Bu dünyadan bir Muhammed Ali geçti! Allah rahmet eylesin.
Gece 3'lerde, 4'lerde onun maçlarını izlerdik. Gün boyu uykusuz kalma pahasına! Gün boyu, konu, Muhammed Ali olurdu.
Hatta bir defasında,
, İslâm'ın aşağılandığı, 20 dakikalık bir “Din-Ahlâk Programı” yapılabilmesi için bütün Anadolu'da camilerde (
Kayseri'de her cuma bu kampanyaya katılmaya, imza atmaya herkesi çağırdığı) o ürpertici zamanlarda, TRT'nin radyosundan ve siyah beyaz televizyonundan
ve biz İslâm'la ilgili, Müslümanlarla ilgili olumlu sözleri ancak bu tür zamanlarda işitirdik ve bayram yapardık adeta!
TRT, Müslüman mahallesinde salyangoz satıyordu adeta!
, derken kastettiğim şey işte bu aynı zamanda!
Kendi ülkenin televizyonunda, % 99'u Müslüman olan bir ülkede gazeteler, televizyonlar, kültür dünyası, eğitim sistemi
: Her programda, radyoda ve televizyonda
Laikliğe ilişkin yapılan en basit eleştirilerden ötürü ne kadar insan hapishanelerde çürütüldü bu ülkede öyle!
İşte Muhammed Ali'nin art arda kazandığı şampiyonluklar sonrasında bu toplum, İslâm adına, Müslümanlar adına olumlu sözler duyar ve az biraz olsun, rahat nefes alırdı!
Ne günlerdi o günler! Bir de 1920'li, 1930'lu, 1940'lı yıllarda yaşananları düşününce, öğrenince
daha iyi anlıyor ve çıldıracak gibi oluyor insan!
Bakın, yeri geldi bir çocukluk anımı paylaşayım burada sizlerle: Kayseri'de 1970'li yıllarda Kayseri Kalesi'nin yanıbaşında, beni elimde kitaba dalmış vaziyette görünce, yaşlı bir amca yanıma yaklaşarak kaleye bakan meydanı göstermiş ve “
Sömürgecilerin yapamayacakları bir cinayet, bir intihar bu!
İnsan sormadan edemiyor:
Siz bu soru üzerinde düşünedurun, bendeniz Muhammed Ali üzerinden devam edeyim yazıya.
Muhammed Ali,
1970'li yıllarda kendi çapında.
Tabiî Muhammed Ali, bütün dünyada mazlumların, itilmişlerin, ezilenlerin gür sesi, özgüveni ve efsanesiydi.
Meselâ, “
” diyecekti Muhammed Ali.
Hem ırkçılıkla savaşmış hem
yaşamış ve yaşatmıştı.
Meselâ, “
demişti.
Meselâ, “Ben sigara içmem. Ama bir kibrit paketi taşırım cebimde. Ne zaman bir günah işlemeye kalksam, bir kibrit yakarım. Elime tutarım. Ve kendi kendime derim ki, “Ali, sen bu ateşe dayanamıyorsun. Cehennem ateşine nasıl dayanaksın?” diye soracak kadar güzel bir Müslüman coşkusu geliştirmişti.
Meselâ,
Yıldızı konulmak istendiğinde, «
» diyerek reddetmişti.
Meselâ, “Bir hayatımız var, yakında geçmişte kalacak; yalnızca Allah için yaptıklarımız sonsuza dek kalacak,'' diyecek kadar teslim olmuştu İslâm'a.
Onun bu teslim olmuş tavrı bizim için de iyi bir ders olmalı ve İslâm'ın nasıl bir nimet olduğunu göstermeli bize de, bir kez daha!
İslâm'ın nasıl özgürleştirici bir nimet olduğunu da şöyle ifade etmişti: «
”
Neymiş?
“
” deyip de Vietnam Savaşı'na katılmayı reddedince sadece ABD'ye değil bütün
Ama Vietnam Savaşı'na katılmayı protesto edince unvanlarına el konulmuş ve bokstan uzaklaştırılmıştı. Fakat o yılmamış, bu süre zarfında üniversiteleri dolaşarak İslâm'ı anlatmıştı.
Muhammed Ali,
İndirdiği her yumrukla mazlumların, ezilmişlerin sesi oldu!
Emperyalizme ve ırkçılığa karşı Umberto Eco'nun deyişiyle, “
” verdi.
Yumruğunu balyoz gibi indirdi emperyalistlerin bütün putlarına!
Hiç bir zaman İslâm'ın evrensel mesajını bütün dünyaya kendi üslubunca anlatmaktan geri durmadı!
O yüzden mazlumların özgüven kaynağı ve kahramanı oldu.
Evet, bu dünyadan bir efsane geçti. Allah rahmet eylesin. Ruhuna Fatiha.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.