Türkiye'nin, en temel varoluşsal sorunu, medeniyet iddialarını ve medeniyet perspektifini yitirmesidir.
. Bu da, kaçınılmaz olarak, ülkemizde, coğrafyamızda ve dünyada yaşanan hâdiselere çığır açıcı şekillerde bakabilmemizi mümkün kılacak
yol açtı.
Sonuçta, Batılılaşma / sekülerleşme projesiyle
benimsedik.
kendi sorunlarımıza bakma aymazlığı sergiledik. O yüzden
Sonuçta, bizim yaşadığımız varoluşsal sorunlara bile başkalarının iddialarıyla ve bakış açılarıyla baktığımız için, çözmek için el attığımız
, daha da içinden çıkılmaz hâller alıyor.
Ve daha vahim bir felâketin,
hepimizi...
Bir toplum için
ve tehlikesiyse; başkalarını, başka medeniyetleri ve kültürleri gözardı eden
ve tehlikelidir.
Osmanlı'nın çöküşünde bu aşırı-özgüven duygusu belirleyici bir rol oynadı.
Tanzimat'tan bu yana eşiğine sürüklendiğimiz, Cumhuriyet'le birlikte tehlikeli boyutlar kazanan Batı'ya karşı duyduğumuz aşağılık kompleksi ise bütün hayatımıza, bütün kesimlere, bütün kurumlarımıza sirayet etti.
Batı'ya karşı duyduğumuz aşağılık kompleksi, hem bizim kendimize olan güvenimizi yetirmemize hem de her şeyi Batı'dan ithal eden nesneleşmiş bir topluma dönüşmemize yol açtı.
Bunun çok ağır sonuçları oldu:
. Tarih bilincimizi linç ettik. Batı'da üretilen her şeyi kutsadık; kendimizi, kendi medeniyet iddialarımızı ve bakış açılarımızı kaldırıp attık.
Ortaya çıkan manzara çok ürkütücü:
'nın dediği gibi,
:
O yüzden
. Bu, mümkün değildi zaten. Yalnızca Batılıların ürettiklerini tüketen, onların bakış açılarıyla bakan bir toplum yalnızca nesneleşebilir, hiç bir zaman özneleşemezdi.
Ama ürpertici olan nokta şu burada: Bunun, yani en temel meselemizin, yönümüzü de, yörüngemizi de, medeniyet iddialarımızı ve bakış açılarımızı da yitirdiğimizin, dolayısıyla tarihi yalnızca Batılıların yaptığının, bizim ise ancak Batılıların yaptıkları tarihte tatil yaptığımızın,
, bu sürecin
Oysa bir toplum ancak
, değişen şartlarda zihin ve ufuk açıcı şekillerde
, yeniden üretebildiği zaman
Yine
Kendi sorunlarınızı anlama ve çözme sürecinde, elbette ki, başka medeniyetlerden ve kültürlerden de besleneceksiniz. Ama kendi sorunlarınızı yalnızca başkalarının kavramlarıyla ve bakış açılarıyla anlamaya, anlamlandırmaya ve aşmaya kalkıştığınız zaman bu
da çok iyi bileceksiniz.
. Bir ülkenin eğitim sistemi, müfredatı, yöntemleri kendine ait olduğu zaman o ülkenin çocukları, özgüven sahibi olabilir, başka medeniyetlerden de yararlanma imkânları geliştirebilir.
Aynı şekilde
. Hem medeniyet iddiaları üzerinden yükselebilir hem de medeniyet perspektifiyle ele alınabilir.
Medeniyet perspektifi, insanlık tarihi ölçeğinde zengin bir bakış açısı, özgüven duygusu ve başka medeniyetlere kompleksiz bakabilme zeminleri sunar.
Medeniyet perspektifi, genç kuşakları da, aydınları da
; en önemlisi de medeniyet iddialarına sahip kişilerin
ve insanlık tarihinin yapılmasında kilit rol oynayan zihin, ufuk ve çığır açıcı muazzam bir perspektif var:
, doğrudan
bu.
Pergel metaforu,
kendi medeniyet iddialarınıza basmanızı, oradan beslenerek,
Unutmayalım: İnsanlık tarihindeki bütün büyük atılımlar, Hz. Mevlânâ'dan önce de, sonra da işte bu pergel metaforuyla gerçekleştirilebilmiş ve insanlığın önünü açabilmiştir.
Sözün özü: Başta eğitim olmak üzere, medya, kültür, sanat, siyaset, iktisat vs. gibi bütün alanlarda
Daha da vahimi ise,
ve bir süre sonra da
. Vesselâm.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.