Önce ruh!
Ruhsuz bir toplum, bırakınız insanlığın önünü açmayı, varlığını bile sürdüremez.
Bu, bu kadar net!
19. yüzyıl
Art arda yaşanan iktisadî devrimler, ekonomi'yi hayatın merkezine yerleştirdi.
En ürpertici silahları, insanları kitleler hâlinde katleden kitle imha silahlarını, biyolojik silahları ondan sonra icat ettiler
Ve
Sonra da buna “
İnsanlık, hiç bu kadar alçalmamış, barbarlaşmamıştı!
Ekonominin yerini kültür aldı.
Burada “
" kavramının son derece
ve
olduğunu hatırlatmak isterim.
kastedilen şey, biraz önce de dikkat çektiğim gibi “
, o yüzden, “
" kavramı yerine “
"ı önerdi.
.
Hars, “ekip-biçmek" anlamında “
düzleminde karşılıyordu. Ama “kültür", kabuk değildi, “öz"e işaret ediyordu.
, bizim medeniyetimizde,
İnsanın hakikat yolculuğu üç alanda, aynı anda yolculuğa çıkıldığında insanı hakikate ulaştırma sürecinde katkı sunar.
Akıl, Kalp ve Ruh'tur bu üç alan.
O yüzden yolculuğun devam etmesi gerekir.
Bunun için
Sonra,
Burada daha önce de dikkat çekmiştim:
Meselenin püf noktası şurası: İslâm tefekküründe bu üç alan da (“akıl, kalp ve ruh" da), bu üç vasıtayla gerçekleştirilen yolculuk da, “ilim, irfan ve Hikmet yolculukları da)
Tam da bu nedenle,
Yine bu nedenledir ki, ilmiyle amel edene bilmedikleri öğretilir.
İlmiyle amel etmek, irfan yolculuğuna adım atmak ve hikmet yolculuğuna çıkma melekeleriyle donanmaktır.
Peki nasıl olacak bu?
Yani?
Yani'si şu:
Hira'mıza... “Mağara"mıza...
“Dağ"ın onaran, olgunlaştıran, diri tutan sesine kulak vereceğiz...
Ümmîleşeceğiz... Kendimize geleceğiz...
Yer'imizi aslâ terketmeyeceğiz...
Dünyanın bütün geçici nimetlerini elimizin tersiyle iteceğiz...
Hakikatin kalıcı, derinlerde köksalıcı, insanlığın önünü açıcı şarkısını bestelemek için nefes alıp vereceğiz...
Bu dünyayı dâr / yurt edinenlerin, insana dünyayı dar ettikleri gerçeğini kulağımıza küpe edeceğiz...
Umut olacağız...
Ufka kanat çırpacağız...
Umutlarını yitirmeyenler, bize ufuk sunabilirler, ilkesini unutmayacağız...
Bir Sezai Karakoç gibi “dağ"ın çağrısına ayarlayacağız saatlerimizi... Diriltici ve gönendirici çağrısına...
, “toparlanın gitmiyoruz" diyeceğiz...
Dünyaları verseler de Yer'imizi, duruşumuzu, terketmeyeceğiz aslâ!
Hakikate ayarlı saatlerimiz, yeri ve zamanı gelince, bizi harekete geçirecek...
Sahteye, sığlığa prim vermeyeceğiz...
Niçin?
Şunun için:
Kültürde kazanılamayan bir istiklal ve istikbal mücadelesi kaybedilmeye mahkûmdur.
“Kültür", bir toplumun ruhudur çünkü.
Önce ruh!
Yalnızca kültürün altını oydular, bu toplumun ruhunu haraç-mezaç sattılar... bu toplumun ruhunu, ruh köklerini kurutma savaşı vermekten başka bir şey yapmadılar; yapamazlardı da.
Yazık oluyor bu ülkenin insanlığın önünü açan derinlikli medeniyet birikimine...
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.