|
Alman ruhu ve üç Alman aklı: İkisi ölü, üçüncüsü öldürücü! 

Almanlar, Avrupa tarihi boyunca, Avrupa’nın, hem kurucusu hem de yıkıcısı olarak öne çıkan milleti ya da aktörü. Hegel’in dilini kullanmak gerekirse, “Cermenler”, aslında, “Almanlar” derken kastettiğim. Cermenler, kısmen İngilizleri, Hollandalıları da kapsar.

Alman ruhu, Cermen ruhudur. Cermen ruhu da Avrupa’nın aynı anda hem kurucu hem de yıkıcı kaynağı: Avrupa’nın diyalektik gücü -hatta silahı da diyebilirsiniz siz buna. “Silah” metaforu çok güçlü olsa da, hakikati iyi ifade ediyor: Avrupa’nın bu çifte hakikatini: Çıkmaz sokağını ve çıkış yolu olarak başvurduğu metodu.

Savaşlarla kuruluyor Avrupa, küresel ölçekli sonuçları olan büyük savaşlarla ve büyük âfetlerle. Büyük cihan savaşlarıyla da yıkılıyor. Son cihan savaşlarından sonra toparlanamadı, aklını yitirdiği için belki de.

Belki de’si fazla.

Öyle. 


ALMANYA, SİYONİSTLERİN ÖNÜNDE NEDEN DİZ ÇÖKÜYOR? 

Almanların akıllarını yitirdiklerine dair yeni bir haber var önümde:

İngilizlerin küresel elitler üzerinde son derece etkili gazetesi The Financial Times, Almanya ile ilgili oldukça düşündürücü bir haberi öne çıkarmış: Buna göre, Alman hükümeti, Alman vatandaşı olma süresini Almanya’da 5 yıl yaşama şartı getirerek kısaltmış (İngiltere›ye uyarlamış sanki! Brexit’e mi girdi yoksa Almanya!). Şaka bir yana ama Alman vatandaşı olacak kişilerin işini biraz daha zorlaştırmış ve Alman vatandaşlığına girecek kişilere “İsrail’in varlığını tanıma” şartını getirmiş!

Nedir bu?

Bence, akıl tutulmasıdır.

Almanların Yahudilerin kölesi olduğunun bir kez daha ispatlanması.

Almanya bağımsız mı şimdi?

Almanya’nın bağımsız olduğunu kim söyleyebilir -hele de son bir asırdır Almanların yaşadıkları ya da Almanlara yaşatılan trajedilere bakarak söyleyecek olursak…?

Almanya, Siyonistlerin önünde diz çökmüş bir devlet!

Bu kadar net! 


ALMAN RUHU’NUN KURUCU İKİ AKLI 

Modern düşünceyi kuranlar Almanlardır. Kant, her şeyin anasıdır. Hegel de babası Avrupa’da.

Dahası, Kant / Bach çağlarında, Almanya’da iki müzik enstrümanı çalmasını bilmeyene bir tahtası eksik gözüyle bakılıyordu. Müzik duygusu, estetik duyarlık o kadar yaygın ve gelişmişti yani.

Alman ruhunun iki güçlü kurucu aklı vardı: Felsefî akıl ve sanatsal akıl. Bu iki akıl, sadece Almanya’yı değil, modern Avrupa’yı kuran iki temel sütun: Felsefede Kant ve Hegel; sanatta Bach, Beethoven ve Wagner, Alman ruhunun da, modern Avrupa’nın da kurucu iki aklının ayrıksı kuleleri.

İki dünya savaşıyla birlikte Almanların çok güçlü olan felsefî aklı ile sanatsal aklı’nı bitirdiler.

Kim bitirdi?

Rahmetli Teoman Duralı Hoca’nın yerinde tanımlamasıyla “İngiliz-Yahudi uygarlığı.”

Almanlar, biyolojik varlıklarını sürdürebilmek için İngiliz-Yahudi uygarlığının kapitalizmi inşa eden maddeci, ruhsuz aklını benimsemek zorunda bırakıldılar. Almanlar, ayakta durabilmek için güçlü bir ekonomik akıl geliştirdiler. Kapitalizmi dirilttiler ama kapitalizm Alman ruhunu öldürdü! Alman ruhunun ölmesi Avrupa’nın canlı cenazeye dönüşmesi demekti.

Demek ki, “ortada kaldırılacak bir cenaze var!” diye boşuna haykırmamıştı Nietzsche! 


EKONOMİK AKIL, ÖZGÜRLEŞTİRMEZ; KÖLELEŞTİRİR. 

Ekonomik aklın gelişmesi, insanın ekonomiye odaklanması, kaçınılmaz olarak insanın düşünme ve duyma melekelerinin ve istidatlarının gerilemesine yol açacaktı.

Ekonomik akıl, kapitalizmi doğuran akıldır. Kapitalizmi doğuran, insanı ve ruhunu öldüren zavallı akıl. Barbar, tahakkümcü, yağmacı, tecavüzcü, katliamcı, soykırımcı bir akıldır kapitalist ekonomik akıl. İnsanı tarihte ilk defa eserinin esiri yapan emperyalist ruh işte burada gizli!

Ekonomik akıl, materyalizmin zaferi, mânâ’nın ve maneviyatın yenilmesi, geri çekilmesidir.

Ekonomik akıl, madde’ye odaklanır, insanı ekonominin kapanına kıstırır, çıkarı öne çıkarır. İnsanı devre dışı bırakır, maddenin kölesi yapar.

Nedir bu?

Elbette ki, ontolojik şiddettir.

Hem varlığın düzeninin bozulması hem de varlığın anlamının anlamsızlaşmasıdır. Ya da tek bir kavramla ifade etmek gerekirse, varlığın anlam düzeninin yerle bir olmasıdır.

Dünyaya insanın değil maddenin hâkim olmasıdır.

İnsanın barbarlaşmasının temelleri böyle böyle atıldı işte.

Başka medeniyetlere “barbar bunlar!” diye saldıranlar, aslında kendilerinin barbar olduklarını önce gizlemiş, sonra da ispat etmiş oldular bu şekilde.

Almanlar yeniden ayağa kalkamadığı sürece, Avrupa yeniden ayağa kalkamaz. Almanya’ya ruhunu kazandıran ve modern Avrupa’yı kuran iki kurucu Alman aklı, ölü kaldığı sürece, Avrupa toparlanamaz kolay kolay.

Alman hükümetinin yeni vatandaşlık yasası, “asil” Alman ruhunun nasıl köle Alman ruhuna dönüştüğünün acıklı bir göstergesi yalnızca!

İşi topa, popa getirmeden tamamladım yazıyı.

Vesselâm.

#Almanya
#Toplum
#Yusuf Kaplan
2 ay önce
Alman ruhu ve üç Alman aklı: İkisi ölü, üçüncüsü öldürücü! 
Esir Şehirlerin eserleri
Bu mel’un amacı nasıl engelleriz
İki dağ arasında
Enflasyonun sosyolojisi
Demokrasi mi piyasaları bozuyor, piyasalar mı demokrasiyi?