Nasıl da benziyor bu iki dönem birbirine!
İçine sürüklendiğimiz hercümercin faturası çok ağır oluyor: Devlet, kökü dışarıda küçük bir azınlık komitacı tarafından ele geçiriliyor. Ve sonuçta koskoca devleti kaybediyoruz.
Sorunu, dış güçlerin, özellikle İngilizlerin Osmanlı’yı içeriden ele geçirerek kuşatmaları ve çökertmelerine bakarak bizim hatalarımızı gözardı ettiğim sanılmasın.
Hatanın büyüğü bizde: Osmanlı, gelen tehlikeyi göremiyor, gördüğünde de geç kalıyor, gerekli önlemleri tam olarak alamıyor.
Yüz yıl sonra da benzer sorunları ve benzer adamlarla yaşıyoruz: Şimdi de ülkenin temel sorununun ne olduğunu ve nasıl bir felâketle karşı karşıya kaldığımızı bilmiyoruz. Çok geç ayıkıyoruz Osmanlı’da olduğu gibi. Biz “Hanya’yı-Konya’yı” anlayıncaya kadar iş işten çoktan geçmiş oluyor, yapacak bir şey kalmıyor: Bir bakmışız ki, çocuklarımızı kaybediyoruz, ülke elimizden gidiyor…
Ülkenin entelijansiyası bu ülkeye dayatılan projelerin hem çocuklarımızı kaybetmemizden hem de ülkenin elimizden gitmesinden başka bir işe yaramadığını göremiyor bile! Göremiyor çünkü celladına âşık tasmalı çekirgelere dönüşmüş bir entelijansiya. Bir ülkeyi teslim almanın yolunun, ülkenin entelijansiyasını teslim almaktan, celladına âşık etmekten geçtiğini gösteren en çarpıcı ve ürpertici örnek Türk entelijansiyası örneği!
Bu ülkenin kültürel dinamikleri dinamitlend, eğitimi tarumar edildi, aile yapısı ve sosyal dokusu yerle bir edildi, büyük yara aldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı geleceğimizi belirleyecek en hayatî bakanlıklar!
Kültürü turizm ile aynı bakanlığa bağlamak, kültürden vazgeçmek, kültürü taca atmak demek. O yüzden kültürde bir şey yapılacaksa, bir iddia ortaya konacaksa kültürü turizmden ayırmak şart.
Kaldı ki, bu ülkede kültürde söylenecek bir şey varsa bunu, bu ülkenin İslâmî birikimini ve ruhunu temsil eden İslâmî kesimler söyleyecek, söylemek zorunda.
Seküler kesimlerin bu dünyaya söyleyecekleri özgün bir şeyleri yok, olamaz da. Seküler kesimlerin dünya görüşleri doğrudan Batıdan ithal bir dünya görüşü. Bu toprakların ürünü, bin yıllık çilenin eseri değil. Bu ülkede yabancı gibiler. Çünkü bu ülkenin kültürüne yabancılar zaten. Sadece yabancı değil aynı zamanda düşmanlık da beslemeye başladılar. En azından bazı katı laik kesimler.
Seküler / Batıcı kesimlerin zihinleri ithal, kültürleri ithal, dünyaları ithal. İthal bir kafayla orijinal bir atılım gerçekleştirmek mümkün olabilir mi?!
Çocuklarımızı, pergelin sâbit ayağını bizim medeniyet dinamiklerimize basacak, pergelin hareketli ayağıyla bütün dünyalara ve kültürlere açılacak dert sahibi, ideal sahibi, tevazu ve özgüven sahibi öncü ve parlak kuşaklar olarak yetiştirecek bir eğitim SİSTEMİ’ne, ÇAPLI MÜFREDAT’ına ve
Unutmayalım: Aile de, eğitim de, kültür de, şehir de bir medeniyet meselesidir. Her ülke kendi eğitim sistemini ve aile başta olmak üzere sosyal kurumlarını kendi medeniyet dinamikleri ve kültürel değerleri üzerine inşa eder.
Türkiye hâriç, maalesef! Türkiye filen / dışarıdan sömürgeleştirilemedi ama zihnen ve kültürel bakımdan / içeriden kendi kendini sömürgeleştirdi!
Çocuklarını, aileyi ve kültürel değerlerini koruyamayan toplumlar, istiklallerini de, istikballerini de, geleceklerini de kaybetmekten kurtulamazlar.
O yüzden millî eğitim, kültür, şehircilik ve aile bakanlıklarına dert sahibi, ideal sahibi, hem medeniyet mefkûresi olan, kültürümüzü özümseyen hem de dünyayı iyi tanıyan parlak, idealist isimlerin getirilmesi hayatî önem arz ediyor.
Bu dönemde eğitimde, kültürde, düşüncede, gençlikte, şehircilikte ve ailede önümüzü açacak büyük bir ruh atılımı ve zihniyet atılımı gerçekleştiremezsek bunun vebalini ödeyemeyiz.
Yıllardır yazıyorum, bağıra çağıra konuşuyorum: Çocuklarımızı kaybediyoruz, diye!
Bıçak kemiğe dayandı: Eğitim, bilim, düşünce, kültür ve sanatta büyük atılım yapamazsak, büyük ülke olamayız.
Bunun için atılması gereken ilk adım, anayasayı silbaştan değiştirmek ve yeni bir anayasa yapmaktır. Çeyrek asırlık bir iktidar anayasa yapabilmeli. Yoksa vebali ağır olur bunun.
Benden hatırlatması. Vesselâm.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.