MTO (Medeniyet Tasavvuru Okulu) ülkemizin geleceğini inşa edecek adam yetiştirecek adamları yetiştiren öncü bir işe imza atıyor, sessiz, sakin ve gürültü patırtı yapmadan. MTO kurulalı 5 yıl oldu. Toplam 22 akademik kamp yaptık. Kamplarda çok özgün makaleler sunuldu. Hem konu hem de konunun işlenişi bakımından özgün makaleler bunlar. Nörosant kavramını çoğumuz duymamışızdır muhtemelen; ama kampta bu konuda nefis bir sunum yapıldı, mesela. Konuyu gündemimize getiren Azerbaycanlı Samira Yusifova kardeşimizin
MTO (Medeniyet Tasavvuru Okulu) ülkemizin geleceğini inşa edecek adam yetiştirecek adamları yetiştiren öncü bir işe imza atıyor, sessiz, sakin ve gürültü patırtı yapmadan.
MTO kurulalı 5 yıl oldu. Toplam 22 akademik kamp yaptık. Kamplarda çok özgün makaleler sunuldu. Hem konu hem de konunun işlenişi bakımından özgün makaleler bunlar.
Nörosant kavramını çoğumuz duymamışızdır muhtemelen; ama kampta bu konuda nefis bir sunum yapıldı, mesela. Konuyu gündemimize getiren Azerbaycanlı Samira Yusifova kardeşimizin sunumu muhteşemdi gerçekten.
Bursa Temsilcimiz Nuri Gür bey kardeşimizin nefis kamp notları ve değerlendirmelerini sizlerle paylaşmaya devam ediyorum. Zevkle okunacak bir
pazar yazısı…
***
Medeniyet tasavvuru, insanın varoluş amacını, toplumun geleceğini ve kültürel birikimlerin yönünü sorgulatan derin bir yolculuktur. Bu bağlamda, Yusuf Kaplan hocamızın öncülüğünde gerçekleşen MTO Akademik Yaz Kampları, genç zihinlere ufuk açıcı bir rehber niteliği taşıyor. Kocaeli’de düzenlenen bu kamp, sadece bir akademik eğitimden ibaret değildir; bu kamp, medeniyetin kalbine inen, geçmiş ile gelecek arasında köprü kuran bir fikrî inşa sürecidir.
Yusuf Kaplan hocamızın gösterdiği fedakârlık ve özveri, bu inşa sürecinin mihenk taşlarından biridir. Onun bilgi birikimi ve mücadelesi, genç neslin zihinlerini, düşüncelerini ve ideallerini şekillendirme yolunda önemli bir rol oynuyor.
Bu kamplar, sadece teorik bilgilerin paylaşıldığı bir ortam olmaktan öte, yaşadığımız çağın meselelerini derinlemesine ele alan ve bu meseleler üzerinden çözümler üreten bir entelektüel zemini temsil eder.
Özellikle de Batı uygarlığının dirilişini ve İslâm medeniyetinin bu diriliş karşısında yaşadığı değişimleri kavramaya yönelik sunumlar, katılımcılara geniş bir perspektif sunar.
MTO, bir okuldan çok daha fazlası olarak karşımıza çıkar. Bir okul olmanın ötesinde, talebelerine hem fikrî hem de ruhî bir eğitim sunan bu okul, medeniyetimizin geçmişten geleceğe taşınan değerlerini genç zihinlere aktarma misyonunu üstlenen bir ekol olma yolunda emin adımlarla yol alıyor...
MTO Akademik Yaz Kampları, sadece akademik bir eğitim platformu değil, aynı zamanda insanın ruh ve zihnini besleyen bir ilim mektebi olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle ikinci bölümde ele alınan makaleler, insanın hem iç dünyasına hem de sosyolojik yapılarına dair geniş bir perspektif sundu. Bu derinlikli yolculuk, her sunumda katılımcıları farklı bir düşünce alanına çekti ve onların zihinlerinde yeni pencereler açtı.
Örneğin, Samira Yusifova’nın sunduğu “Nörosanat: Türk Halk Musikisinin Beyin ve Ruh Sağlığı Üzerine Etkileri” başlıklı makale, insanın duygusal ve bilişsel süreçlerinin sanat ile nasıl etkileşimde olduğunu bilimsel bir zemine oturtuyor.
Yusifova’nın araştırması, halk musikisinin beyin dalgaları üzerindeki etkilerini inceleyerek, musikinin bireyin ruh dünyasına nasıl nüfuz ettiğini ortaya koyuyor.
Bu, sadece bir sanat formu olarak müziğin değil, aynı zamanda insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerinin bilimsel temellere dayandırılabileceğini gösteren bir örnektir.
Nörosanatın insan zihni ve ruh sağlığı üzerindeki etkilerini ele almak, medeniyetin sanatsal birikimlerini anlamanın yeni bir yolunu sunar. MTO’nun bu gibi konuları gündeme taşıması, talebelerin sanatın bir medeniyet inşa sürecindeki önemini kavramalarını sağlıyor.
Yusuf Kaplan hocamızın her fırsatta dile getirdiği gibi, sanat bir milletin ruhudur. Milletlerin ruhlarını kaybettiği bir çağda, sanat ile zihinlerimizi ve ruhlarımızı yeniden diriltmek zorundayız. Nörosanat gibi disiplinler, bu dirilişin modern çağda nasıl gerçekleştirileceğine dair ipuçları sunar. Bu da Yusuf Kaplan hocamızın ‘medeniyet inşası’ vurgusunu daha derin ve kapsamlı bir şekilde anlamamıza yardımcı olur.
