Maskeler hayatı maskeler, hakikati perdeler...

04:0013/11/2020, Cuma
G: 13/11/2020, Cuma
Yusuf Kaplan

Tuhaf bir dünyada yaşıyoruz: Her şeyin çivisinin söküldüğü, metamorfoza uğradığı, çivisiz ve de çilesiz bir dünya burası. İnsansız ve ruhsuz. O yüzden acısız ve acımasız. Acımasızlıkların sınır tanımadığı, insanın, varoluş serüveni boyunca belki de en acımasız olanla iç içe olmasına rağmen, acıyı hissedemeyecek kadar acımasızlaştığı, duygusuzlaştığı; en büyük insanlık trajedilerinin yaşandığı bir zaman diliminde trajedinin komediye dönüştüğü, insanın artık sadece dsytopia’lar (yok-ülkeler) ürettiği

Tuhaf bir dünyada yaşıyoruz: Her şeyin çivisinin söküldüğü, metamorfoza uğradığı, çivisiz ve de çilesiz bir dünya burası. İnsansız ve ruhsuz. O yüzden acısız ve acımasız. Acımasızlıkların sınır tanımadığı, insanın, varoluş serüveni boyunca belki de en acımasız olanla iç içe olmasına rağmen, acıyı hissedemeyecek kadar acımasızlaştığı, duygusuzlaştığı; en büyük insanlık trajedilerinin yaşandığı bir zaman diliminde trajedinin komediye dönüştüğü, insanın artık sadece dsytopia’lar (yok-ülkeler) ürettiği yokoluşlar dünyası.

İnsanın dünyasızlaşması ve duyarsızlaşması, hayatın anlamsızlaşması ve çölleşmesi.

Hayatın bir anlamı yok artık. İnsanların bir maskeli balodan ötekine koşuşturduğu bir dünyada hayat, anlamını, her an değişen ve değiştirilme ihtiyacı hissedilen maskelerle gerçekleştirilen plastik rollerden alıyor.

Plastik ve politik cerrahî hükmediyor hayatımıza: Plastik olduğu için örtüyor gerçekleri, hayatın acımasız gerçeklerini. Dahası ayartıcı yöntemlerle acıdan haz alınmasını sağlayacak şekilde sunuyor acıyı, acımasızlığı içinde yaşadığımız dünyadaki plastik ve politik cerrahî, müdahale!

Maskeler, insana sadece kaçamak hayatlar vadediyor; hayatın acı gerçeklerinden kaçmasına imkân tanıyan kaçak ve kaypak hayatlar. Balolar, maskeli hayatların tek sığınağı, yegâne burada-oluş mekânı ve imkânı.

Balolarla yaşanır mı?

Hele de maskeliyse, maskeyse, bir şeyleri maskelemek içinse!

Eleştirel teorinin kurucu babalarından cins ve dâhî estet ve entelektüel Adorno, maskelerin, insanların benliklerinde yaşanan yarılmanın maskelenmesi işlevi gördüğüne dikkat çeker ve maskeli hayatların toplumu bir maskeli baloya indirgediğini söyler.

Maskeli baloda eğer maskesizseniz, maskeli balo vaziyetlerindeki insanların sizi bir maske olarak görmeleri kaçınılmazdır. Çünkü maske, onlar için bir süre sonra, onların benliği hâline gelir.

Maskeli hayat, aslında, hayatın ıskalanması demektir. O yüzden Adorno, maskenin, özgür olmayan bir toplumun özgür-olmadığını maskeleyen bir tutamak olduğunu, maskeli hayatların özgür olmayan toplumlara özgü bir hayat tarzı sunduğunu hatırlatır bize ve maskelerle yaşanan hayatların insanlarının kobay psikolojisi ile hareket ettiklerini söyler.

Adorno’nun maskeli hayatları, kobay psikolojisi ile yaşanan hayatlar olarak tarif etmesi önemlidir.

Kobay, programlanmış bir varlıktır ve yalnızca an’lık uyarımlar ve tepkilerle varlığını sürdürebilir.

Korkarım ki, bütün dünyaya kobay muamelesi çekiyor birileri perde gerisinden! Dünyayı, insanlığı kobaylaştırarak sürüleştiriyor....

Sürü psikolojisini meşrulaştırıyor...

Muhtemelen kurulacak yeni bir dünyanın temrinlerini yapıyor, yaptırıyorlar insanlığa

Maskeler hayatı da, hakikati de maskeler, insanı insanlığından eder.

Şimdi salgının yeniden hortladığı bir zaman diliminde bu yazı yazılmalı mıydı?

Tam da şimdi yazılmalıydı!

Elbette ki, insanların korunma tedbirlerini aslâ ihmal etmemeleri gerektiği hatırlatması yapılarak...

#Maskeler