Anadolu’nun ilim ve irfan erbabı öncülerinden tarihî bir çıkış…

04:004/09/2022, Pazar
G: 4/09/2022, Pazar
Yusuf Kaplan

Yeni Şafak·Yusuf Kaplan - Anadolu’nun ilim ve irfan erbabı öncülerinden tarihî bir çıkış...Merkezi Sivas’ta bulunan,Ömer Faruk MüderrisoğluHoca’nın başkanlığını yürüttüğüAnadolu Âlimler Birliği (ALİMBİR), 13 Ağustos 2022 günüKahramanmaraş Ülfet Vakfı’nın ev sahipliğinde 4. Genel İstişare Toplantısı’nı yaptı.Son derecenezih ve kardeşâne bir ortamda geçen toplantıdaülkemizin birçok bölgesinden ilim erbabı ilk kez bir araya geldi. Toplantıda eski Kültür BakanımızMahir ÜnalBey ile Maraş milletvekiliCelalettin

Merkezi Sivas’ta bulunan,
Ömer Faruk Müderrisoğlu
Hoca’nın başkanlığını yürüttüğü
Anadolu Âlimler Birliği (ALİMBİR)
, 13 Ağustos 2022 günü
Kahramanmaraş Ülfet Vakfı’
nın ev sahipliğinde 4. Genel İstişare Toplantısı’nı yaptı.
Son derece
nezih ve kardeşâne bir ortamda geçen toplantıda
ülkemizin birçok bölgesinden ilim erbabı ilk kez bir araya geldi. Toplantıda eski Kültür Bakanımız
Mahir Ünal
Bey ile Maraş milletvekili
Celalettin Güvenç
Bey de toplantıyı sonuna kadar takip ettiler, çok güzel konuşmalar yaptılar. Toplantıya Cumhurbaşkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğan
da kısa bir telefon bağlantısı ile katıldı.
Toplantıda
ülkemizin, İslâm âleminin ve insanlığın varoluşsal meseleleri
mercek altına alındı, bütün yönleriyle konuşuldu ve neticede
ortak aklın tesisi
konusunda fikir birliğine varıldı.
Tarihî bir toplantı oldu ve ülkemizin selâmeti açısından bir yol haritası anlamına gelecek tarihî kararlar alındı. 25 maddede özetlenen
Sonuç Bildirgesi’
ni sizlerle paylaşıyor, ülkemiz adına bu kadar farklı bölgeden bu kadar geniş bir ilim ve irfan erbabını bir araya getiren bu toplantıların artarak devam etmesinin hayatî önem taşıdığını düşünüyorum:

1. Türkiye’nin, İslâm âleminin ve dünyanın sorunlarının tespit, teşhis ve çözüm yollarının bulunması noktasında tarihî müktesebatı ve köklü medeniyet tecrübesinden hareketle Türkiye’deki âlimlere büyük sorumluluklar düşmektedir.

2. Türkiye, tarihî tecrübesinin derinliği ve medeniyet birikiminin zenginliği sebebiyle İslâm âlemi ve insanlık için bir umuttur. İlmiyenin yaptığı her açıklama ve attığı her adım, bu mesuliyet bilinciyle gerçekleştirilmeli. İslâm âleminin umudunu kıracak ve ufkunu daraltacak açıklamalardan hassasiyetle uzak durulmalı.

3. İslâm adına konuşan kişi veya kurumlar, ülkede İslâm’ın önünü açacak ve İslâm’ı vazgeçilmez hâle getirecek Nebevî gelenekten, gönülleri fetheden usul ve üsluptan vazgeçmemeli.

4. Ulema, ortak akıl ve ortak bir dil ile hareket etmeli. Müşterek hareketi ve istişareyi ihlal edecek söylem ve eylemlerden kaçınılmalı. Ümmetin umutlarını boşa çıkaracak adımlardan uzak durmaya özen göstermesi beklenen ulema kendine yönelik öz-eleştiriyi tarihî tecrübesi ile tesis etmeli.

5. İnsan varlığını, tabiatı ve varlığı korumak zarurettir. Nesli ve nefsi ifsat ve tahriften korumaya yönelik, bütün yaratılmışları kapsayacak bakış açısı oluşturulmalı, bütün insanlığın, tabiatın, hayvanatın ve eşyanın fıtratını ve hilkat varlığını koruyacak ilmî çalışmalar yapılmalı.

6. İslâm’ın meselelerinin medyada, özensizce tartışılmasından uzak durulmalı. Bu tür tartışmaların fayda yerine zarar vermekte olduğu görülmeli.

7. İslâm’ın meseleleri hiçbir şekilde medya malzemesi haline getirilmemeli. Öncelik sosyal medya etkileşimi değil hakikatin ifadesi ve hayatımızda kök salması kaygısı olmalı.

8. Sosyal medyayı İslâm’ın kürsüsü olarak düşünmek sorunlu bir yaklaşımdır. Elbette ki, sosyal medyanın önemi ve etkisi gözardı edilmemeli ama ilmin ve tebliğin kendine has mehabetini sosyal medyanın hiçbir zaman tesis edemeyeceği de unutulmamalı.

9. Yalana ve tahrifata karşı mücadele mecrasının aynı zamanda sosyal medya alanları olduğu gerçeği gözardı edilmemeli.

10. Sosyal medyada dolaşan videolar ve yazılanlar üzerinden kurumlar, kişiler ve toplumun manevî durumu hakkında kanaat oluşturmaktan ve yaşanmış olumsuz örnekleri paylaşmaktan uzak durulmalı.

11. Dünyanın ve toplumun sorunlarını iyi tanıtan sağlam okumalar yapılarak dünyayla ve toplumla doğru ilişki ve iletişim kurabilir. Ülkemizin ve dünyanın sorunlarını doğru tespit etmeden doğru çözümler üretilemez.

12. Gençlik hem bugünümüz hem de geleceğimizdir elbette; fakat, gençliğin soru’n’larını ancak çok iyi kavrayarak gençlerin dünyasına nüfûz edebilir ve çözüm yolları önerebiliriz.

13. Davet ve tebliğ dili, irfan ve hikmet ile şekillenmelidir. Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’in kullandığı, ötekileştirici değil kucaklayıcı ve kuşatıcı dil, ihtiyacımız olan dildir.

14. İslâm’dan soğutucu bir dil irşat dili değildir. Din dili, İslâm’a güveni tesis etmelidir.

15. İman etmemiş insanların aynı zamanda ümmet-i davet olduğu unutulmadan onları İslâm’a ısındıracak ve kazandıracak güzel ve etkili bir dil geliştirilmeli.

16. İslâm’a hizmet eden ilim ve irfan merkezlerini yıpratıcı ve küçük düşürücü söylemlerden ve yaklaşımlardan uzak durulmalı.

17. Din istismarına karşı mücadele veren kurumlar, Ehl-i sünnet inanç ve irfan meşreplerini, köklü manevî sosyal dokuları hedef alıcı cümleler kurmamaya özen göstermeli.

18. FETÖ’nün itikadî ve fıkhî tahribatları, açık ve net bir dille yazılı, sesli veya görsel medya çalışmalarıyla halkımıza anlatılmalı.

19. Ulema, emr-i bi’l maruf ve nehy-i ani’l-münker seferberliği başlatmalı.

20. Özel veya resmî din eğitimi verilen bütün kurum ve kuruluşlarda manevî kişilik ve kulluk bilinci kazandırmak esas olmalı. Manevî kişilik kazandıran eserler kadîm müfredatımızdan seçilerek müfredatlara dâhil edilmeli.

21. Farklı inançları, kültürleri, aktüel meseleleri, bütün yönleri ile anlatan dinler ve mezhepler tarihinin yanında İslam Düşüncesi’ne dair müfredatlar geliştirilmeli ve bütün öğretim kurumlarının bir parçası yapılmalı.

22. İslâm âleminin umutlarına öncülük etmemiz için ülke içinde parçalanmışlığa karşı ortak bir seferberlik düzenlenmeli.

23. Ülke dışında ülkemizi temsil eden resmî veya özel bütün kişi ve kurumlar ülkemize olan güveni ve ilgiyi sarsacak davranışlardan uzak durmalı. Atamalarda ve görevlendirmelerde buna dikkat edilmeli.

24. Hutbelerde ve irşad faaliyetlerinde bölgelerimizdeki kadîm ulemanın ve salihlerin sözlerine ve hayat hikayelerine -isimleri zikredilerek- sık sık yer verilmeli.

25. Dinî eğitim veren kurumlarda psikoloji, sosyoloji ve İslâm coğrafyası gibi insan ve toplum bilimleri dersleri müfredatlara dâhil edilmeli.

#FETÖ
#Türkiye
#Mahir Ünal
#Celalettin Güvenç
#Ömer Faruk Müderrisoğlu