İsmi lazım değil, bir HDP milletvekili, milletin Meclisi’nde, milletin temsilcilerinin gözünün içine baka baka İslâm’a, Osmanlı’ya hakaret ediyor!
Mübarek bir gecede, bir Kandil gecesinde, milletin canından aziz bildiği değerlerine hakaret ediyor!
Kin ve nefret kusuyor!
Bir kadın milletvekili bu! Son derece eril bir dil, fallosantrik bir söylem’le hem de!
Yüzkızartıcı!
Yazıklar olsun diyorum!
Biri de çıkıp da “Bu hanıma haddini bildiriniz! Rahmet elçisinin 1500 yıl önce kurduğu din esaslı bir devlete ve insana, hele de kadına insan olma onurunu kazandıran bir medeniyete nasıl bu kadar fütursuzca hakaret edebilir bir vekil kahir ekseriyeti Müslümanlardan oluşan bir halkın Meclisi’nde! Bu hanıma haddini bildiriniz lütfen!” demiyor!
Bir Kandil gecesinde!
Bu kadar ruhsuz bunlar!
Bu din size ne yaptı pespaye adamlar!
Köle ruhlular!
Celladına âşık tasmalı çekirgeler!
Toplumun bütün kesimlerini birleştiren, kalplerini birbirine açan, birbirlerini daha anlayışla, daha merhametle, daha kardeşâne bir şekilde kucaklamaya çağıran mübarek bir gecede nefretini kuşanıyor, kinini kusuyor!
Kininizde boğulun!
Topluma nefret tohumları ekenler, ilkel kamplara bölenler, toplumun temel değerlerini, inançlarını laiklik adına aşağılayanlar tam da bu tür laikçi yobazlar değil mi?
Bu ülkede Kürtlerin dilini, kültürünü, geleneklerini o aşağıladığınız Osmanlı yasaklamadı, o 1500 yıllık İslâm devlet ve medeniyet tecrübesi yasaklamadı, sizi ürpertici bir akıl tutulmasının eşiğine fırlatarak “özgürlük özgürlük” diye size sadece içi boş sloganlar attıran, berbat bir hamaset yaptıran, laikçi ulus devlet ideolojisi yasakladı!
Bu toplumu saçma sapan ideolojik ezberlerinizle germek, birbirine düşman etmek ve birbirine düşürmek için sürülmüş birer piyon gibisiniz!
Siz Salahaddin Eyyübi’nin torunları olamazsınız.
O, İslâm’ın çağları aydınlatan ışığını karartmaya çalışan Haçlı emperyalistlerle savaştı.
Siz de İslâm’la savaşan Batılı emperyalistler gibi konuşuyorsunuz!
Salahaddin’in çocuğu olmadığınız kesin!
Kimin çocuğusunuz siz?
Nerden çıktınız?
Ne ara bu kadar laik oldunuz ve bu kadar kinle doldunuz?
Şunu herkes bilecek: Bu ülkede İslâm’a saldıran alçaktır, aşağılıktır, satılıktır.
Bu toplumu ayakta tutan yegâne kaynak İslâm’dır çünkü.
Kurtuluş Savaşı’nı İslâm adına, İslâm inanç ve değerleri uğruna canlarını feda ederek kazandı, laiklik adına kendi değerlerine, inançlarına hakaret edilmesi için değil!
Kara Fatmalar, Şerife Bacılar, bebelerini sırtlarında taşıyarak cepheye mermi taşıyan o analar, sizin o inandıkları değerlere, inançlara hakaret etmeniz için çekmediler onca eziyeti, çileyi!
Siz kimin çocuklarısınız?
İslâm bu toplumun ruhudur, umududur ve ufkudur.
İslâm, bu ülkenin istiklal ve istikbalinin tek sigortası, bu ülkenin çocukları huzur içinde, barış içinde yaşasın diye, senin için, benim için, bizden sonraki nesiller için, bu topraklar uğruna can vermenin, kan vermenin, can vermenin tek asil ve vazgeçilmez kaynağıdır!
Dün böyleydi bu, yarın da böyle olacak!
Bu toplum, İslâm’ı yitirdiği zaman, bu ülkeyi de kaybeder.
İslâm, bütün farklı etnik kimlikleri, farklı inançları, farklı kültürleri sulh içinde, herkese kol kanat gererek bir arada yaşatmayı başarmış tek kaynaktır.
Bu toplumu birleştirecek en büyük ortak payda İslâm’dır, İslâmî kimliktir.
İslâmî kimliği izafîleştiren, İslâmî duyarlıkları, değerli aşağılayan ve aşındıran, etnik kimlikleri önceleyen, İslâmî kimliğin önüne geçiren, üst kimlik hâline getiren laikçilik söylemi birleştirici değil ayrıştırıcıdır!
Bu toplumun en büyük ortak paydası, İslâm’dır.
Bu toplumun tarih yapmasını mümkün kılan yegâne kaynak, İslâm’dır.
Bu toplumun bu toprakları emperyalistlere mezar yapmasını mümkün kılan tek kaynak, İslâm’dır.
Bu toplumu, emperyalistlerin bütün tezgâhlarına rağmen 40 yıldır birbirine düşürmek için inanılmaz tezgâhlar kurmalarına, örgütler icat etmelerine ve o örgütleri ülkemizin parçalanması, Türk-Kürt çatışması çıkarmak için tepe tepe kullanmalarına rağmen bu toplum Türkleriyle Kürtleriyle aslâ oyuna gelmemiş, aslâ birbirinin boğazına çullanmaya kalkışmamış, aksine, bu tür oyunların hepsini bozmuştur!
Batılıların dünyanın kanını emdikleri, dünyayı cehenneme çevirdikleri, bütün kültürleri, uygarlık adına, özgürlük adına, laiklik adına yağmaladıkları, tarihten sildikleri bir zaman diliminde bu toplumun en büyük eseri Osmanlı’nın üç kıtada, Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Arabistan Yarımadası’nda ve kuzey Afrika’da barışın, huzurun, adaletin, hürriyetin ve kardeşliğin tohumlarını ekmesini, bayrağını dikmesini ve dalgalandırmasını sağlayan yegâne kaynak o aşağıladığınız 1500 yıl önce din esası üzerine kurulan peygamberî devlet ve bütün farklı inançları, kültürleri neyse o olarak kucaklayan o insan yüzlü merhamet medeniyetidir.
Osmanlı’nın ruhu diridir. Gidin Balkanlar’a, Afrika’nın içlerine, göreceksiniz bunu!
İslâm, dipdiridir. Kula kulluğa da, paraya-pula, makama-mevkiye kulluğa da meydan okuyan tek din, tek düşünce sistemi, tek diriltici, bütün varlığa ruh üfleyici, herkese hayat hakkı tanıyıcı, herkese kol kanat gerici tek medeniyet tecrübesi, 1500 yıl önce temelleri atılan o muazzez İslâm medeniyetidir.
Vesselâm.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.