Prof. Dr. Yusuf Dinç, Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsünden doktora derecesini aldı. Duke Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde araştırmacı olarak bulundu ve Trakya Üniversitesi’nde akademik görev yaptı. Jeoekonomi, jeofinans, İslami ekonomisi, finans, bankacılık, sigortacılık ve gölge bankacılık gibi konular araştırma alanı olup çok sayıda kitap, makale ve yayını bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Örgütü ve birçok ulusal ve uluslararası kurumla finans alanında ulusal, uluslararası ve uluslarüstü projelerin yürütücülüğünü gerçekleştirmiştir. Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurulu üyeliği, Borsa İstanbul Grubu Merkezi Kayıt Kuruluşu yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Dinç, halen İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi öğretim üyesidir. İslam Kalkınma Bankası Enstitüsü Smart Economy Lab ödülü sahibidir. Evli ve iki kız babasıdır, İngilizce bilmektedir.
Tarih mahallesinin en dolambaçlı sokaklarındayız. Ama öyle cumbalarından çiçekler sarkan evlerin dizildiği Sultanahmet sokaklarında değil, Ankara’nın Çinçin’i yahut İstanbul’un Karabayır’ı gibi karmaşanın şekillendirdiği sokaklar.
Çoklarının soluğu caddeye çıkamadan çok önce bu sokakların tekinsizliğinde tükenecek. Racon bilenler, zekasıyla kuvvetini denkleyenler başka…
Bugün ya susmalı yahut konuşmalı. Ya yazmalı yahut öylece durmalı.
Konuşma iradesi gösterenler geleceği şekillendirmek amacıyla konuşmalı. Geleceği şekillendirebilecek deha veya kudrete sahiplerse… Yazma iradesi gösterenler geleceği ellerine alabileceklerse yazmalı.
Yoksa her söz boş, her yazı değersiz…
Bu öyle alelade bir zaman değil.
Bu ifadelerden herkesin payına bir şeyler düşer.
Siyasete atılanlar geleceği yoğurmak için atılmalı, biraz da biz koltukta oturalım düşüncesiyle değil. Ticarete girenler katma değeri ençoklamak için girmeli, biraz da biz kâr edelim hırsıyla değil. Sanata edebiyata tutulanlar kendi değerlerini yüceltmek için tutulmalı, batının şunun bunun değerlerini içselleştirdiğini göstermek için değil. Meslek edinmek isteyenler hangi vizyona hizmet edeceğini önden çalışıp planlamalı.
Bugünden itibaren herkes ya geleceği yapmayı yahut gelecekteki yerini doğru konumlamayı düşünmeli.
Ne demek istediğime dair birkaç örnek vereceğim.
Mesela turizm… Sürekli negatif gündem. Dolandırılan Arap turistler, yerli olduğu için ilave fatura kesilen Türk turistler, çılgın lahmacun fiyatları ve daha neler neler. Buradan sonraki değerlendirmelerime Bolu yangınını hepten bir taraf bırakarak devam edeceğim.
Turizmdeki sorun, turizmin başarısını yönetememek. Türkiye işi öyle bir yere getirdi ki 62,2 milyon turist cezbetti geçen sene. Fakat iş eski vizyonlarla ele alındığından bu büyük başarı kimini saydığım kimini sayamadığım hadiselerle gölgelendi.
Şurası belli ki Türkiye turizmde bir vizyonla buraya gelmiştir. Fakat bundan sonrası yeni bir vizyona ihtiyaç duymaktadır.
Geçen bir televizyon kanalında bebek katilleri üzerinden Türkiye’nin sağlık sektörünün kötü durumda olduğu ileri sürüldü. Bir yanlış anlaşılma var olduğunu düşündüm bu değerlendirmeden.
Bebek katilleri sağlık politikalarının başarısının bir sonucu değil miydi? Tüm yoğun bakım giderlerinin karşılanması, sistemin unsurlarına güvenin yüksek olması, çok sayıda özel işletmenin faaliyete geçmiş olması başarısızlık mıdır?
Bu katiller sağlık sektöründeki ve politikalarındaki başarının bir mahsulüydü. Varlıklarından şikâyet edilen Suriyelilerin sağlık sisteminden istifade etmek uğruna Türkiye’de kalmak isteyebileceği bilinen bir gerçek. Sayısız kere randevu oluşturup iptal edilebilen bir mekanizma ortaya çıkarılabildiği de gerçek. Sayısını bilmediğimiz ama çok olduğuna emin olduğumuz dünyanın her yerinden varsılın Türkiye’deki özel sağlık kuruluşlarından hizmet aldığı da doğru. Etkin bir sağlık sigortası mekanizmasıyla yurtiçinde de bu kurumların hizmetinden yararlanıldığı da doğru.
Katiller sistemin başarısızlığını değil, maalesef başarısını sürdürmesinin yeni bir vizyona ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.
Örnek olarak bu çok tartışmalı iki alandan girdim. Fakat şimdi sayacaklarım da var. Türkiye 20 sene kadar kısa bir sürede dünyanın en çok dizi ihraç eden ülkeleri arasına girdi. Gene 20 seneden kısa sürede savunma alanında dünyanın en iyi insansız hava aracı geliştiricisi ve tedarikçisi konumuna geldi.
Vizyon sahibi olmak böyle zamanlarda almaya muhtaç olunan yüzyıllık mesafeleri çok daha kısa sürede aldırabilir.
Çünkü devir volatilite devri. Bu devirde iki ihtimal var. Ve ben birincisini önerdim. Uzun ama çok uzun bakmayı… Zekânız ve kuvvetiniz ölçüsünde…
Diğer ihtimalse kısa ama çok kısa bakmaktır. Artık orta diye bir şey yok. Orta diye bir şey yok demenin tehlikesinin de farkındayım. Ortanın olmaması dengenin bozulduğunu gösterir. Yeniden kurulana kadar…
Zaten sistemin böyle ikiye ayrıldığını da görürsünüz. Fırsatçılar ve vizyonerler olarak. Kısa vadede geleceğini kurtarmak ihtimaline yatırım yapanlar fırsatçılardır. Uzun vadede geleceği ve geleceğini kurmak isteyenlerse vizyonerler. Vizyonerler nadir bulunur ama geleceği yapacak olanlar hakikaten onlardır.
Aslında bir yol daha var. Hem çok kısayı hem çok uzunu yönetmek. Ama bunu başkasının desteğiyle değil, kendi kabiliyetleriyle başarabilecek olanlar bir elin parmaklarını geçmez.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
şu işi beceremedik gitti... sistem ve düzen kurmayı beceremedik gitti vesselam... göç yolda düzülür diyerek hareket etmenin getirdiği handikap lar... çin de maçin de Selçuklu da Osmanlı da Asya da Avrupa da nerede en iyisi varsa alıp uygulamak elzem...yamuk pulanya dan düzgün kalas elde edilemez...
Sayın yazar çok az kişinin parmak bastığı bir konuyu gündeme getirdiniz: Büyüyen, gelişen sektörü yönetme stratejisi=Sürdürülebilirlik. Yalnız kaş yapayım derken göz çıkartmayalım. Bakınız Turizm sektöründe yetkiyi tek elde toplayalım ve otellere bir standart getirelim diye 5000 e yakın tesisi kapattık, peki Boludaki yangın engellendi mi? Hayır. Maliye denetimleri ile vergisini düzenli ve olması gerektiği gibi ödeyenle ödemeyen arasında POZİTİF BİR AYIRIM oluyor mu? Hayır. Her ikisine de "kusur arama mühendisi" gibi atanan denetçiler kan kusturuyor. İstanbul Valiliği tüm işletmeler kamu-özel yangın denetlemesini bir haftada yapılması talimatı verip eksiği bulunanlara ceza / kapatma uygulanması talimatı verdi resmi emir yazısıyla. Peki yangına karşı yeterli önlemleri denetleyen ekipteki bir kılçık sırf ekonomiyi dinamitleyeyim tam fırsatı diyip raporları sabote etmeyecek mi? Belediyeye kalsa yine edecek. Halbuki akılcı yaklaşım ISG Firmaları yetkilendirip onları denetlemek.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.