Hadislere, mezheplere, Hz. Peygamber'in (sav) konumuna, dolayısıyla cemaatlere ve tasavvufa saldırılıyor...
15 Temmuz sürecinin bir uzantısı olarak başlatılan cemaatlere yönelik saldırılar önümüzdeki süreçte katlanarak artacak, ne yazık ki!
Neden peki?
Bunun iki temel hedefi var: Önce, Müslümanların akîdelerini sarsmak, sonra da Müslüman cemaatleri birbirine düşürmek.
Yani,
Müslüman toplumun akîdesini sarsıp, genelde toplumun İslâm'dan soğumasını sağlayacak, özelde ise cemaatleri birbirine düşürecek tehlikeli bir süreç bu!
Sorun, öncelikle, bizimle ilgili elbette:
Bu kriz, Müslümanların, tarihlerinde, daha önce yaşamadıkları bir
Müslümanların hem İslâm'la hem de dünyayla, dolayısıyla Batı'yla simülatif yani sığ, sahte ve yüzeysel ilişki kurmalarıdır.
Müslümanlar, Müslüman zihnine, Müslümanca duyma ve düşünme biçimlerine ve Müslümanca yaşama zeminine kavuşamadıkları sürece İslâm'a da, başka dünyalara da hakkıyla nüfûz edemez, sorunlarını kavrayamaz ve çözemezler.
İşte tam bu noktada devreye
giriyor...
Yaklaşık üç asırdır, dünyayı yalnızca Batılılar şekillendiriyor:
İşte meselenin püf noktası burada gizli.
O yüzden Batı uygarlığının dünyada
üzerinden hegemonya kurduğunu,
, temel varoluşsal sorunlarımızı kavrayamayız. İşin ürpertici yanı, bunun farkında bile değiliz henüz!
O yüzden icat ettiği hayalî korkular üzerinden kendini yeniden kuruyor, koruyor, varlığını ve dünya üzerindeki hegemonyasını sürdürmeye çalışıyor.
Ama şu kadîm ilkeyi unutuyor: Korkunun ecele faydası yok.
Batı uygarlığının en temel korkusu, korkularının açığa çıkması ve kaçınılmaz sonunu hazırlaması.
O yüzden, sözgelişi,
Batı uygarlığının dayandığı korku'nun felsefî temelleri üzerinde derinlemesine kafa patlatmamız gerekiyor. İnsanlığın, insanca ve hakça bir dünyaya kavuşabilmesinin önündeki en temel nedenleri kavrayabilmemiz için.
,
. Ve bu köle psikolojisinin arkeolojisini ve soykütüğünü çıkarır ufuk ve zihin açıcı bir dille...
Köle psikolojisinin temel nedeni, üstada göre,
Ne demek “hayata evet diyememek"?
İslâm ilim, irfan ve hikmet birikiminden devşirdiğim -âcizâne- kendi terimlerimle izah etmem gerekirse...
: Batı uygarlığının “hayata evet diyememesi"nin nedenleri burada gizli.
Burası çok önemli:
, insanı “her şeyin ölçüsü ve ölçütü katına yükseltme" şaşkınlığı sergilemeyecekler, hayatı bir bütün olarak idrak edebileceklerdi Batılılar.
Özetle, Batılılar, modernlikle birlikte bu korku heyûlasını çok abarttılar: Dünyayı “uygar ve barbar", “Batı ve diğerleri" diye ikiye ayırdılar.
Önlerine çıkan güçleri, canavar olarak sundular.
İşte
,
da çok açıkça ifade ettiği gibi,
Hz. Peygamber'in (sav) devre dışı bırakılması,
zıvanadan çıkmasıyla (İslâm'ın, kan emici, terör dini olarak sunulmasıyla) meyvelerini vermeye başladı.
İslâm dünyasının yaşadığı ikinci büyük medeniyet krizi, Müslümanların Batı karşısında iki asırdır aşağılık kompleksi yaşamalarına yol açtı; bu da, hadislere, mezheplere, Hz. Peygamber'in konumuna yapılan saldırıyla, paralel dinler icat edilmesinin yapı taşlarını döşeyecek İslâm akîdesini çökertme girişimlerini kolaylaştırdı.
Müslüman Zihni'nin ve Müslümanca yaşama Zemininin yok olduğu bir süreçte, zihinleri çağdaş hurafeler çöplüğüne dönüşen bazı zavallı insanlar, şimdi “
Bunun son örneklerinden biri, bazı Müslüman cemaatlerin “
" icat etmeye çalıştıkları fitnesi!
Kur'ansız Müslümanlık olur mu? Ne kadar ürpertici bir saçmalık bu!
Kavrayamadıkları yakıcı mesele şu:
Sonuç olarak Gazâlî, Râzî, Buharî, İbn Arabî, İmam Rabbânî gibi devlere saldıran tiplere şunu söylüyorum sadece:
Kendilerinden önceki
aştıklarını, yarın kendilerine çok daha kolayca saldırılmasının önünü açtıklarını göremeyecek kadar
Vesselâm.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.