Bekleyen Türkiye’den Beklenen Türkiye’ye...

04:0017/01/2020, Cuma
G: 17/01/2020, Cuma
Yusuf Kaplan

Türkiye, coğrafî haritaları çizen değil, gönül haritalarını belirleyen bir ülkedir. Dün böyleydi, yarın da böyle olmak zorunda. Birakıncı. Biralperen. İnsanları, zamanları aşan, yürek ülkesine çağıran biryürek ülkesi...Beklenen Türkiye bu!Beklenen bu.Gelecek olan bu.Gelecek bu.ÇAĞRILAN, PRANGALARI KIRACAK, ÇAĞRISINI YAPACAK...Libya’daki millî mutabakat hükümeti’nin resmen Türkiye’yi davet etmesi, son derece manidardır.Türkiye’nin “çağrılan” olması çok anlamlıdır.Emperyalist ülkelerden birinin, ne

Türkiye, coğrafî haritaları çizen değil, gönül haritalarını belirleyen bir ülkedir. Dün böyleydi, yarın da böyle olmak zorunda. Bir
akıncı
. Bir
alperen
. İnsanları, zamanları aşan, yürek ülkesine çağıran bir
yürek ülkesi
...

Beklenen Türkiye bu!

Beklenen bu.

Gelecek olan bu.

Gelecek bu.
ÇAĞRILAN, PRANGALARI KIRACAK, ÇAĞRISINI YAPACAK...

Libya’daki millî mutabakat hükümeti’nin resmen Türkiye’yi davet etmesi, son derece manidardır.

Türkiye’nin “çağrılan” olması çok anlamlıdır.
Emperyalist ülkelerden birinin, ne bileyim, Amerika’nın, Fransa’nın veya İtalya’nın değil de Türkiye’nin çağrılmış olması, tarihin yeniden harekete geçmesi,
Türkiye’nin tarihin önünde sürüklenen bir figürandan tarihi sürükleyen bir aktöre dönüşmesi midir?

Böylesi bir yorum, aceleci bir yorum olur. En azından şu an, şu şartlarda.

Ama bir şey kesin:
Türkiye’nin “kurtarıcı” olarak “çağrılan” bir ülke olması, yüzyıllık parantezin delinmesidir.

Nihayet yani!

‘Türkiye, Türkiye’den büyüktür’ bilincine, ufkuna ulaşılmasıdır.
Türkiye’yi, bu ülkenin ve insanının
medeniyet ufkunu reddedip Anadolu Yarımadasına hapseden ufuksuzluğa son verilmesi
, ufkumuzun bütün medeniyet coğrafyamıza yayılmasıdır.

Fiilen.

Dün sadece bilkuvve bir medeniyet ufkunun coğrafyamıza yayılmasından söz ediyorduk. Ama bugün bu bilkuvve, bilfiil hâle dönüşmüş oldu böylelikle.

O yüzden Libya’yla yaptığımız münhasır ekonomik bölge anlaşması ve Libya’nın meşrû millî mutabakat hükümetinin resmen çağrıda bulunması ile Libya’ya asker göndermemiz bizi Anadolu yarımadasına mahkûm eden ufuk daralmasını aşarak, dolayısıyla yüzyıllık parantezi yararak medeniyet coğrafyamızın imdadına koşmamızdır.

Zihnî prangalarımızı kırmamızdır.
ALTIN VURUŞ İÇİN
KENETLENMEK, ENERJİMİZİ
BOŞA HARCAMAMAK ŞART!
Erdoğan’ın Putin’le İstanbul’da yaptıkları görüşmeden sonra
Libya’da taraflar arasında kısa da sürse bir
ateşkes
kararı almış olmamızsa ayrıca önemli.
Bugüne kadar emperyalist Doğu ülkeleri, emperyalist Batı ülkeleri çağrılırdı hep
. Libya’yla birlikte bu devran döndü, yeni bir devranın başlamakta olduğunun işareti verildi.
Bugün Libya çağırdı, yarın Sudan çağacak, öbür gün Yemen, sonraki gün Kırım ve bir kez daha tâ Açe!

Türkiye kendine geldikçe, kendisi İslâm dünyasına öncülük edecek fikrî, kültürel, sanatsal köklü bir medeniyet atılımını içerde, ülke içinde yapabilirse, medeniyet iddiasını yeniden üstlenir ve dünyaya bizim medeniyet mefkûremizi sunacak o altın vuruşu, o büyük tarihî atılımı gerçekleştirmeye başlarsa, herkes bizi çağıracak.

Bundan adım gibi eminim.

O yüzden
içerdeki kutuplaşmaları, saçma sapan, enerjimizi su gibi harcayan anakronik ve sığ tartışmaları aşmamız,
insanlığa, bizi bekleyen mazlumlara hakikat medeniyetinin herkesi sarıp sarmalayacak, bağrına basacak, herkese adalet, hak, hukuk ve hakkaniyet armağan edecek medeniyet yürüyüşümüze nasıl yeniden başlayabileceğimiz yakıcı meselesine yoğunlaşmamız gerekiyor.
BİZ GELİNCE, ONLAR GİDECEKLER...

Bu sütunun düzenli okuyucuları çok iyi hatırlayacaktır: Biz gelince onlar gidecekler, demiştim.

Bütün dertleri, projeleri, bizim gelişimizi, yeniden, yenilenerek gelişimizi önlemek içindi.

Şunu bilin ki, bizi güneyimizden kuşatmaları; yetmedi, içerden terörle, darbeyle vurmaya kalkışmaları; yetmedi, Doğu Akdeniz’den çepeçevre kuşatarak bize diz çöktürmek için tezgâh kurmaları, şer-şeytan ittifaklar yapmaları, biz gelmeyelim diyeydi!

Ama bütün hesaplar tersine döndü, Türkiye Libya’yla mutabakat yapınca, ardından da Libya hükümeti tarafından resmen çağrılınca Libya’ya çıktı, asker çıkardı; işte o zaman bütün hayalleri çöktü,
bütün planları Akdeniz’in tuzlu sularına gömüldü emperyalistlerin,
şer-şirret güçlerin.

Türkiye beklenendir...

Dünyanın neresine, hangi mazlum coğrafyasına giderseniz gidin, bu böyledir!

İki asırdır Batılıların kapısında el pençe divan bekleme dönemi bitti;
Türkiye, beklenen, özlenen, yeniden tarihi yapacak bir medeniyet yürüyüşüne çıkabileceğinin iyi kötü, belli belirsiz sinyallerini verdi...
Bekleyen
Türkiye’den Beklenen Türkiye’ye safhasına geçildi artık ilk kez!

Hamdolsun.

#Lbya
#Türkiye
#Fransa
#Emperyalizm