Sadece ben''imiz ve ten''imiz var. Para''mız ve kariyer''imiz.
Hayat bitti artık. Ben''imiz ve ten''imiz, para''mız ve kariyer''imiz, hayatı da, bizi de bitirdi. Hayatı hayattan sürdü, insanı da insanlığından.
Hayat bitti artık: Hiçbir şeye değemiyoruz. Hiç bir şeyi hissedemiyoruz. Hiç kimseyi duyamıyoruz.
Duygusuzlaşma ve duyarsızlaşma: Hayatın durması. İnsanın susması. İnsanlığını unutması.
Çağımızda yegâne yaşama kuralı bu!
İyi de, yaşamak mıdır bu? Hayat bitti ama insan yaşıyor?! Sürgün yemek ve vurgun yemek, böyle bir şey olsa gerek!
Yaşadığımız şey hayat değil, tastamam sürgün hayatı. Sürgün yerindeyiz. Sürgün yiyoruz sürgit.
Hem hayattan sürgün edildik; hem de kendi hayatımızdan. Çağ körleşmesi yüzünden.
Çağ üşümesi, donduruyor her şeyi; dondurarak öldürüyor. Acıtmadan. Ayartarak.
İnsanın ve hayatın sessiz ölümü bu. Güle oynaya sürgünü.
Çağ körleşmesi, iki düzlemde tezahür ediyor: Birincisi, bütün küre sathında hükümfermâ kılınan hâkim çağ, başka çağrı''ların kendi çağlarını kurma imkânlarını iptal ediyor. Tek duyma, tek bilme, tek varolma ve yaşama biçimini bütün dünyaya dayatıyor.
İnsanı ve insanlığı sadece kendisine, kendi ağlarına ve bağlarına, kendi bağlamlarına ve dünyasına kapatıyor.
Bu durum, tam anlamıyla çağ''a mahkûmiyet hâli üretiyor.
Başka çağların ve çağrıların ölümü, tarihten ve hayattan sürülmesi: Aslında insanın ve insanlığın ölümü bu.
İkincisi de, başka çağrıların, yani başka medeniyetlerin, dinlerin ve felsefelerin çocuklarının kendi çağrılarıyla ilişkilerini koparıyor, sakatlıyor ve bitiriyor, kendi çağlarını kurma vasatlarını da, vasıtalarını da iptal ediyor.
Başka çağrıların çağrıları kendi insanlarına bile ulaşamıyor: Duvara tosluyor. Ama insanlar, bunun farkında bile değiller.
Bu durum ise, kendi''nden mahrumiyet hâl-i pür melâli üretiyor.
Çağa mahkûmiyet ve kendi''nden mahrumiyet: Dünyanın, çölleşme, ufuksuzlaşma, evsizleşme, yersiz-yurtsuzlaşma ve ruhsuzlaşma mekânına dönüşmesi demek.
Bu durum, insanlığın yalnızca hakikati yitirmesine yol açmıyor. İnsanlığın daha büyük bir varoluşsal felâketle ve helâketle karşı karşıya kalmasına da yol açıyor.
Tarihte ilk defa, insanlık, yalnızca hakikatin yitirilmesi sorununu yaşamıyor. Aynı zamanda, hakikatin yitirildiği hakikatinin de yitirilmesi gibi bir yokoluş serüveni yaşıyor…
Çağın ağı, medyatik evren. Bütün insanlık bu ağda yaşıyor; hayatta değil. Sanal hayat, gerçek hayattan daha gerçek: Daha ayartıcı çünkü.
İnsanlar, kendi hayatlarını değil, sanal hayatları yaşıyor medyatik evrende. İnsanların kendi hayatları, kendine özgü hayatları tarih oldu artık.
Medyatik evrenin ortasında, yalnızca hızın, hazın ve ertelenemez arzuların hükümfermâ olduğu, hükmünü icra ettiği ''pornografik'' dünyasında, sadece ânı yaşıyor, ân''a kapanıyor insan.
Medyatik varoluş, yalnızca ''pornografik'' bir evren, insanlığın algılama, duyma, düşünme yetilerini iptal ediyor ve ayartıya mahkum ediyor insanlığı. İçi boş, ruhsuz, anlamsız atomların dünyasına.
Anlamın anlamını yitirdiği, değerlerin değersizleştiği, medyatik ''pornografik'' evren, insana, daha önce yaşamadığı bir duyarsızlaşma, bir kendi içine ve kendi üstüne kapanma, fetişlerine tapınma, kendinden, dünyadan ve Tanrı''dan habersiz yaşama, kısacası ürpertici bir nihilizm biçimi sunuyor.
Hızın, hazın ve arzuların kutsandığı, medya, spor, müzik, film, teknolojik ''oyuncaklar'' üzerinde/n üretilen din-dışı kutsallıklarla sürdürülen yeni-paganizm biçiminin, insanı, hayatı ve hakikati yok eden pençesinde kıvranıyor insan.
Ama insanlık nasıl bir estetize yokoluş ve ayartıcı savruluş biçiminin ortasında bulunduğunu bilemiyor, göremiyor ve kavrayamıyor.
Tam anlamıyla metamorfoz yiyor çünkü.
Esfel-i sâfilin''in, kötülüğü emreden nefsin en ayartıcı dünyasından, insanaltı bir varlığa dönüşüyor ve sürgit düşüyor insan. İnsanın bitişine tanık oluyoruz.
Çağ körleşmesi, bir yandan, insanı, bütün algı, duyma ve düşünme biçimlerini iptal ederek çağ''a mahkûm ediyor. Öte yandan da insan, sadece benine ve tenine kapanarak yaratılıştan verilen olma ve olgunlaşma, arınma ve yücelme imkânlarını yitiriyor.
İnsanın içindeki çöl büyüyor… İnsan, vahasını bulamazsa, barbarlaşacak yeniden çölün ortasında.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.