İki hafta önce Münih’ten girip Zürih’ten geçerek Lozan'dan ve Montrö'den çıktığımız ruh dolu 6 günlük bir seyahat gerçekleştirdik. Seyahatimizi MTO Avrupa yönetim ekibimizden Ayşe Akdağ kardeşimiz kaleme aldı. Seyahat boyunca bize eşlik eden Ayşe Akdağ Kardeşimizin samimi, dopdolu ve verimli seyahat yazısını sizlerle birkaç gün paylaşacağım. Zihin açıcı okumalar diliyorum.
***
Bismillahirrahmanirrahim.
Ramazan ayının son günlerinde, hocamızın 3. Almanya seferi için heyecan ve hazırlıklar başlamış durumdaydı. Bu sadece bir yolculuk olmayacak; gönüllere dokunacak, gönülleri dokuyacak bir seferin habercisiydi.
Cuma günü, Münih Havalimanı’nda, Münih DİTİB’den genç kardeşlerimiz ve Kaufbeuren şehrinden gelen Yeşim Bayer ablayla birlikte Yusuf hocamızı, Muharrem hocamızı ve Selim kardeşimizi karşılıyoruz. Uzun süre sosyal medya ve telefonla irtibatta olduğum Yeşim ablayı görünce, dönüp dönüp yüzüne bakıyor ve gülümsüyorum. “Kızım gibi seviyorum,” deyişini hatırlıyorum. Ayakta oluşturduğumuz halka ile yolculuğumuzun ilk durağını belirliyoruz. Cuma namazı için Miraç Camii’nde buluşmak üzere araçlara dağılıyoruz.
Münih bize yaklaşık 5 saat mesafede ama kendimi sadece 2 saat yolculuk yapmış gibi hissediyorum. Nürnberg’den geçerken telefonla MTO Nürnberg temsilcimiz Gülsüm Kendir ablayla konuşuyor, heyecanımı paylaşarak duasını alıyorum. Cuma namazı sonrası Münih şehrini yakından görmeden önce Yusuf hocamız cami cemaatiyle hasbihal ediyor.
Bir kardeşimiz hocamıza, “Hocam, ben sizi çok özledim, neredeydiniz, iyi ki geldiniz,” deyince Yusuf hocamız, “Ben sizi tanımıyorum ki, bu nasıl olur?” sorusunu soruyor. Cemaatten olan kardeş, “Ben sizi iyi tanıyorum, biz sizi uzun süredir bekliyoruz hocam,” diyerek hakikatin özlemini hissettiriyor. Yusuf hocamız, hafızları yetiştiren genç ve ihtiyar iki Osman ile tanışıyor; gençlerini ihmal etmeyen bu güzel Müslümanları tebrik ediyor.
Adamları yetiştiren adamları görmek,
onlarla hasbihal etmek,
derdinin eriyle erdem duymak,
tarifsiz bir şekilde tarihe yön vermek.
Bu duygunun tarifi olsa gerek..
Almanya'nın en büyük üçüncü şehri olan Münih'te gönüller birleşiyor ve şehri daha yakından tanımak için yola koyuluyoruz.
Bavyera eyaletinin başkenti olan bu devasa şehir, eyaletin önemli ekonomik ve kültürel merkezlerinden biri. Şehrin nüfusunun 1,6 milyon kişiye ulaşmasının sebebi, Almanya'nın en yüksek yaşam memnuniyetine sahip yerlerden biri olmasıyla ilişkili. Bu artış, şehrin yüksek yaşam kalitesi, ekonomik gücü ve eğitim olanakları sayesinde devam etmekte. Münih caddelerinde yürüdüğünüzde bu memnuniyeti hissedebiliyorsunuz.
Kültürel zenginliğine dikkat çeken ve milyonlarca turist ağırlayan bu büyük şehrin sokaklarında sessizlik ve huzur hâkim. Bu huzuru, ilk durağımız olan, 1972 Yaz Olimpiyatları için inşa edilmiş ikonik bir komplekste soluyoruz. 1968 ile 1972 yılları arasında, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra oluşan bir moloz tepenin üzerine inşa edilen Olympiapark, çadır benzeri dalgalı çatısıyla tanınıyor. 291 metre yüksekliğindeki Olympiaturm ve Olympiasee adlı yapay gölü, yeşil tepelerle çevrili geniş alanıyla park, hem doğal hem de modern bir estetik sunuyor.
Münih'ten Yusuf Yaman kardeş ve arkadaşları, Yusuf Hoca ile birlikte parkın merkezinde yer alan Olympiasee (yapay göle) doğru ilerlerken, biz de değerli eşi Dilay kardeşle, Münih programını düzenleyen Büşra Kılınç, Fatıma Karadaş kardeş ve Yeşim Bayer ablayla birlikte göle doğru yürüyoruz. Caminin gençlerinin bir araya gelip böyle güzel bir buluşmayı organize etmeleri, insanın geleceğe olan ümitlerini yeşertiyor.
Gölün çevresindeki çimenliklerde yürürken, Allah-u Teala'nın güzel insanları nasıl bir araya getirdiğini tefekkür ile baş başa kalıyoruz. Böyle bir buluşmaya ev sahipliği yaptıkları için kardeşlerimizi tebrik etmeden duramıyorum.
Parkın ilerisinde bulunan Japon kiraz ağaçlarının olduğu yerde bir hatıra fotoğrafı çektirerek, Olympia Park'ın hemen yanında yer alan BMW dünyasına doğru ilerliyoruz. Münih, BMW, Allianz ve Siemens Energy gibi büyük şirketlere ev sahipliği yapıyor. BMW Welt'te son model araçları yakından görüyor ve hatta araçlara binme imkânı buluyoruz. Bindiğim SUV modeli olan BMW iX, bana bu aracın tam bir uzun yolculuk aracı olduğu hissini veriyor.
Buradan araçlarla Fatma Karataş kardeşin evine geçiyoruz. Annesi Medine abla bizi akşam yemeğinde ağırlıyor. Yemek esnasında tatlı bir muhabbet havası oluşuyor. Medine abla o kadar özenle hazırlık yapmış ki, bize uzun yıllardır tanışıyormuşuz hissiyatını veriyor ve ısrarla her çeşit yemekten tatmamızı istiyor. Bir masa düşünün; "Nerelisin?" diye sorduğunuzda kimi “Kayseriliyim,” kimi “Rizeliyim” veya farklı bir yerdenim diyor. Rabbimiz gönlü bir olan insanları böyle bir araya topluyor. Bu duygunun tarifi yok. Bu duygu, MTO çatısı altında olan tüm kardeşler tarafından iyi bilinir.
Kardeşlik duygusunun pekiştiği bu güzel daveti gerçekleştiren Karataş ailesinin evinden, Mehmet Akif Camii'ne doğru yola koyuluyoruz.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
eimizin önünü süpüremedikki münihde türk kahvesi yudumlayalım
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.