ölüm fişinin çekilmesi çok daha kolaylaşmış olacak.

Bu salgının tesadüfen ortaya çıkmadığı, dünyaya silbaştan nizam vermek, birbirinin boğazına çökecek kadar can çelişme sürecine giren öfkeli aktörlere sahip kapitalist küresel sistemin ömrünü bir süre daha uzatmak ve korona sonrasında yeni bir düzen kurmak amacıyla laboratuvarda üretilip dünyaya salındığı konusundaki kuşkularım gittikçe artıyor benim.

O yüzden hem korona sonrası sürece hem de yapay olarak icat edilerek gerçeğe dönüştürülecek kaoslara hazırlıklı olmalıyız. Dünyanın başka ülkelerinde olduğu gibi Türkiye gibi ekonomik açıdan büyüyen orta ölçekli bir ülkeyi, “ekonomik darbe”lerle köşe sıkıştırıp boyun eğdirmeye, bu arada fırsat bulduklarında da bir savaşa sürükleyerek diz çöktürmeye çalışacaklarını aslâ unutmayalım, diyorum.

Özetle: Bu salgın sürecini ve sonrasını belirleyen küresel kapitalist sistem bütün küresel platformlarda yüksek sesle sorgulanmalı, salgının nedenleri çok iyi araştırılmalı, salgınla mücadelede ülkeyi ekonomik kaosa sürükleyecek yanlış politikalardan kaçınmaya ve toplumun ekonomik açıdan en zayıf kesimlerinin bu süreçten olabildiği ölçüde en az etkilenmeleri için sosyal adaleti eksene alana ekonomi politikaları geliştirmeye özen gösterilmeli.

Vesselâm.

#Salgın
#kapitalist
#küresel
#sistem