Oysa bize anlatılan hikâye neydi, şimdiye kadar?
Felsefeyi, dolayısıyla düşünmeyi Socrates, Eflatun ve Aristo'yla başlatmaktı.
Bugün yaşadığımız temel varoluşsal sorunların gerisinde Socrates'in imzası vardır.
Socrates'in bir günahı bir de sevabı var.
Socrates'in günahı ise, iki bin küsur yıldır insanlığa pahalıya malolan,
(
) yolculuğunun temellerini atması.
Birinci sınıf felsefe tarihçileri bize, Socrates'in yaptığı işi / işlediği cinayeti, tek bir kavramla anlatırlar:
Socrates, insanın gök'le irtibatını kopardı, yer'e mahkûm etti insanı.
, insanın Tanrı'ya, Tabiata, İnsana hâkim olma güdüsü tarafından güdülmesine yol açtı.
Yani
O yüzden,
Hümanizm, Rönesans ve Reformasyon yolculuklarıyla gerçekleştirilen
İçinden geçtiğimiz
. Hakikat fikrinin reddedildiği, her şeyin izafileştirildiği,
hayata çeki düzen verdiği ontolojik felâketler çağı.
, “
” demişti:
Modernler, tabiatın nasıl efendileri ve hâkimleri olacaktı? Bu sorunun cevabını,
, “
”, diyerek vermiş,
İnsanın tanrılaştırılması, insanın
yaşamasına yol açacaktı. İnsanın böyle bir sorunla varlığını bile sürdürebilmesi mümkün değildi.
Çıkış yolu bulunmuştu:
Modernler, bilgiyi güç olarak konumlandırdılar; bilgiye sahip olarak güç üreten araçlara (tabiata, bilime, teknolojiye) sahip oldular:
Nedir bu? İnsanın tanrılaştırılması elbette.
Bilgi üzerinden güç üreten araçlara sahip olunması, zamanla araçlara sahip olma güdüsünün amaç hâline gelmesiyle, bu da her şeyin yerle bir olmasıyla sonuçlandı.
Ontolojisi olmayan bir uygarlık, dünyayı cehenneme çevirecekti; bu kaçınılmazdı.
Bizim terimlerimiz üzerinden gidersek...
Asıl can alıcı meseleye geliyorum:
: Araçlar, amaçların yerine yerleştirilmiş, güç kutsanmış, epistemolojinin / bilginin güç üreten araçları (bilim, teknoloji, hız, haz vs) çoğaltarak bu araçlara sahip olma güdüsünün insanın amaçlarını yitirmesine yol açması engellenememişti.
İşte
Oysa
. Çünkü Sünnet-i Seniyye, hakikatin doğrudan hayat olmasının,
“Ben Kitabı okurum, anlarım” diyen kişi, ne dediğinin farkında bile olmayan zavallının tekidir.
Çünkü
Peygamber'in olmadığı bir yerde, hakikatle doğrudan, dolayısıyla doğurgan bir irtibat kurulamaz. Yalnızca dolaylı, dolayısıyla dolandıran, deneme-yamulma trajedisi yaşatan bir ilişki kurulabilir.
.
Çağı tanıyamazsanız, tanımlanırsınız. Başkalarının kavramlarıyla kendi dünyanızı kuramazsınız.
Biz çağı da hakkıyla tanımıyoruz, kendi kavramlarımıza, dünyamıza da nüfûz edemiyoruz ve tanımlanıyoruz yalnızca.
Daha da vahimi,
de, tanıyamadığımız,
dönüşüyor ama bunu göremiyoruz bile; çağın ağlarının, bağlarının, dünyasının içinde sürüklenip duruyoruz sadece.
: Bizim hem ümmîleşmemizi (çağın ağlarından, bağlarından ve dünyasından arınmamızı) hem de hakikati her dâim hayat hâline getirme, fıtratı yitirmeme kaygısı ile hareket etmemizi sağladığı için ontolojik felâketi önleyecek yegâne kaynaktır.
Şimdi
daha iyi anlıyor olmalısınız.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.