1. Türkiye’nin, İslâm âleminin ve dünyanın sorunlarının tespit, teşhis ve çözüm yollarının bulunması noktasında tarihî müktesebatı ve köklü medeniyet tecrübesinden hareketle Türkiye’deki âlimlere büyük sorumluluklar düşmektedir.
2. Türkiye, tarihî tecrübesinin derinliği ve medeniyet birikiminin zenginliği sebebiyle İslâm âlemi ve insanlık için bir umuttur. İlmiyenin yaptığı her açıklama ve attığı her adım, bu mesuliyet bilinciyle gerçekleştirilmeli. İslâm âleminin umudunu kıracak ve ufkunu daraltacak açıklamalardan hassasiyetle uzak durulmalı.
3. İslâm adına konuşan kişi veya kurumlar, ülkede İslâm’ın önünü açacak ve İslâm’ı vazgeçilmez hâle getirecek Nebevî gelenekten, gönülleri fetheden usul ve üsluptan vazgeçmemeli.
4. Ulema, ortak akıl ve ortak bir dil ile hareket etmeli. Müşterek hareketi ve istişareyi ihlal edecek söylem ve eylemlerden kaçınılmalı. Ümmetin umutlarını boşa çıkaracak adımlardan uzak durmaya özen göstermesi beklenen ulema kendine yönelik öz-eleştiriyi tarihî tecrübesi ile tesis etmeli.
5. İnsan varlığını, tabiatı ve varlığı korumak zarurettir. Nesli ve nefsi ifsat ve tahriften korumaya yönelik, bütün yaratılmışları kapsayacak bakış açısı oluşturulmalı, bütün insanlığın, tabiatın, hayvanatın ve eşyanın fıtratını ve hilkat varlığını koruyacak ilmî çalışmalar yapılmalı.
6. İslâm’ın meselelerinin medyada, özensizce tartışılmasından uzak durulmalı. Bu tür tartışmaların fayda yerine zarar vermekte olduğu görülmeli.
7. İslâm’ın meseleleri hiçbir şekilde medya malzemesi haline getirilmemeli. Öncelik sosyal medya etkileşimi değil hakikatin ifadesi ve hayatımızda kök salması kaygısı olmalı.
8. Sosyal medyayı İslâm’ın kürsüsü olarak düşünmek sorunlu bir yaklaşımdır. Elbette ki, sosyal medyanın önemi ve etkisi gözardı edilmemeli ama ilmin ve tebliğin kendine has mehabetini sosyal medyanın hiçbir zaman tesis edemeyeceği de unutulmamalı.
9. Yalana ve tahrifata karşı mücadele mecrasının aynı zamanda sosyal medya alanları olduğu gerçeği gözardı edilmemeli.
10. Sosyal medyada dolaşan videolar ve yazılanlar üzerinden kurumlar, kişiler ve toplumun manevî durumu hakkında kanaat oluşturmaktan ve yaşanmış olumsuz örnekleri paylaşmaktan uzak durulmalı.
11. Dünyanın ve toplumun sorunlarını iyi tanıtan sağlam okumalar yapılarak dünyayla ve toplumla doğru ilişki ve iletişim kurabilir. Ülkemizin ve dünyanın sorunlarını doğru tespit etmeden doğru çözümler üretilemez.
12. Gençlik hem bugünümüz hem de geleceğimizdir elbette; fakat, gençliğin soru’n’larını ancak çok iyi kavrayarak gençlerin dünyasına nüfûz edebilir ve çözüm yolları önerebiliriz.
13. Davet ve tebliğ dili, irfan ve hikmet ile şekillenmelidir. Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’in kullandığı, ötekileştirici değil kucaklayıcı ve kuşatıcı dil, ihtiyacımız olan dildir.
14. İslâm’dan soğutucu bir dil irşat dili değildir. Din dili, İslâm’a güveni tesis etmelidir.
15. İman etmemiş insanların aynı zamanda ümmet-i davet olduğu unutulmadan onları İslâm’a ısındıracak ve kazandıracak güzel ve etkili bir dil geliştirilmeli.
16. İslâm’a hizmet eden ilim ve irfan merkezlerini yıpratıcı ve küçük düşürücü söylemlerden ve yaklaşımlardan uzak durulmalı.
17. Din istismarına karşı mücadele veren kurumlar, Ehl-i sünnet inanç ve irfan meşreplerini, köklü manevî sosyal dokuları hedef alıcı cümleler kurmamaya özen göstermeli.
18. FETÖ’nün itikadî ve fıkhî tahribatları, açık ve net bir dille yazılı, sesli veya görsel medya çalışmalarıyla halkımıza anlatılmalı.
19. Ulema, emr-i bi’l maruf ve nehy-i ani’l-münker seferberliği başlatmalı.
20. Özel veya resmî din eğitimi verilen bütün kurum ve kuruluşlarda manevî kişilik ve kulluk bilinci kazandırmak esas olmalı. Manevî kişilik kazandıran eserler kadîm müfredatımızdan seçilerek müfredatlara dâhil edilmeli.
21. Farklı inançları, kültürleri, aktüel meseleleri, bütün yönleri ile anlatan dinler ve mezhepler tarihinin yanında İslam Düşüncesi’ne dair müfredatlar geliştirilmeli ve bütün öğretim kurumlarının bir parçası yapılmalı.
22. İslâm âleminin umutlarına öncülük etmemiz için ülke içinde parçalanmışlığa karşı ortak bir seferberlik düzenlenmeli.
23. Ülke dışında ülkemizi temsil eden resmî veya özel bütün kişi ve kurumlar ülkemize olan güveni ve ilgiyi sarsacak davranışlardan uzak durmalı. Atamalarda ve görevlendirmelerde buna dikkat edilmeli.
24. Hutbelerde ve irşad faaliyetlerinde bölgelerimizdeki kadîm ulemanın ve salihlerin sözlerine ve hayat hikayelerine -isimleri zikredilerek- sık sık yer verilmeli.
25. Dinî eğitim veren kurumlarda psikoloji, sosyoloji ve İslâm coğrafyası gibi insan ve toplum bilimleri dersleri müfredatlara dâhil edilmeli.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.