Gazze’yi hayalet şehre dönüştürdü Yahudi ruhsuzlar!
İsrail Savunma Bakanı, mide bulandırıcı, aşağılık, insanlık dışı açıklamalarda bulundu ve Filistinlilerin hayvanlar gibi katledilmeleri gerektiğini söyledi. Amerikalı senatör Lindsay Graham isimli tür de, aynı şeyleri tekrarladı.
İsrail, Gazze’ye insanın hücrelerini yakarak öldüren misket bombaları, fosfor bombası yağdırıyor. Gazze’yi ablukaya aldı, elektriğini, suyunu kesti. Gıda ve yardım sevkiyatlarını durdurdu. 2,3 milyon Gazzeliyi açlığa ve ölüme mahkûm ediyor. İsrail İnsanlık suçu işliyor.
İnsanlık suçsuzmuş gibi seyrediyor!
Bu katliama susan herkes suç ortağıdır!
Filistinlilere yine Türkiye sahip çıkıyor: Bir yandan diplomasi trafiği hızlanırken öte yandan da protestolar da çığ gibi büyüyor...
Bugün cuma.
Acımasız, ruhsuz Yahudiler, Türkiye’de ve dünyada da kınanacak, protesto edilecek şiddetle.
Bacaklarını yitirmesine rağmen tekerlekli sandalyesinden İsrailli askerlere sapanla taş atmaktan vazgeçmeyen ve sonunda şehit edilen Ebu Salah, önceki İsrail saldırısının sembol ismi olmuştu: Her ne sûretle olursa olsun, Filistin direnişi de, dünyanın dört bir köşesinde emperyalistlere karşı verilen Müslümanların direniş mücadelesi de bitmeyecek, en zor şartlarda bile, elimizi kolumuzu yitirsek bile pes etmeyeceğiz, demektir bu.
Das Kapital’in yazarı Marx, bambaşka saiklerle de olsa, yaklaşık 2 asır önce Doğu Sorunu diye bir şey yazmıştı. Doğu’yu mercek altına alarak dünyanın eşiğine sürüklendiği çıkmazı okumaya çalışmıştı. Marx, neden Doğu Sorunu diye bir şey icat ederek, üzerinde kafa yorma ihtiyacı duymuştu peki?
Dünyanın sorunu, Doğu Sorunu mu yoksa Batı Sorunu mu acaba?
Bu soruyu sormak bile saçma aslında.
Asıl üzerinde kafa patlatılması gereken sorun, Batı Sorunu oysa: Dünyanın kaynaklarını tepe tepe kullananlar, dünyanın kaynaklarını tekellerine almak için dünyaya kan kusturanlar Batılılar!.
Ama insanlık Batı istilasının, emperyalizminin yol açtığı saldırı ve tecavüzleri konuşmuyor bile: Medyatik ayartı, medya her yerde olmasına rağmen, insanların her şeyden haberdar olmalarını zorlaştırıyor.
Yahudiler, masum, mazlum ve çilekeş Filistinlilere kan kusturuyorlar yine!
Hem kan kusturuyorlar hem de şımardıkça şımarıyor, azdıkça azıyorlar!
Sonlarını hazırlıyorlar aslında.
Batı Sorunu, zamanla Yahudi Sorunu’na dönüşecek...
Belki de bizim Batı Sorunu olarak düşündüğümüz sorunun gerisinde, temelinde, kökünde Yahudi Sorunu olduğunu daha sonra daha net olarak anlayacağız.
Yahudiler, Hıristiyanlığın doğuşu sırasında Hıristiyanlara kan kusturdular.
Kapitalizmin doğuşu sürecinde de, Hıristiyanlığa görünmeyen bir darbe vurdular ve Avrupalıları, tamahkâr Yahudi zihniyetine sürükleyerek her bakımdan kuşattılar ve kapitalizmle birlikte teslim aldılar.
Burada körkütük bir Yahudi düşmanlığı geliştirmiyorum. Yahudilerin, dünya üzerinde hegemonya kurmak için önce Avrupalıları, sonra da Amerikalıları nasıl esir aldıklarını; tamahkâr, açgözlü Yahudi zihniyetine köle yaptıklarını hatırlatmış oluyorum.
Yahudiler, ABD’ye her bakımdan hâkimler.
Amerikan derin devleti, Yahudilerin kontrolünde: Finans, ekonomi, medya, akademya, CIA, silikon vadisi, Hollywood, Pentagon ve silah endüstrisi Yahudilerin tekelinde.
Yahudilerin bir vatanı yok. Tek Tanrıları var: Sermaye/Para, dolayısıyla Güç. Sermaye, nereye giderse, Yahudiler orayı vatanları bellemekte tereddüt etmezler.
Şu ân ABD’nin bir Yahudi sorunu var. Sadece ABD’nin değil, bütün dünyanın aslında. “Tanrı’yı kıyamete zorlayan” ürpertici bir insanlık sorunu bu.
Bu sorunun farkında olanlar ya da bunu açıkça dinlendirenler ve bu zorbalığa direnenler dünyanın dört bir köşesinde yalnızca Müslümanlar şu çivisi çıkmış dünyada.
O yüzden Yahudiler, kendilerini soykırıma tabi tutan Batılılara değil, Yahudilerin dünyayı nasıl cehenneme çevirdiğini haykıran (üstelik de tarih boyunca kendilerine kucak açan!) Müslümanlara kan kusturuyorlar!
Ne aşağılık adamlar bu işgalci, katliamcı siyonistler!
Yahudiler durdurulmalı derhal. Gemi azıya aldılar çünkü. Böyle giderse bu gemi batar... Geçtiğimiz hafta The Economist dergisi The New Middle East (Yeni Ortadoğu) başlıklı bir kapak yapmıştı. Amerika’nın küreselci güçlü, etkili fikri dergisi Claremont dergisi, Netanyahu’yu “The Churchill of the Middle East” (Ortadoğu’nun Yeni Churchill’i) başlıklı bir kapakla gündemine almıştı bir yıl önce.
İranlılarla İsrail’in danışıklı dövüş oynadıklarını, İran’ın mazlum Hamas’ı kullanarak İsrail’de ölmekte olan, kovulmaya ramak kalan Netanyahu’yu katliam yapmaya zorlayarak İsrail’de kahraman ilan ettirdiğini, kendisini de akan mazlum Filistin kanı üzerinden Ortadoğu’da mazlumların hâmisi konumuna yerleştiğini düşünüyorum. Bu arada Türkiye’nin Ortadoğu’daki konumuna darbe vurmaya çalıştığını da unutmayalım.
Allah zâlimlere ve fitnecilere karşı intikam sahibidir. Cehennemin varlık nedeni ve değeri bu tür zamanlarda daha iyi anlaşılıyor.
Mazlumlara sadece Türkiye ses veriyor.
Bu arada bu saldırılar Türkiye’deki Yahudi lobisinin İsrail’dekinden daha güçlü olduğunu gösterdi ilk kez. Yazıklar olsun, diyorum sadece. Ruhsuz, beslemeler!
İsrail bütün dünyada en şiddetli dille protesto edilmeli.
Protestoları küçümsemeyelim. Protestodan sonra, arkası da gelecektir... İsrail terör devletinin uykularını kaçırmak gerekir...
Dünyaya bir Batı Sorunu, bir Yahudi sorunu olduğunu anlatmak boynumuzun borcu.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.