Yeni bir dünya kurulacak. Bu kesin.
Haritalar yeniden çiziliyor: Siyasî haritalar, kültürel haritalar, entelektüel haritalar, stratejik haritalar silbaştan yeniden şekilleniyor. Bu nedenle büyük bölgesel ve küresel sorunlar yeniden belirleniyor.
Ve bütün bunlar bizim etrafımızda yaşanıyor: Türkiye'nin merkezinde olduğu münbit coğrafyada. İnsanlık tarihinin yapıldığı coğrafya burası.
Dün, tarih burada yapıldı. Bugün
yapılmıyor ama
yapılıyor... bizim üzerimizden hem de!
.
Dün, buradaydı, biz buradaydık zira. O yüzden tarih burada yapıldı, biz yaptık tarihi bin yıl boyunca. Müslümanlar.
Yarın, yine burada olacak. Biz burada olursak, biz yeniden toparlanır ayağa kalkarsak,
yeniden.
Kabaca iki asırdır biz burada değiliz; bütün iddialarımız terkettik; o yüzden tarih yap/a/mıyoruz 100 yıldır, tarihte tatil yapıyoruz yalnızca: Tarihi, buradan,
.
Ama hiç de iyi sınav veremedi Batılılar: Bizim altı
bu coğrafyayı
; kana, gözyaşına boğdular.
Bu kaçınılmazdı; çünkü Batı uygarlığının insan, kâinât ve Yaratıcı'dan oluşan, merkezinde Yaratıcı'nın yer aldığı
fikri yok: Tanrı fikrini yok ettiler. Kâinâtı delik deşik ettiler.
İnsan'ı çölleştirdiler: Önce modern süreçte “
olarak, şimdi de
“
” olarak insanı
derekesine düşürdüler.
Bizim
ilkesi üzerinden inşa ettiğimiz, herkese hayat hakkı tanıyan, insanın emaneti ve hilafeti üstlendiği, o yüzden yeryüzünde adaleti, hakkaniyeti, silmi, selâmeti ve kardeşliği tesis ettiği
.
Yerine insanın Tanrı rolünü oynamaya kalkıştığı; zamanla tabiatı da insanı da kontrol, kolonize ve tahrip eden; insanı hızın, haz'ın, ayartının ve tüketimin kölesi hâline getirerek,
(kötülüğü emreden nefsinin esirine) dönüştüren; insanlığı önce
, ardından da
eşiğine sürükleyen büyük bir çölleşme üretti seküler modern ve postmodern Batı uygarlığı.
Bu
: Batılı seküler-pagan insan, tanrı rolü oynadı, azmanlaştı; sonra tahtını yitirdi; kendini de, tanrıyı da karikatürize etti.
Bu kez
: İşgaller, haksızlıklar, kan ve gözyaşı sundu insanlığa yalnızca.
Ekonomik, teknolojik, maddî refahla insanın çölleşmesinin, insanın yaşadığı varoluşsal çöküşünün, manevî olarak savruluşunun üzerini örttü.
şimdi: Ertelenemeyen arzularına, dizginleyemediği egosuna, ayartıcı dünyevî ve ruhsuz araçlara kaçarak hayata tutunmaya çalışıyor.
.
Nihilizmi
biçimlerinde iliklerimize kadar yaşıyoruz: Ekonomik küresel kapitalist düzen de, siyasî düzen de, askerî düzen de
üzerinden işliyor: Güçlüler, güçsüzleri eziyor.
Güçlüler, bütün insan hakları, özgürlükler, demokrasi söylemlerine rağmen dünyaya “
”na göre çeki düzen veriyor. İstedikleri yeri işgal ediyor, istedikleri hukuksuzlukları kılıfına uydurarak işlemekte sakınca görmüyor.
Dünyada iki dünya savaşından sonra kurulan bütün küresel kurumlar, yalnızca
Sömürgecilik bitti güya. Ama postkolonyal süreçte, İkinci Dünya Savaşı sonrasında hukuk kılıfıyla, küresel kurumlar aracılığıyla yeni şekillerde sürüyor, sürdürülüyor.
'nin bir asır önce attığı çığlıkla toparlayalım söylediklerimizi:
“
”
Tarih, hep burada yapıldı. 2 asırdır biz çekildik; o yüzden burada yapılmıyor ama BURADAN yapılıyor.
100 yıl önce Osmanlıyı durdurdular ve bizi tarihten uzaklaştırdılar: Biz gidince onlar geldi ama sadece coğrafyamızı değil, bütün dünyayı burada kurdukları hegemonya üzerinden cehenneme çevirdiler.
Şimdi Türkiye geliyor: Vartayı atlattık.
yeniden. Bunu görüyor Batılılar. O yüzden etrafımızı ateş çemberine çeviriyorlar.
Fakat
Yeni bir dünyanın kurulmasında Türkiye belirleyici bir rol oynayacak. Tıpkı bin yıl önce olduğu gibi.
Geleceğin dünyası bizim dünyamız olacak: Dünya bize gebe. Bizse hakikate.
Peki biz gerçekten geliyor muyuz? Son kale Türkiye, İslâm dünyasını nasıl toparlayacak ve yeni bir yürüyüşe yol yaparak, baraj yaparak, köprü yaparak mı, insan inşa ederek, insanlığın yükünü omuzlarında taşıyan öncü bir kuşak yetiştirerek mi soyunacak?
Elbette ki, ön alacak, ön açacak vefakâr, cefakâr, fikir, oluş ve varoluş çilesi çekecek öncü kuşaklar olmadan,
Bu dünyada yaşayan ama bu dünyayı yaşamayan,
, bizim ve insanlığın önünü açacak bu
öyleyse?
İşte yarınki yazıda bu hayatî meseleyi mercek altına alacağım. Yarını bekleyin... Vesselâm.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.