Hâriciyemiz bir âlem, yaklaşık iki asırdır...
Türkiye Cumhuriyeti kuruldu, hâriciyeye monşerler her bakımdan kuruldu!
Monşerler, hâriciyeye önceden de, Osmanlı’nın son yüzyılında da hâkimdi; ama Osmanlı’nın medeniyet iddialarının ve ufkunun temsilcisi olduklarının bilincindeydiler.
Elleri mahkûmdu.
Çok güçlüler her yerde. O yüzden bu yazı üzerinden saldırıya geçeceklerdir bana karşı. Tecrübeyle sâbittir bu. Ötekileştirdiğimi filan söylemeye kalkışacaklardır.
Düşünsenize... Ben bu ülkenin ruhunun nasıl yok edildiğini, ruh köklerinin ve medeniyet iddialarının nasıl inkâr edildiğini söylüyorum; ülkenin ve milletin kaderiyle nasıl oynandığını hatırlatıyorum.
Onlar, onların adamları, yazdıklarımı “ötekileştirici bu!” diye mahkûm edecek ve ettirecekler!
Böyleler işte!
Bu ülkede gerçek iktidar’lar!
Böyleler bunlar.
Bunlarla daha çok işimiz var...
Kendimize çeki düzen verirsek, bunlarla daha kalıcı ve verimli bir şekilde mücadele edebiliriz.
Gerçek anlamda bir Türk hâriciyesi olmadı henüz.
Özellikle Özal’lı yıllardan itibaren çok gayret gösterildi bu durumun tersine çevrilmesi yönünde; ama hâriciye hâriçten gazel okuyan bir yer olmaya devam ediyor hâlâ büyük ölçüde.
Bunları ezbere yazmıyorum, takdir edersiniz ki; teorik ilgilerini pratikte sınamayı, araziyi tanımayı düşünerek dünyayı gezen bir yazar olarak yazıyorum.
12 yıl Londra’da yaşamış biri olarak bütün ürperticiliğiyle tanık oldum bu psikolojiye yakından...
Batı’da değil de Batı dışında bir yerde sefirlik yapan biri ise, o ülkelere, o ülkelerin dünyasına, kültürlerine, insanlarına tepeden, aşağılayarak bakıyor; o ülkelerin -nezaketen de olsa minimum ölçüde anlaşacak kadar olsun- dillerini öğrenme inceliği göstermiyor!
Hâriciye düzeltilememişse, bilin ki, dâhiliyenin düzeltilmesi de zaman alacaktır.
Hâriciye düzeltildiğini zaman, dâhiliyenin, dâhilde düzeltilmesi gereken temel şeylerin düzeltildiğine de hükmedebileceğiz.
Bileşik kaplar gibidir hâriciye ve dâhiliye meseleleri.
Bu söylediklerim, elbette genel gözlemler ama somut tecrübelere dayanarak yaptığım tespitler. Bunların istisnaları var; son yıllarda bu istisnalar artmaya da başladı -nihayet yani!
Bazı Afrika ve Asya ülkelerine son yıllarda atanan büyükelçilerimiz bunun örnekleri. Sözgelişi Özbekistan bunun güzel bir örneği. Müstesna bir örnek.
O da yarınki yazıya artık.
Vesselâm.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.