Gazze’de ürpertici bir soykırım yaşanıyor ama bütün dikkatler İsrail ile İran arasındaki gerilime ve sahte “füze savaşları atışması”na çevrildi!
İsrail, birkaç gün önce İran’ın Şam’daki büyükelçiliğini vurdu. Bu, aslında İsrail’in İran’a savaş ilan etmesi demek. İsrail’i bu davranışından ötürü elbette ki, ben de kınıyorum.
Ama İran’ın İsrail’in bu davranışından memnun olduğunu da iyi biliyorum: İsrail’in bu saldırısı, İran’ın Gazze savaşını rehin alması ve kendi çıkarları için tepe tepe kullanması için altın tepside sunulmuş bir fırsat!
Bunun için İran, İsrail’e ne kadar teşekkür etse azdır, değil mi?
İran, uydusu örgütleri ve ülkeleri kullanarak İsrail’e cevap verecek denildi günlerce. Ama öyle olmadı.
İran, bizzat kendisi Tahran’dan gönderdi füzeleri Telaviv’e, İsrail’in diğer kentlerine!
İsrail de bundan az memnun olmadı, değil mi?
İran-İsrail-ABD ortak yapımı tehlikeli bir “tiyatro” izliyoruz!
İsrail’de, Netanyahu öfkesi hat safhaya çıkmıştı. İsrail halkı, Netanyahu’nun istifa ermesi için sokakları dolduruyordu hınca hınç!
İran’ın (hepsi etkisiz hâle getirilen) füzelerinin yaydığı korku sebebiyle İsrail ahalisi Netanyahu’nun etrafında kenetlendi yeniden.
ABD’de Netanyahu’ya karşı “yeter artık!” diyen senatörler vardı. Ama artık yok!
İran hem mazlum rolünü oynuyor, hem emperyalizmle savaşan mazlumların hâmisi kahraman rolünü oynuyor hem de zor duruma düşen Netanyahu’yu kurtarıyor!
İran’ın derdi Gazze olmadı hiçbir zaman.
İran’ın derdi, Fars emperyalizmi ve Şiî yayılmacılığı oldu hep.
Bunun için önüne gelen her şeyi kullanmaktan çekinmeyecektir.
Gazze, İran’ın hedeflerine ulaşabilmek için acımasızca, tepe tepe kullandığı çok kullanılışlı bir araç, bulunmaz bir “silah”!
Yıllardır söylediğim gibi: İran varlığını İsrail’e borçlu, İsrail de İran’a!
İran, küresel sistemin taşeronudur. Küresel sisteme karşı tavır alıyor gibi görünmesi, tezgâhlanan oyunun bir parçasıdır.
İslâm’ın yeniden tarih sahnesine çıkmasını nasıl önleyeceksiniz ki başka türlü?
Önce şunu bileceksiniz: İslâm dünyası iki asırdır köle. Batılıların kölesi. Batılı emperyalistler, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, postkolonyal süreçte, önceden fiilen işgal ettikleri topraklardan çekildiler ama yerlerine önce kendilerine çalışan laik veya diktatör vekil adamlarını, Soğuk Savaş’ın sona erdirilmesinden sonra da sözümona İslâmcı vekil örgütlerini yerleştirdiler.
Osmanlı’nın durdurulmasından sonra İslâm dünyası paramparça oldu, dağıldı, uydu devletçikler kuruldu 60’a yakın… Hepsi de Batılıların kölesi, uydusu olan karton ve kanton devletçikler ve terör örgütleri!
İslâm dünyasının % 90’ını oluşturan Sünnî dünyayı işgal edeceksiniz, laik veya diktatörlerle dolduracaksınız, köleleştireceksiniz, ellerini kollarını bağlayacaksınız, güçlü Sünnî bir İslâm devletinin kurulmasına aslâ izin vermeyeceksiniz, adına “İslâm Devleti” / “Islamic State” dediğiniz örgütler icat edeceksiniz, onları Müslüman toplumların üzerine salacaksınız…
Sünnî devletin değil Şiî devletin kurulmasına izin vereceksiniz. İki asırdır modernleşme tecrübesi yaşayan İran’da Şiî eğitim sistemine dokunmayacaksınız ama Türkiye’deki Sünnî İslâmî eğitim sisteminden iz bile bırakmayacaksınız!
Şiî devleti nükleer güç hâline getireceksiniz. Laik bir ülke de olsa güçlü Sünnî liderlerin olduğu Türkiye’ye (Erdoğan’a) darbe üstüne darbe girişimleri yapacaksınız. Türkiye’de başarılı olamayacaksınız ama Mısır’da Mursi’ye beş sene bile tahammül edemeyeceksiniz, darbeyle devireceksiniz, Mursi’yi mahkemede canlı canlı katletmekten bile çekinmeyeceksiniz!
Ama Şiî devletin kurulmasının, bütün Ortadoğu’ya yerleşmesinin, Irak’ı, Suriye’yi, Lübnan’ı, Filistin’i, Körfez ülkelerini ve Yemen’i işgal etmesinin önünü sonuna kadar açacaksınız!
Türkiye’nin, 30 km ötesine sınırlarını korumak için operasyon yapmasına ise aslâ izin vermeyeceksiniz!
“İran, Batı ittifakının düşmanı” mı demiştiniz?
Siz onu külahıma anlatın!
Her şey ortada, gözümüzün önünde cereyan ediyor!
Dünyayı aptallaştırıyorlar!
İran bütün Ortadoğu’ya inanılmaz bir hızla yerleştiriliyor, şehirlerin demografik yapısını değiştiriyor, her yeri adım adım Şiîleştirerek Fars emperyalizminin sınırlarını alabildiğine genişletiyor!
Yarın, nükleer güç haline gelince İran’a kimse ses çıkaramayacak İslâm dünyasından! İran istediği ülkeyi karıştıracak, istediği yönetimi devirecek, en önemlisi de bir asır içinde İslâm dünyasının üçte birini hızla Şiîleştirecek satın aldığı “paralı askerleriyle” ve beyinsiz gönüllü acentalarıyla.
Türkiye, Batı ittifakının üyesi değil mi?
Görünüşte evet ama gerçekte hayır!
Türkiye, NATO’nun üyesi değil, emir eridir!
Türkiye’yi, NATO içinde kontrol etmek, kendi yolunu, yörüngesini çizmemek, İslâm dünyasına öncülük yaparak Batılıların çıkarlarını ve hegemonyalarını alt üst edecek bir yola sapmasını önlemek için Batı ittifakının bir üyesi olarak orada tutuyorlar.
Buna mukabil İslâm dünyasına Sünnî Türkiye’nin değil İslâm dünyasını büyük çatışmaların ve gerilimlerim eşiğine sürükleyecek Şiî İran’ın yerleşmesini sağlıyorlar!
İslâm dünyasıyla ilişkilerini koparan laik Türkiye, Türkiye’nin bütün medeniyet iddialarını açıkça reddettiği için zamanla yok olmaktan kurtulamaz. İslâmsız bir Türkiye’nin dünyaya söyleyeceği bir sözü yoktur Batı kültürünün ve uygarlığının gönüllü kölesi olmaktan başka. İslâm’ı yitiren bir Türkiye, zamanla bağımsızlığını da yitirmekten ve burasını Batılılara peşkeş çekmekten kurtulamaz.
Medeniyet iddialarını kuşanarak Batı’yla da, Çin’le, Rusya’yla ve Japonya’yla da kendisini eksene alarak yani eksen ülke olarak ilişki kuracak Müslüman bir Türkiye güçlenecek olursa, Şiî İran’ın Fars emperyalizmi ve Şiî yayılmacılığı girişimleri suya düşecek, dahası emperyalistlerin bölgeden defedilmesi, İran’ın doğal / coğrafî sınırlarına çekilmesi, Ehl-i Sünnet Omurga’nın yeniden tarih yapacak öncü düşünürlerini, isimlerini çıkarması ve projelerini hayata geçirmesi sözkonusu olabilecektir.
Eğer Türkiye medeniyet iddialarına sahip çıkacak İslâmî bir eksen inşa edemezse, Fars emperyalizmi ve Şiî yayılmacılığı hız kazanacak, emperyalistlerden sonra bir de Şiî-Fars belası bölgenin sonsuza dek kan gölüne dönüşmesine yol açacaktır.
Benden hatırlatması.
Bana “mezhepçilik yapıyorsun!” diyen adam ya İran’ın uşağıdır ya da köle ruhlu, ruhsuz bir zavallıdır!
Ben mezhepçilik yapmıyorum. Batılı emperyalistlerin Şiî İran’ı nasıl Sünnî dünyayı yok edecek kadar bölgeye yerleştirildiklerine, İran’ın her yeri adım adım işgal ettiğine dikkat çekiyorum.
İran gelsin her yeri işgal etsin, biz de sessiz mi kalalım?
Böyle saçmalık olur mu?
İran kendi doğal sınırlarına çekilsin. Önüne gelen yeri işgal etmeye kalkışmasın!
Vesselâm.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.